BÖLÜM 12

13 8 0
                                    

O buradaydı yanımda hemde bu berbat halimde beni nereden bulmuş nerede görmüş bilmiyorum ama gözlerimin içine bakiyordu. O burada diye sevinmem normal mi?Çünkü kalbim kuş gibi çırpınıyor.

-Gözlerine kırmızı hiç yakışmıyor.
-Gözlerimin rengini tam olarak biliyormusun?
Dudağının kenarı kıvrıldı.
-En dış kenarlarında Koyu yeşil sonraki halka birazdaha açık ama maviye dönük sonraki halka biraz daha açık yeşil ile mavi arasinda kalmış sonraki halka âçık yeşil geri kalanı Yeşil devam ediyor arada kahverengi bir çizgi var. Ela gibi ama daha güzel.

Evet bunları söylemişti. Hemde yüzüme değil denize bakarken ben ise ona hayran bakışlarımı atıyordum çünkü konuşamıyordum. Nutkum tutulmuştu. Bir anda dudakları memnuyetsizce kıvrıldı ve kaşlarını hafif çattı.
-Ama onca güzel renk varken sen gözlerinin kırmızı olmasına izin veriyorsun. Söylesene hangi Adi bunu yaptı. Yoksa Emir mi?

Nutkumun artık açılması gerek çünkü adama resmen Zeus gibi bakıyordum ama ben Heramıyım bilemiyorum.

-Ha-Hayır onu bir kaç gündür görmüyorum.
-O zaman canını sıkan ne güzelim?
-Doldum biraz içimi dökmeye ihtiyacım vardı.
-Anladım.
-Sen beni nasıl buldun? Ne zamandır beni izliyorsun? Hakikaten neredeydinde beni gördün? Yoksa çokmu bağırdım?
Bir çırpıda söylediklerim onu en sevdiğim şekilde güldürdü.

-Ben heryerdeyim güzelim. Unutma konu sokaklar ise ben heryerdeyim.

-Seni sokaklarda mı aramalıyım?

-Emin ol sen beni aramaya kalkmadan seni bulurum güzelim.Eğer karanlık bir sokak var ise ve ben buradaysam oraya girmekten korkma yanlız bile olsan.
-Çünkü orada
-Ben varım
-Sen varsın.
-Her olduğun yerde olduğum gibi.
-Her olduğum yerde olduğun gibi.
Ben büyülenmiş gibi ona bakarken bu hoşuna gitmiş olmalı ki erkeksi kıkırtısı kulaklarımı doldurdu. Bana ne yapıyorsun adam?

-Konuyla biraz alakasız ama bir şey sormak istiyorum.
-Tabi güzelim.
-Birini seviyormusun?
Evet lap diye bunu yüzüne sormuştum. Bazen gerçekten utanmazın teki olduğumu düşünüyorum. Bunda ne vardı ki?
-Evet birini sevdim ama sorman gereken soru bu değil. "Kendini birine ait hissediyormusun?"Olmalıydı. Yinede sorunu cevaplayayım. Birini sevdim hemde çok fakat ona ait hissedemedim hiçbir zaman bunu çok sorguladım ama ne yaparsam yapayım ona ait olamadım. Sonradan da zaten aitlik kavramına karşı çıkan biri olduğunu anladım. Bunlar eskidendi güzelim.

-Peki şimdi birine ait hissediyormusun?
Bu sorunun cevabı kalbimi hızlandırıyordu.
-Belkide ama emin değilim. Ona küçük sırrımı bile söyledim.
-Ne sırrı
Vereceği cevap kırabilir ya da tamir edebilirdi.
Bir anda ayağa kalktı ve bana elini uzattı.
-Her karanlık sokakta benim olduğum sırrını.
Tam olarak bunu diyip göz kırptı.
32 diş sırıtarak utanmam gereken yerde elini tutarak kalktım.Yürümeye başladık.

-Peki sen kendini bir yere ait hissediyormusun?
-Ben bilmiyorum hayatım çok karmaşık aşka ayıracak vaktim varmı bilemiyorum.
-Aşka ayrılacak vakit her zaman vardır küçük hanım.
Bir süre sustuk sonra konuşan o oldu.
-Aşka inanırmısın?
-Bu zor bir soru. Bana ilham olmak için önce sen cevaplamaya ne dersin?
-Peki. Aşk üç harf gibi görünür fakat bir ömür gibidir. Aşk biter,acı bir gerçek ama biter.Sevgi bitmez aslında daha çok bağlar aşk zincir ise sevgi kilittir.

Dudaklarından şiir gibi cümleler çıkan bu adamı izliyordum. Ondan böyle bir kişilik çıkacağı asla kimsenin aklına gelmez sadece çok nadir vakitlerde o ince ruhunu gösteriyordu. Aksi takdirde her zaman sert ve umursamazdı. Susgunluk bana çok şey düşündürse de sözlerin dudaklarımdan çıkmasına izin verdim.

-İnanıyorsun yani
-Evet inanıyorum.
-Peki sen?
-Ben aşka inanmıyorum. İnanmamı gerektirecek bir sebepte bulamıyorum. Bence aşk bir büyüye benzer inananlarda gördüğüm kadarıyla bir sihir fakat karşı bir sihirle bozulacak bir sihir fakat ben bir insana sevdalanmak, bağlanmak, özlemek ve ona ihtiyaç duymak ruhuyla bunlardır sevmek bunların hepsini birleştirince aşk olur derler ama hayır aşk olmaz bu sevda olur.

