show you what devotion is

455 66 15
                                    

Yorum!!!

Koridorda hızla ilerlerken asistanı arkasından koşturuyordu.

"Bay Jeon kurul toplantısı var." Jungkook gülerek daha da hızlanmıştı.

"Evet Dora ben de benim kurula girmemi isterdim ama dekan beni orada boğar." Topuklu ayakkabılara sahip kadın hızla koşmuştu.

"Zaten kuruldasınız Bay Jeon sadece toplantılara hiç katılmadığınızdan bilmiyorsunuz." Bu Jungkook'u duraksatmıştı. Şaşırmış gözlerle baktı.

"O zaman bu döngüyü bozmayalım." Hızlı temposuna giderken nefes nefese kalmasıyla duraksamış ve ellerini dizlerine koyup soluklanmıştı.

Kemoterapiye başlayalı 2 hafta oluyordu,  zor bir süreç olduğunu biliyordu fakat bu kadarını tahmin etmemişti.

"Doktor Park'ı çağırayım mı?" Dora bildiği gerçek ile ona dönerken kafasını olumsuzca
sallamıştı ondan kaçıyordu çünkü Jimin Jungkook'u bulduğu an kaçırdığı kemoterapi ve radyasyon seanslarına sokuyordu. Bitene kadar da yanından ayrılmıyordu.

Jungkook'un geçirdikleri bu zaman hoşuna gitmiyor değilse de işleri vardı. Ta ki karşısından gelen turuncu saçlı adamla gözlerini kapadı. Yakalanmıştı.

Jimin Jungkook'a bile bakmadan Dora'ya gülümsemiş ve nefes nefese kalan adamı kolundan tutup götürmeye başlamıştı.

"Gerçekten bu kaçma işini bırakmalısın." Yeşil gözleri ve çatılmış kaşları Jungkook'a döndüğünde Jungkook gülümsedi.

"Kaçan kovalanır felsefesi yapsak?" Jimin yaklaşık iki aydır tanıdığı adamın hastalığıyla yakından ilgileniyordu. Arkadaşlıkları güzel bir seviyeye gelmişti.

"Jungkook hadisene, yemek yedin mi?" Kafeteryadan geçerken sorduğu soruyla karşısındaki adam olumsuzca başını sallamıştı.

"Radyasyondan dolayı yiyemiyorsun değil mi?"

"Evet."Jungkook bu süreçte yanında böyle biri olacağını hiç düşünmezdi. Karşısındaki adam birkaç saniye düşünürken çakır gözleri havaya bakıyordu. Gülümsedi uzun boylu olan.

Jimin aklına bir şey gelmişçesine gülümserken ona yaklaşmıştı.

"15 dakikalık bir işim var, bir sorun çıkarmadan kemoterapiye gidebilir misin?" Turuncu saçlı olan uzun boylunun yüzüne düşen saçları geri atarken konuşmuştu.

Jungkook gönülsüzce kafa salladı.

"Jungkook, bir halt yemeye kalkma."

"Jimin, kanserli arkadaşına biraz hoşgörülü ol." Jungkook gülerek uzaklaşırken odaya yönelmişti.

20 dakika sonra elinde turuncu renkli smoothiye benzeyen bir bardakla gelmişti Jimin. Gülerek salladı.

"Sabah kahvaltın; simit ve peynire merhaba de."  Jungkook'un düzenli beslenmesi gerekiyordu ve bunu kendi başına sağlayamayacağı gerçekti.

Jungkook gözlerini büyüterek iğrenmiş ifadesini ortaya çıkardı.

"Rüyanda falan içirirsin onu çakır." Turuncu saçlı olan gülmüştü. Şuan kemoterapi seansında olanlar Jimin'i zaten tanırken Jungkook'u da tanımaya başlamıştı.

Adı Ashley olan saçları dökülmüş 25 yaşındaki kız gülümseyerek Jungkook'a yaklaştı ve fısıldadı.

"Doktor Park'ı dinlemelisin, uzun zamandır vardiyada olmasına rağmen yanında duruyor." Jungkook kadının dedikleriye isteksizce kabul etmişti. Daha fazla yorulmasını istemiyordu.

SevenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin