"Yoongi bir şey yap, Yoongi lütfen." Çöktüğü hastanenin duvarında onu Taehyung tutuyordu.
Yoongi önüne eğilmiş odadan çıkan seslere hakim olmaya çalışıyordu ama Jimin'in sesiyle gözünden akan damlayo tutamamıştı.
"200'e ayarlayın, çabuk!" Jeremiah ve Leila'nın sesleri gelse de Jimin kendinden hissetmiyordu.
Başını duvara vururken mırıldanıyordu, kalbinin atmadığını gösteren monitörün sesi sanki kat kat yüksekti.
"Canım, canım, canım... Bir şey yapın diyorum, Tae, lütfen." Sesi yükselirken etraftaki hemşire ve doktorlar ona üzülerek bakıyordu.
Monitör tekrardan yüksek bir sesle ritim verirken etraftaki doktor ve hemşireler derin bir nefes vermişti. Jimin'in yeşil gözleri oraya gitti.
Canı o kadar acıyordu ki nefes alamıyordu. Boğazında takılı kalıyordu. Jungkook'u sedyeyle çıkartırlarken Dekan'ı görmüştü.
"Nereye götürüyorlar?" Jimin'in biraz daha sakin sesiyle Yoongi onu biraz daha tutarken tamamen habersiz olan Taehyung ayaklanarak peşlerinden gitmişti.
//
"Jim, her yerde seni arıyorum." Taehyung'un sesiyle gözleri ona gitti. Hastanenin kafesinde Arthurla oturuyordu.
"Burdayım."Ayaklanırken arkadaşıyla hastanede yürüyordu. Arthur da katıldı onlara.
"Nöbetin mi var?" Taehyung kafasını salladı.
"Ben de sana yardım edeyim." Acile ilerlediler
"Hemen gidelim de oraya el atalım.Hastaları yeni salsa dansımla uyuşturmayı düşünüyorum." O şaka yaparken diğerleri de gülmüştü.
Jimin Arthur'a Yoongi'nin söylediğinin doğru olmadığını ama durumların karışık olduğunu söylemişti. Eski bir mevzu olduğunu da eklemişti. Arthur da saygı göstermişti.
Araları tekrar iyiydi.
"Stabil." Gözleri hastaya müdahale yapan Jungkook'a gitti. Hemşirenin kelimesiyle kendisini yere bırakmıştı.
Duvara dayanmış gözlerini kapatmıştı. Taehyung adımlarını hızla ona götürdü.
Jimin böyle yapacağını biliyordu. Durmayacaktı, vücuduna zaman tanımayacaktı. Gece dinlenmeyecekti, nöbete kalacaktı. Şuan olduğu gibi.
Taehyung onun tansiyonunu ölçerken Jimin de adımlarını oraya götürdü. Gözleri kapalı olduğundan görmemişti.
"Bunu yapman çok saçma, hastaları da tehlikeye atacaksın. Tonlarca doktor var." Jimin'in normalden daha yumuşak sesi Jungkook'un ters sözüyle sönmüştü.
"Arthurla kahve içmek yerine burada olsaydın tek doktor ben olmazdım acildeki." Jungkook son iki gündür kendini gerçekten iyi hissetmiyordu. Hastanede herkesin kendi halinde olduğunu düşünüyordu.
Acilde kendisi ve Taehyungdan başka kimse yoktu. Taehyungsa Jimin'i aramaya gitmişti.
"16.3" Taehyung tansiyonunu söylerken Jimin dilinin ucunda söylediği lafı yuttu. Ama sinirli bakışlarını onda tutmuştu. Ne saçmalıyordu?
"Yüksek." Taehyung Jimin'in söylediğiyle kafasını sallarken Jungkook gözlerini açmıştı hafifçe. Jimin'e sinirliydi.
Genel olarak tüm hastanenin boşladığını düşünüyordu ama Arthurla durmadan beraber olması sinirini bozmuştu.
"Yardım edin." Acilde bağıran adamla Taehyung döndü.
"Halletmem lazım." Koşarak hastaya giderken Jimin eli önlüğünün cebinde Jungkook'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seven
LosoweHastaneye yeni gelen başhekim Jeon Jungkook sisteme boyun eğmiş değişiklikten uzak 'Seven' adlı hastaneyi değiştirmeye kararlıdır. Fakat bu süreçte kanser ile başa çıkmaktadır. Jikook Bu kitap New Amsterdam dizisinin konusundan esinlenmiştir