Bana büyülenmiş gibi bakıyordu gözlerinde garip bir duygu vardı çözemedim. Belki de çözmedim.
Tam olarak yan çevrildi ve gözlerime baktı. Bende ona doğru döndüm. Karşı karşıyaydık ve yine ben korkak olarak bir kaç saniyeden fazla bakamadım ona.

-Gözler kalbin aynasıdır.
-Ama bakışına bağlı.
-Evet şuanda beni öpecekmişsin gibi bakıyorsun mesela.
Ben gerçekten öyle mi bakıyordum hayır olamaz olamaz. Tüm kan yanaklarıma hücum etti berbat bir his.
-Utandın
-Ne yapmamı bekliyorsun acaba
Omzuna şamarı çaktım.
-Sakin ol küçük hanım.
-Gidiyorum ben
Arkamı döndüm ki bir anda belimfen kavrayıp çekti kendine sırtım göğsüyle buluştu bu yaptıkları beni daha fazla utandırmaktan başka bir şey yapmadı. Kulağıma eğildi. Sıcak nefesi saçlarımdaydı.

-Benden kaçmaya çalışma bir daha küçük hanım.
Evet çünkü yine onda buluyorum kendimi.
-Senden kaçmadım.
-Kaçmaya çalıştın.
Bu adam kulağıma böyle fısıldamaya devam ederse halimiz yaman. Eli hala belimdeyken hemde.
-Şimdi uslu bir kız ol ve benden kaçmaya çalışma.
Kafamı salladım çünkü konuşamıyordum.Belimden elini çekti ve bir adım geri çekildi ama benim paronayaklığımmı bilemiyorum fakat sanki gitmeden saçlarımdan koca bir nefes almış gibiydi.Neredesin iç ses? Zaten hep saçma salak vakitlerde çık.
Ona doğru döndüm ve yüzünde eğlenir gibi bir ifade vardı. Hadi ama olamaz dostum.

-Hey gülme serseri.
Daha büyük bir kahkaha patlattı.
-Bak şamarı çakarım görürsün ha.
Sinirlerim bozuldu bende gülmeye başladım.
-Gülm-
-Gece!
Uras bu Urasın sesiydi. Arkamı döndüğüm de koşarak buraya gelen koca bir aptal vardı. Bu çocuk için en doğru kelimeyi seçtiğim için kendimle gurur duyuyorum.karşımda durdu biraz eğilerek nefesini topladı.
-Senin ne işin var burada?
Cümlemi tamamlar tamamlamaz kollarını belime doladı. Tabi bende boynuna.
-Çok korktum be kelebek niye bir anda çıkıp gittin öyle.
Aptal maptal ama seviyorum oğlum bu çocuğu.
-Biraz hava almaya ihtiyacım vardı.
-Kızım hava alacaksın diye çita gibi buraya mı koşman lazımdı.
Gülerek yanıtını verdim. Sonradan Uras bir şey fark etmiş olmalı ki sarılmamıza son verdi.
-Bu arkadaş kim Gece?
Eyvah serseri ben unuttum onu Urasla sarılmamızı herşeyi gördü.
Sıçmışko
Ha gerizekalı şimdi mi geldin of of!
Serseri biraz önce bulunduğundan dört adım geri gitmiş ve gözlerinde bir kırıklık vardı.
Ne demişti serseri;Gözler kalbin aynasıdır.
Malesefki doğru.
-Şey bu serseri, serseri bu da Uras
Uras yakınlaşıp elini uzattı.
-Merhaba Uras ben
-Serseri bende buralarda bilinirim aslında sen pek tanıyamamış gibisin.
Urasın eli havada kaldı. Gözlerime baktığında Urasın elini işaret ettim.
Uras elini indirecekken elini tutup sıktı.
-Aleyküm selam bilader.
Tebessümmü etti o bana mı öyle geldi?
Urasda tebessüm etti ve yanıma geldi.
-Hadi gidelim kelebek üşümedin mi sen
Kafamı sağa sola salladım.
-Hoşçakal
Kafasını salladı eyvallah dercesine arkamı dönüp Urasın yanına gittim. Kolunu omzuma attı. Arkamı tekrar dönüp baktığımda yoktu.
Onu kırmışmıydım? Belkide.
Urasla eve gittik hiç konuşmadan arabası zaten aşırı uzakta değilmiş. Biraz daha sahilde yürüdük. Sonra arabaya bindik eve geldik.
Yatağıma girmeden önce onu merak ettim.Aşağı indim telefonla konuşuyordu.
-Tamam adamları ayarla yarın hallederiz. Eğer bi
r yavşaklık yaparsan bu sefer seni affetmem Burak hadi hadi.
Gülerek telefonu kapattığında bana döndü.
-Telefon konuşmalarımı dinlemeyi sana yasaklıyorum.
-Ben kuralları sevmem ki
-Gel buraya
Kollarını açtığında evim gibi o koca limana sığındım. Boyunun benden uzun olması can sıkıcı tabi ama neyse sanırsam 1.87 sıralarında bense 1.65 muhteşem kısayım.saçlarımın arasına bir kaç öpücük kondurdu.
-Bir daha benden gitme olurmu kelebek.
-Tamam aptal çocuk.
Ondan ayrıldığımda yüzünde bir huzur vardı. Bende de olduğu gibi sonrasında odama gittim. Üzerime pijama takımlarımı giydikten sonra yatağa girdim.Küçük hanım demişti güzelim de diyordu
Kim mi?
Serseri
Ve bu hoşuma gidiyor galiba
..........................🏹🛡🏹..............................

Karanlıktaki PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin