Şuan da Jisung hocanın odasında oturmuş kendime pansuman yapmaya çalışıyordum. Bayıldıktan sonra revirde yer olmadığı için beni buraya taşımışlar. Öğrendiğime göre Jeongin'e sakinleştirici iğne yapılmış ve şuan uyuyormuş. Chan, Changbin ve Seungmin onun yanında diğer ikisiyse eve gitmişler. Seung-won piçinden ise hiç bir haberim yok. Beni de Jisung hocanın odasına attılar gittiler. Jisung hocada yok kaç dakikadır oturdum mal gibi kendi kendime pansuman yapmaya çalışıyorum. Önümde ki küçük aynaya baktığımda yüzümün gerçekten yamulduğumu fark etmiştim. Sağ kaşım ve dudağımın kenarı baya açılmıştı, elmacık kemiğimin ve çenemin etrafında bir sürü çizik vardı. Kesin taktığı yüzükler çizdi piçin. Burnum da çok bişey yoktu ama fena sızlıyordu kırılmış dahi olabilir.
Tentürdiyotlu pamuğu kaşıma değdirdiğimde acıyan canımla ufak bir küfür savurdum. Kaşımı halledip çiziklerle uğraşırken birden aklıma bayılmadan önce yaşananlar geldi. Tüm olanlar bir anda gözümde canlandı. Bir küfürde bu yüzden savurdum. Gerçekten rezil bir insandım hatta rezilliğin vücut bulmuş hâli bendim amına koyayım. Ben kendi kendime söylenirken kapı açıldı. Gelen kişi Jisung hocaydı. Elinde iki tost bir bardakta aldığım koku kadarıyla kahve olduğunu düşündüğüm bir şey vardı. Ayağıyla kapıyı kapatıp "Pansumanı bitirmedin mi daha?" diye sordu. Başımı olumsuz bir şekilde sallayıp "Kaşım baya uğraştırdı. Çok açılmış bunun için hastaneye falan gitmem gerekiyor sanırım." diye cevap verdim.
Elindekileri masaya bırakıp karşımda ki sandalyeye oturdu. "Dur bekle de yardım edeyim." Bir şey söylememe fırsat bırakmadan elimde ki tentürdiyotlu pamuğu alıp başkasıyla değiştirdikten sonra yüzümde ki çizikleri temizleyip yara bantlarıyla üzerlerini kapattı. Sıra dudağıma geldiğinde "Biraz acıyabilir çünkü baya açılmış." dedi. Hiç bir şey söylemeden başımı salladım. Pamukla dudağımdaki kanları temizlerken bir anda "O fotoğrafı sen mi çektin?" diye bir soru sordu. Bakışlarımı ona çevirdiğimde onun dudaklarıma baktığını gördüm. Odaklanmış bir şekilde işine devam ediyordu.
"Ben çekmedim. O barda çalışan ve durumdan haberi olan bi arkadaşım attı." Cümlemle beraber bakışlarını gözlerime çıkardı. "Gay barda tanıdıkların mı var?" dedi. Sesi garip çıkmıştı bu soruyu sorarken. Fazla umursamayıp olumlu anlamda başımı salladım. "Evet çocukluk arkadaşım orada barmen olarak çalışıyor." Meraklı bir şekilde "Sen hiç gittin mi peki oraya?"
diye sordu. Bir kaç saniye düşündükten sonra bu seferde olumsuz anlamda salladım başımı. "Hep diyo gel diye ama ben gitmiyorum. Pek benlik değil." Söylediklerime karşılık sadece başını sallamış ve gözlerini benden çekip tekrardan işine devam etmişti.Küçük yara bantlarından birini dudağımın kenarına yapıştırdıktan sonra işi bitmişti. Masanın üzerinde ki ilaç kutusunu kaldırdıktan sonra tekrar karşıma oturdu. "Şimdi gelelim sen bayılmadan önce ki olaya. Neydi o?" söylediği şeyle yutkunamadığımı hissettim. Zaten mal gibi kendimi rezil etmiştim şimdi ya bir şeyler uydurup olayı unutmasını sağlayacaktım ya da tüm gurursuzluğumla adama yürüyecektim. Gurursuz bir ibne olduğum için ikinci seçenek daha cazip gelmiş ve "Duyduklarınızın hepsi doğruydu. Eğer eşcinselseniz size yüricem. Değilseniz de yüricem." demiştim.
Söylediklerimle yutkunamama sırası ona gelmişti. Bir kaç saniye bakışmanın ardından tekrar konuştum. "Şuan ne demeniz gerektiğini düşünüyorsunuz biliyorum. Ama sizden herhangi bir cevap beklemiyorum en azından şimdilik. Dediğim gibi her türlü size yürüyeceğim zaten o yüzden düşünmek için fazlaca zamanınız olur. Ya beni reddedip hayatınıza devam edersiniz ya da kendinizi bana bırakıp hayatı gerçek anlamda yaşarsınız. Seçim sizin."
Sözlerimden sonra dudaklarında alaycı bir tavır belirdi. "Emin ol eşcinsel olsam bile kendisini birine bırakacak olan taraf ben olmam. Bunu bilerek düşüncelerini dile getir yoksa çok pişman olabilirsin." Dudakları arasından çıkan cümlelerle yutkundum. Gülümsemesi daha da büyürken öne eğildi. "Ne oldu Minho? Az önce ki halinden pek eser kalmamış gibi." Ona ne cevap vereceğimi bilemiyordum. Çünkü böyle bir şey söylemesini asla beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMYACI // MİNSUNG
Fiksi PenggemarKimya Öğretmeni olan Han Jisung ve okulun popüler öğrencisi olan Lee Minho'nun eğlenceli aşk hikayesi..