Shinsou düşünceli bakışlar atarak odamın içinde turluyordu. Beşinci turlayışına kadar sayabildikten sonra kaç tur atabileceğini öğrenmekten vazgeçmiştim. Zihnim daha fazlasını kabul edebilecek kadar yerinde değildi. "Aklınızda bir fikir bulunuyorsa çekinmeden söylemenizi isterim Midoriya-sama, bu iş oldukça ciddi." uyarısıyla havaya küçük bir esneme bıraktım, "Ne olduğunu baştan anlatır mısın Shinsou-kun?" uykulu sesimin ardından bir esneme daha diğerini kovalamıştı.
"Çalışanlarımızdan Rikidou Satou," ürkütücü gerginliğinin yerini resmi ve ciddi tavırları almıştı. "Saat 22:42 civarlarında, yani mesai saatinde, toplantı salonunda bileklerini keserek intihar etmiş ve çok geçmeden bu tüm rakip şirketlere yayılmış." Rikidou Satou adını duymamla kanımın donduğunu hissettim. O ofisimizdeki leziz tatlılarımızın ve çöreklerimizin baş tacıydı, şefkatli ve samimi yapısı sayesinde ona yakın hissetmeyen kimse tanınmazdı. Bunu duyan çalışanlarımın duyduğu üzüntü ve kendi üzüntümün buhranı içimde yer edinmişti, bunu kaldırabileceğimden emin değildim. "Bu olay başka boyutlara taşınmadan bir açıklama yapmamız gerekiyor." diye tamamladı Shinsou.
Gözlerimin dolmasına izin vermeden tavanı inceler gibi yapmaya başladım. "Hazırlanıp geleceğim Shinsou-kun. Bu işi halledebiliriz." dedim duygularımı bastırarak. Shinsou'nun depresyona girmemem için çabaladığının farkındaydım, zorunlu olarak verdiği bu haberin beni aniden kötü durumlara sokabildiğini görmesini istemiyordum. "Öncelikle ailesini ziyaret edin ve onlara maaş bağlayın. Ben gerekli açıklamayı yapacağım, merak etme." dedim titrek nefesimi saklayamayarak. "Gidebilirsin, daha çok işim var." diyip yorganımın altına saklandım. İşaretimi alan Shinsou odamdan hızlı adımlarla dışarı çıktı.
Bir süre adım seslerinin kaybolmasını bekledim, tamamen duyulmaz hale geldiğinde gözyaşlarımı serbest bıraktım. Onun intihar edebileceğini hiç aklıma getirmezdim, bu kadar yanında olup nasıl onu göremediğime yanıyordum. Birkaç dakika yatağımda gözyaşlarımla öylece bekledim. Yine olan olmuştu, yine olan geri gelmeyecekti.
Tek ihtiyacım olan soğuk bir duştu.
⊹ฺ
Her şey tamamdı, Rikidou Satou'nun ailesi gösterdiğimiz ilgiden memnun kalmıştı, gerekli açıklamalar yapılmış, ofise gelen ekipler söylemlerimizi doğrulamıştı. Diğer işlerle Shinsou ilgileniyordu. Bu süre zarfında Bakugou hep yanımda duruyor ve hiç olmadığı kadar sessiz görünüyordu. Ofisimi incelediğini düşünerek sessizliğinin tadını çıkarmasını umuyordum.
Uzun süren saatler sonunda kendimizi dışarda bulmuştuk. Bakugou'ya ne yapmak istediğini sorduğumda benden kurtulmak istediği cevabını alınca kendisiyle çelişmesinin üstünde durmadan şoförden eve doğru sürmesini talep ettim. Bakugou'yla ne yapacağımı bilmiyordum, niyetini belli etmeden evime gelmesi beni ne yapacağımı bilemez hale getirmişti.
Eve geldiğimizde korumalarıyla kısa süreli konuşmalara girmişti. İri korumalarından biri bana yaklaşınca, Bakugou'ya karşı gayet misafirperver davrandığımı düşündüm. Aksi bir harekette bulunduğumu düşünmüyordum ama bu iri yarı adam, zorla kötü düşünmeme neden oluyordu. Üzerime doğru yürümesi bile yüzümden akan soğuk terlerin sebebi olmuştu.
"Efendimizin isteği üzerine bu arabaya binmelisiniz bayım." sesi öyle kalın ve boğuktu ki gözlerim korkuyla aralanmıştı. Bakugou'nun kırmızı arabasının arka kapısını açıp binmemi bekledi. Ama böyle bir adama güvenmemem gerektiğini sezdim. Kendi korumalarımdan birini talep edecekken Bakugou tarafından bu isteğim reddedildi ve yeterince özel hayatının çiğnendiğini belirtti. Söylediklerine anlam veremememiştim, kendi ayaklarıyla buraya gelmişken özel hayatını çiğneyen de neydi?
"Nereye gideceğimizi sormak istiyorum." tedirgindim, şirketimi daha yeni kurtarmışken yanlış bir harekette bulunmak istemiyordum fakat bu atmosfer bana doğru bir şeyler yapıyormuşum gibi de hissettirmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love n money ˖ katsudeku
Fanfiction"Senden nefret ediyorum, imzala artık şu belgeyi." diye bıkkınlıkla nefesini verdi. Dediğini gerçekleştirmek üzere kağıdı arkamdan aldım ve okumaya başladım. Kağıtta servetimin yüksek bir bölümü karşılığında pis işlerimi ona vermemi, insanları öldü...