"Jungkook, bekle." Hızla ilerlediği koridorda duyduğu sesle gülümseyerek dönmüştü. Malzeme odasında beraber uyumalarından iki gün sonra e geçiyorlardı. Jungkook'un işleri başından aşkındı.
"Günaydın." Jungkook'un gülümseyerek söylediği söz yeşil gözlerin sinirinden boşluğa karıştı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Jimin'in ses tonundan tahmin ettiği durum olduğunun farkındaydı. Koridorda yürümeye devam ederken yanında gelen bedene cevap verdi.
"Ne yapmışım?" Jimin'in kendisine bağırıp çağırmak için geldiğini biliyordu. Çünkü Jungkook üç sene önce bir yalan söylemişti ve bundan sonra olan tüm olayların sorumlusu oydu.
"Sen nasıl Arthur'u hastaneden atarsın?Kimseye sormadan."
"Atmadım, ücretli izine gönderdim. Ve hayır kurul oyladı." Adımları sağ taraftaki toplantı odasına giderken eliyle hemşirelerden birine işaret etti ve adımlarını koltuğa götürdü.
Kemoterapi için tek boş zamanı buydu.
"Benim neden haberim yok?" Jimin nefes nefese durumu anlamaya çalışırken Jungkook gömleğinin kolunu çekmiş ve hemşireye uzatmıştı.
"Ameliyattaydın çünkü. Toplantıya katılsaydın da bir şeyi değiştiremezdin, Oy çokluğu vardı." Hemşire odadan çıkarken Jimin ayakta oturan bedene bağırmıştı.
"Ne sebeple atıyorsun koskoca doktoru!" Jungkook sakin karşılıyordu onu. Haksız yaptığı bir şey olmadığını düşünüyordu.
"Ne yaptığını biliyorsun. Hiçbir cerrah kendi uzmanlık alanı dışında risk durumu haricinde tedavi uygulayamaz." Yeşil gözlü olan bağırdı.
"Nereden biliyorsun risk durumu olmadığını? Bilinci kapalıymış, uyarılara tepki vermiyormuş?" Jungkook da hafif sesini yükseltmişti.
"Çünkü Namjoon 2 dakika içinde. geleceğini söylemiş. Orada tek yapması gereken stabil tutmaktı.
Sen veya ben girip beyin ameliyatı yapmıyoruz veya Namjoon tutup da insanların kalbini tamir etmiyor. Bizi sokaklarda internetten gördüğüyle kendini doktor zanneden teyzelerden ayıran şey bu! Hepimizin uzun süre okuduğu bir uzmanlık alanı var!" Jungkook'un konu iş olunca rasyonel ve sert fikirleri vardı."Sanki kurallar çok umrundaymış gibi konuşma!"Jungkook burada hala kavga etmelerine şaşırıyordu. Hiçbirinin suçlusu Jungkook değildi.
"Bazı kurallar önemlidir Jimin. Tek yaptığı bu da değil, senin de çok iyi bildiğinin farkındayım. Adrenalin bağımlısıymış. O halde hiçbir hastaya yaklaşmasına izin veremezdik." Jimin arkadaşını sonuna kadar savunuyordu.
O sırada Leila girdi içeriye.
"Niye kavga ediyorsunuz? Hastane inliyor." Leila'nın sorusu askıda Jimin'in bağırışıyla kaldı.
"Dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi var onlar reçeteli ilaçlar." Leila onların kavgasını şokla izliyordu. Arkadaşının kemoterapi cihazını bağlayan kolunu çok şiddetli sıktığını görünce adımlarını oraya götürdü, elini eline koydu.
"Biraz sakinleşin."
"Hiperaktivite ilaçları o dozda içilmez."
"Neden? Şimdi de uzmanlığın psikiyatri mi oldu? Halbuki birbirimizin işine karışmayacağımızı zannediyordum."
"Günde üç doz adrenalin almanın normal olmadığını sokakta geçen adam bile anlar. Kurulun kararının sebebi bu."Jimin gittikçe sinirleniyordu.
"Kuruldakileri manipüle etmekte üstüne yok. Arthur'dan çok hoşlanmadığının da farkındayız, onları etkilemen bir dakikanı almamıştır." Jungkook'un kendisine yapılan ithamla gözleri büyümüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seven
CasualeHastaneye yeni gelen başhekim Jeon Jungkook sisteme boyun eğmiş değişiklikten uzak 'Seven' adlı hastaneyi değiştirmeye kararlıdır. Fakat bu süreçte kanser ile başa çıkmaktadır. Jikook Bu kitap New Amsterdam dizisinin konusundan esinlenmiştir