VIII

56 12 4
                                    

Odanın her noktasında ne varsa suçlarcasına gezdirdiği harelerinden akan hayali kırmızı ışınlar sanki dokunduğu her şeyi küle çevirebilecek potansiyele sahipti; yıkıcı etkisi ona olan ilgimi tetiklerken midemin heyecanla kasıldığını hissettim. Ondan etkilenmemin ne yeri ne de zamanıydı.

Ofisimdeki yerime kurulmuş, azarlanmayı bekliyordum. Karşımdaki adam sert adımlarının kurbanı olan zeminde volta atıyor, sarı tutamlarından birini yumruğunun içine sıkıştırıyordu; en azından saç tellerini yerinden çekip çıkarmaya çalışmadığını görebiliyordum. Saçlarını avuç içlerininde çekiştirip bırakıyor, boğazından hırıltılı öfke çığlıkları çıkardığına şahit oluyordum. Bu durumun beni germediğini söyleyemezdim fakat duygularımı dışarıya yansıtmaktan kaçınmak için konuşmayı ertelemekten başka seçeneğim yoktu.

Saçlarını elinden kurtarıp çalışma masama yumruklarını sertçe vurmadan önce dişlerinin gıcırtısını duyduğuma yemin edebilirdim, yumruğunu sıkmaktan parmak boğumları bembeyaz kesilmişti ki yumruklarında biriktirdiği güç öfkesi ile harmanlanıp masayı sallamıştı. "Bak bana, lanet olası seninle güzel güzel konuşmaya çalışacağım. Anlaşma yaparken konuştuklarımız ve hareketlerini birbirlerine uyduramıyorsun sik kafalı!" Bakugou'nun her iş verenine büyük bir saygı barındırdığını düşünüyordum ancak bana karşı en üst saygı seviyesi bu kadar olabileceği için gerilen vücudumu sakinleştirmek istedim. Sesi boğazını ağırtmaya yetecek kadar yüksek olmasına rağmen rahat olmam gerekiyordu, zor toparladığım psikolojimi dağıtan adamın ellerine tekrardan vermemeliydim. "Ben senin etrafında olacağım, sen benim değil!" Dili dudakları arasında turluyordu. Ağzına ne geliyorsa söylememek için kendini tutarken bile sinirinden saçmalıyordu. Kollarımı birleştirerek ve bir bacağımı diğerinin üstüne atarak oturduğum sandalyemde daha fazla sinirlenmemesi için bacağımı sallamamaya çalışırken aynı zamanda konuşmak için az da olsa hareketlerinin durulmasını bekliyordum.

İçimde harekete geçen organımı görmezden gelerek alevleri inatla sönmeyen harelere odaklandım. Hareleri, bakışlarımı hissetmiş olamalı ki, çehremle buluştuğu esnada hareketleri durulmuş; ancak oralarda bir duygu yoğunlaşmasına şahit olmuştum. İçindeki ateşin körüklenişini izlemiştim. Dudaklarımın içe doğru kıvrılmasına engel olamadım. Yüz kasları yavaş yavaş çökerken mantığımı bir kenara atıp sakinlediğini umut ettim. Gerçekçi bir rahatlamaya kavuştuğumu düşünüp iç çekmem tekrar bağırışıyla ürkek bir nefese dönüşüp içimi titretmişti. "Farkında değilsin," Ciğerlerinden solurken kızgın bir boğaya benzeyen bakışlarını benden ayırmadı. "Hâlâ farkında değilsin!" Ses tonu kükrer gibi çıktığında yetişemediğim bir çeviklikle aramızda tek engel olan masanın üstünden atlayarak yakalarımı tek elinde toplamıştı ve ütülü gömleğimi avucunun içerisinde buruş buruş etmişti. Şokun etkisi göz yuvarlarımın pörtlemesine, kişisel alanımın saniyeler içinde onun tarafından yok olması nefes alışverimin değişmesine neden olmuştu, kırmızı damarları gözlerinin beyazında boğum boğum yer edindiğini yeni fark ediyordum. Bakışlarının baskın havası, psikolojikmen vücudumda ve çehremde soğuk bir esintinin kol gezmesini sağlamıştı ve geçtiği yerleri uyuşturmuştu. Gerilmiştim.

"Ne..?" Bilincim dışında verdiğim tepki dudaklarımdan diyaframımdan nefes verir gibi dökülmüştü. Öfkesi ile tekrar yakından tanıştırken bakışlarımın ilk defa onunkilerle yarışacak kadar keskinleşmesine izin verdim. Elini sertçe ittim ama geri çekilmedi, üstelik yakamı daha da sıkıştırmaya başladı. Onun gibi öfkemi kusmak değil, sakinliğimi korumak için yumduğum gözlerimin ardından konuştum. "Seni kovacağım."

Vücudumu sarsacak bir kuvvetle ütüsü bozulan yakamı bırakıp yüzüne kasıntı olduğu aşikâr sırıtışıyla tek bir hamlede masamın önündeki koltuklardan birine yayıldı. Ayaklarını masamın üzerine, dosya yığınlarının biriktiği yere, uzattı. Kağıt parçaları oradan oraya dağılması aklımın ucundan geçen şeylerden bir tanesi bile değildi.

love n money ˖ katsudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin