Büyümek...

17 2 0
                                    

Uygar

Günlerdir bizimkilerle konuşmamanın ağırlığıyla başa çıkmaya çalışırken kendimi yine o günü düşünürken buluyordum. Düşündükçe işin içinden çıkamadığım gibi bir de bana sarılıp ağlayan yunusa mı yoksa elinde konfetisiyle kapıyı açan ümite mi üzüleceğime karar veremiyordum.

Kızgındım. Her şeyi içinde yaşayıp her gün gördüğü kardeşlerine tek kelime edemeyen Yunus'a, Yunus'un gün geçtikçe içten içe yıkıldığını bile bile ona izin veren Ümit'e, bir arada olalım da kim nasıl olursa olsun diye düşünen Çağ'a, sürekli güldüğü için hayatını mükemmel sandığımızı zanneden Latif'e ve en çokta gözünün önündeki her şeyi görüp susan, kendine olan sinirini kardeşlerinden çıkaran kendime kızgındım.

Ne yapacağımı kime danışacağımı ya da bundan sonra nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyordum. O gün Latif ve Çağla kavga ettiğim gruptan ses seda çıkmaması çok normaldi çünkü ikiside gruptan çıkıp sadece ben kalmıştım ama bizim asıl grubumuzda bile tek bir mesaj yoktu. 

Bu zamana kadar birbirimizi her kardeş gibi çok kere kırmış ve çok kere onarmıştık ama hiç böyle olmamıştı. Günün sonunda ne yaşarsak yaşayalım biri dayanamayıp mesaj atar diğerleri de anında damlayıp alttan alttan özür dilerdi. 

Değişen neydi? Biz ne ara bu kadar uzaklaşmıştık? Ne ara birbirimize nasılsın demeyi bırakmıştık? Ne zamandan beri kendi yaralarımızı beraber değil de tek başımıza sarmaya çalışır olmuştuk? Neyi gözden kaçırmıştık? 

Günlerdir aynı günü düşünüp dururken neyi atlıyordum da bir türlü sorunu bulamıyordum. Bir anda kendimi neyin içinde bulmuştum ben böyle? Yunusa her şeyin üstesinden tek başına gelemezsin derken nasıl da yapayalnız kalmıştım? Büyümek böyle bir şey miydi? 

Oysa ben hep beraber hayalini kurduğumuz üniversiteye gitmemizin her şeyi bu hale getireceğini bilseydim hep lisede kalmak isterdim. Her sabah Çağ'ın aramalarıyla uyanıp sövdüğüm, yolda bizi gören Latif'in koşa koşa sırtımıza atlayıp bizi fıtık ettiği, sınavlara çalışmadığımızı görünce Ümit'in bizi köpek gibi çalıştırıp ödül olarak Yunus size zencefilli gazoz alacak diyip kandırdığı o günleri bu kadar özleceğimi bilseydim hiç büyümek istemezdim ki.

Peki varlık içinde yokluk çeken ve evde sürekli yok sayılan Latif büyümek ister miydi?

Anne ve babasına yeni veda ettikten sonra tek ailem dediği insanlar için canla başla ağlaya ağlaya ders çalışan Yunus büyümek ister miydi?

 Benim senin gibi bir oğlum yok elalem laf etmesin diye liseye kadar evde kalmana izin veririm lise biter bitmez siktir git gözüm görmesin seni diye evden kovulan Çağ büyümek ister miydi?

Acılarla yoğrulmuş hayatının belki de en aydınlık dönemindeyken bile benim yuvam sizsiniz be olum diyen Ümit büyümek ister miydi?

Hepsinin cevabını biliyordum ama belki de onlar benim cevabımı unutmuştu.


Ya Bu İşler Ne? (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin