Mafia In The Morning || soogyu

•Day 3

-Bölüm geçmiş ile ilgili yani başından sonuna kadar Soobin ve Beomgyu'nun evliliğinden önce olanlar var. İyi okumalarr <3

_____________

Elini kolunu sallayarak toplantı salonuna girdiğinde pek kimsenin dikkatini çekmese de gözlerini sertçe üzerine diken genci fark etmişti Beomgyu. Gayet iyi tanıdığı Choi Soobin'di o ve sadece beş dakika geç kalmasına karşın bu yüz ifadesiyle tepki verecek tek kişi de oydu.

Kendisiyle alıp veremediği ne vardı hiç bilmiyordu. Onunla ne zaman göz göze gelse ki bu sadece birkaç kez olmuştu, ona hiçte iyi olmayan bakışlarını eksik etmezdi. Soobin ile öyle herhangi bir konuşmaları da olmamıştı. Ufak tefek bir sohbet harici bir iletişimleri yoktu konuşma yoluyla çok fazla. Beomgyu'nun gözünde Soobin net bir insan olsa da bir o kadar da karışık biriydi. Ne düşündüğünü asla anlayamazdı.

Aslına bakılırsa ilk tanıştıkları günü düşününce bu pekte kötü bir tanışma şekli olduğu söylenemez gibi duruyordu. Yani aralarında kötü bir olay geçtiğini de sanmıyordu, hatta olmamıştı. Soobin tuhaf bir şekilde ondan nefret etmeye başladığında o da karşılık olarak nefret etmeye başlamıştı Soobin'den. En azından kendisi sebepsiz değildi Beomgyu'nun.

İlk tanıştıkları güne gelecek olursak... İki Choi ailesininde yeni ortaklık kurduğu zamanlardan birinde bu ortaklık adına bir kutlama yemeği düzenlenmişti. Babalarının sağ kolu gibi olan Soobin ve Beomgyu ise elbette bu yemeğe katılmışlardı. Başta her şey normaldi, güzelce selamlaşmışlar, yemeklerini yemişler, babalarının komik olmayan şakalarına bile gülmüşlerdi.

İçme aşamasına geçildiğinde herkes bir köşeye ayrılmış, haliyle Soobin ve Beomgyu da sıkıcı konulardan kaçmak adına oldukları evin balkonuna geçmişlerdi. Beomgyu tabii ki içme toleransının bir yere kadar olduğunu mafyalık gururu olmasa bile kendi gururuna yediremediğinden kimseye bahsetmiyordu ama içmeyi de ihmal etmiyordu.

Soobin bunu, birkaç bardak sonrasında alık alık etrafa bakan bir Beomgyu fark ettiğinde anlayabilmiş ve onun bu haline gülmüştü. Dalga geçmek istediğinden değilde tatlı bulmuş olabilirdi. Kendine bunu itiraf edemese bile. Beomgyu'yu daha yeni yeni tanımıştı ama gözünde haylaz bir çocuk gibi görünüyordu. Zor ve yaramaz gibi ama anlaşılamayacak bir tip gibi de değil şeklinde düşünceler edinirken Beomgyu'nun bir anda kucağına çıkmasını asla beklemiyordu. Bu olduğunda yanaklarının kızardığını hissetmiş ve neden böyle olduğuna o an kafa bile yoramamıştı. Cidden beklemiyordu.

Beomgyu kesinlikle sarhoştu ve ne yaptığının farkında bile değildi. Farkında olsa bile bunu yapıp yapmayacağı meçhul bir konuydu tabi. Bayık gözleri ve kocaman gülümsemesiyle kollarını, kucağına çıktığı çocuğun boynuna dolamış, ve altındaki beden daha ne olduğunun farkına varmadan kondurmuştu dudaklarını şaşkınca bakan Soobin'inkilere. Sonrasında Soobin'de kendini ona karşılık verirken bulduğunda sadece akışına bırakmış ve kucağındaki oğlanın dudaklarını emmeye başlamıştı. Beomgyu tatlı mırıltılar çıkarırken Soobin, bir elini kendinden küçük bedenin beline diğerini ise saçlarına çıkarmış ve gezdirmişti dokunduğu yerlerde parmaklarını.

Soobin'de minik inlemeler bıraktığında dışarıya Beomgyu'nun dudaklarından aldığı alkol tadıyla sarhoşlaşmış hissediyor daha çok içmek adına daha da yapışıyordu dişlediği dudaklara. Dilini ise kucağındaki öpülmekten şişmeye başlamış dudaklara sahip bedenin ağzından içeri soktuğunda diliyle Beomgyu'nun dilini ezmeye ve küçük bir savaş çıkarmaya başlamıştı. Beomgyu bu hamleye karşı huysuzlanıp altındaki kasıklara sürtünmeye başladığında Soobin'in elleri sürtünen kalçalara kaymış ve kavramıştı onları sıkı sıkıya. Sürtünmesi onu deli etse dahi kendi elleriyle daha çok sürtünmesi için destekliyordu küçük kalçayı.