7

4 1 0
                                    

Yollar Ayrılıyor

Sabah erkenden kalktık ve hazırlandık. Haritadan izleyeceğimiz yolu iyice kararlaştırdıktan sonra sığınaktan ayrıldık. Yaprak hala benimle konuşmuyordu. Ona biraz zaman vermem gerekiyordu. Böyle olması beni de yıpratıyordu fakat onun için ayakta kalmak zorundaydım. Selim ve Ben önden gidiyorduk, Can ise Yaprağı yalnız bırakmıyor sürekli yanında duruyordu. 

Sığınaktan ayrılalı neredeyse üç saat olmuştu. Can ve Yaprak ara sıra konuşuyorlardı fakat ben ağzımı bile açmamıştım. Selim bana bir şeyler sorduğunda kafamla veya bakışlarımla  cevap veriyordum. Bir süre sonra Can biraz dinlenmek istediklerini söylediğinde kendimizce "güvenli" olabileceğini düşündüğümüz bir mağaranın önünde durduk. Yaprak içeriyi kontrol edip mağaranın içine girdi. Can da Yaprağın yanına gittiğinde ben ve Selim yine tek kalmıştık. Cebimde ki paketten bir dal sigara çıkardım ve ucunu yaktım. Derin bir duman çekip havaya hediye ettim. Gördüğüm bir kayalığa oturduğumda Selim de yanıma oturdu ve ben yeri izlerken o da beni izledi. Dakikalar sonra yere kilitlediğim bakışlarımı Selim'e  döndürdüm ve konuştum.

"Ne var?"

Hafif endişeli bir sesle konuştu. "Sabahtan beri bir şey yemedin, asla konuşmadın, sürekli sigara içiyorsun, gözlerin boş bakıyor, geceleri doğru düzgün uyumuyorsun, uyusan bile sürekli sıçrıyorsun Su. Daha ikinci gecemizi atlattık ama sen iki gecedir doğru düzgün uyumadın. Neyin var söylemiyorsun, derdini anlatmıyorsun."

"Ne var biliyor musun Selim, benim bu güne kadar elimden tutan olmadı. Derdimi dinleyecek, çare bulacak biri olmadı. Ben dokuz yaşındaydım ailemi ve doğmayan kardeşimi o trafik kazasında kaybettiğimde, ben 11 yaşındaydım Yaprağa babası şiddet uygulamasın diye kendimi öne attığımda, ben lisedeydim sırf Yaprağı o evden kurtarmak için buraya taşınıp bir hayat kurmaya çalıştığımda. Ben 12 yaşındaydım karaciğer kanseri olduğumu öğrendiğimde, ben 16 yaşındaydım siroz olduğum haberini aldığımda. Sırf bunu kimseye bir şey anlatamadığım için Yaprağa söyleyemedim. Üzülmesini istemedim çünkü bizim birbirimizden başka kimsemiz yok! Yaprak benim doğmayan kardeşim gibi ve ben onu sırf kimseye bir şeyimi anlatamıyorum diye kaybedeceğim düşüncesi beni öldürüyor anladın mı! BEN HİÇ BİR ZAMAN YAŞAMADIM ZATEN, şu saatten sonra ölsem de bir şey fark etmez benim için.."

Haritayı orada bıraktım, çantamı ve silahımı alıp oradan koşarak ayrıldım. Nereye gideceğimi bilmiyordum, gerçi bilmeme de gerek yoktu açıkçası. Sadece koşuyordum. Duracağım yeri bilmiyordum. Sadece bu yolun sonunun ölüme gitmesini umuyordum. 

ÖLÜME BİR ADIM UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin