Piç Kurusu

246 31 21
                                    

"Merhaba gençler ben yeni Kimya Öğretmeniniz Han Jisung. Biraz geç kaldığım için hepinizden özür dilerim. Okulda ilk günüm olduğu için halletmem gereken bazı işlerim vardı. O yüzden de biraz geç kaldım. Neyse ben kendimi size tanıttım şimdi de siz bana kendinizi tanıtın bakalım." Yeni kimyacı kendini tanıttıktan sonra kapı kenarındaki sıranın başından başlayarak bizlerden de kendimizi tanıtmamızı istedi. Sanırım okulun en gereksiz şeylerinden birisi de yeni gelen hocaya kendini tanıtmaktır.

İlk sırada oturan kız ayağa kalkıp "İsmim Vien. 18 yaşındayım ve ileride Yazılımcı olmak istiyorum."dedi ve devam etti. "Bu arada çok yakışıklı bir yüzünüz var hocam."diyerek kıkırdadı. Kızın kıkırdamasıyla yüzümü buruşturdum. Hemen iltifatlara başladılar bile. Önlerden bir kızdan "Ay eveeet."diye saçma bir ses çıkınca bütün sınıf kahkahalara boğulmuştu. Hoca ise sadece gülümsüyordu.

Neyse. Neredeyse herkes kendini tanıtmıştı. Hepsi hocanın gözüne girebilmek için kimya dersini ne kadar çok sevdiklerinden veya adamın yakışıklılığından bahsetmişti. Ve ben neredeyse hepsinin tüm bu mallıklarına hayvan gibi gülmüştüm. Son olarak sadece bizim dörtlü grup kalmıştı. Seungmin ayağa kalkıp sakin ama hızlı bir şekilde "Kim Seungmin. 19 yaşındayım. Gelecekte büyük ihtimalle kendi işimi kurarım. Bu kadardı." diyip yerine oturdu. Ardından Changbin kalkıp "Seo Changbin. 19 yaşındayım ve ileride kendi spor salonumu açacağım."deyip o da oturdu. Hoca Hyunjin'i göstererek kalkmasını işaret etti. Hyunjin havalı havalı ayağa kalktı ve "Hwang Hyunjin. 19 yaşındayım ve ileride kesinlikle mühendis olacağım."dedi. Hoca merakla "Ne mühendisi olmak istiyorsun?"diye sordu. Hyunjin ise gülümseyerek "Kaldırım Mühendisi." dedi. Hyunjin'in cümlesiyle kahkaha attım. Daha doğrusu hayvan gibi tuhaf sesler çıkardım ama neyse. Hyunjin yerine oturmuştu. Benim kalkmam gerekiyordu ama hiç kalkasın yoktu. Bir süre herkes benim kalkmamı beklemişti ama ben kalkmayınca yeni kimyacı eliyle beni göstererek "Evet her şeye hayvan gibi gülen çocuk sen kalk bakalım şimdi de. Tanıt kendini."dedi. Bana mı dedi lan o HAYVAN GİBİ GÜLEN çocuk diye??

Oflayarak yayıldığım sıradan doğruldum ve ayağa kalktım. Hiç bir şey söylemeden sadece boş boş hocaya bakmaya başladım. Aynı şekilde o da bana bakıyordu. Aslında şimdi fark ettim de gözleri de çok güzeldi. Boğazını temizleyerek "Başla bakalım. Anlat kendini bana biraz. Seni de tanıyayım."dedi. Bir kaç saniye daha gözlerine baktıktan sonra "Lee Minho. 19 yaşındayım. Gelecekle alakalı bir hayalim yok. Belki geleceğim bile olmayabilir. Ama şundan emin ki ilerde hayatımı asla kasarak yaşamayacağım. Rahat olacağım, olmayanı zorla oldurmaya çalışmayacağım ve olabildiğince dert edinmemeye çalışacağım."dedim. Ve aklıma gelen şeyle devam ettim. "Bu arada bir şey daha söyleyeceğim."dedim. Başını sallayarak devam etmemi söyledi. "Kimya dersini daha önce hiç sevmedim. Hâla da sevmiyorum ve kimya notlarımda hiç iyi değildi geçen sene. Ayrıca az önce kimya dersine bayıldığını ve çok sevdiğini söyleyen arkadaşlar geçen seneye kadar kimya dersinden kaçıyordu. Onun için işinizin kolay olacağını sanmayın bence. Hem daha ilk yılınızmış öğretmenlikte de. Çok saf bir şeye benziyorsunuz ve deneyiminiz daha yok bence kendinizi yorupta bu yalaka aptallara çok önem vermeyin." dedim ve yerime oturdum.

Sınıftaki aptallar kendi aralarında konuşmaya, bana ufakta olsa bazı hakaretler etmeye başlamışlardı bile. Bende böyle bir aptaldım işte her boku yiyen ama yalana asla tahammülü olmayan bir aptal. Belki de yalan konusunda daha önceden deneyimli olduğumdandır. Hiç birini takmadan tekrardan sıraya yayıldığımda başımı cama çevirdim. Dışarıyı izlemek daha keyif vericiydi. Kulağıma onun gülme, hatta ufak bir kahkaha sesi geldi. Ama normal neşeli bir kahkaha değildi bu. Sanki hüzün vardı sesinde. Başımı çevirip ona baktığımda bana bakıyordu.

Gözlerinin içinde hüzün vardı gerçekten de. Gülümsüyordu ama sanki gülümsemek zorunda olduğu için gülümsüyormuş gibi duruyordu. Nedenini bilmediğim şekilde onun için üzülmüştüm. Kendini toparlamaya çalışarak derin bir nefes aldı. "Tavsiyen için teşekkürler Lee Minho. Ama inan ben buralara gelmek için maddi olmasa bile manevi yandan çok zorluk çektim. Tıpkı senin dediğin gibi herkes işimin kolay olmayacağını çok kez yüzüme vurdu ama asla pes etmedim. Şimdi sen dedin diye de vazgeçemem."dedi. Hiç bir tepki vermeden sadece onu dinliyordum.

KİMYACI // MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin