𝐟𝐫𝐢𝐝𝐚𝐲, 𝐝𝐞𝐜𝐞𝐦𝐛𝐞𝐫 𝟐𝟗 / 𝐢𝐧 𝐭𝐡𝐞 𝐬𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 𝐠𝐚𝐫𝐝𝐞𝐧

96 12 8
                                    

༄Genç kız okul bahçesinin önüne geldiğinde derin bir nefes aldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Genç kız okul bahçesinin önüne geldiğinde derin bir nefes aldı. Omuzundaki çantanın kollarını daha sıkı kavrayarak başını yukarı kaldırdı. Çok da öğrencinin olmadığı okul bahçesine kısa bir bakış atmasının ardından ilk adımlamaya başladı. Kız attığı bir kaç adımın ardından omuzunda hissettiği hareketlilik ile irkilerek duraksadı. O'ydu, bu kadar rahat temasa geçebiliyor olması kızı her seferinde heyecanlandırıyordu.

Kız başını sağ omzunun üstüne çevirdiğinde büyük bir gülümsemeyle ona bakan oğlanın gözleriyle karşılaştı. Yakın olan yüzü sebebiyle çok usun sürmemişti bu hareketi. Ardından yüzünü önüne çevirerek konuştu. "Bir problem mi var?" Kız teması bitirmek istercesine sola doğru hareket ettiğinde oğlan daha fazlasını yapmıştı. Kızın sol omzunun hemen üstünde kalan elini sıkarak hareket etmesini engellemişti. "Olması mı gerekiyor? Birlikte okul binasına yürüyoruz." Kız omuzundaki eli tutarak ayırmasının ardından ekledi. "Hayır çünkü her zaman okul binasına birlikte yürümüyoruz." Oğlan boşta kalan elini diğer eli gibi cebine yerleştirmesinin ardından konuştu. "Yürümek mi isterdin?" Kız sorduğu soruyu anlamlandıramayarak oğlanın yüzüne baktı.

Sessiz kalmayı tercih ederek yeniden önüne döndü fakat oğlan sessiz kalmayı tercih etmedi. "İstediğini varsayacağım." Oğlanın neşeyle kurduğu bu cümle kızın daha da gerilmesine sebep olmuştu. "Öyle bir şey söylemedim." Kız kurduğu cümle sonrası hızlı adımlarla okul binasından içeri girmişti. Oğlan ise gözlerini kısarak arkasından fısıldadı. "Pekala, bekleyeceğim." Kızın hemen ardından o da okul binasına giriş yaptı.

Kız dördüncü tenefüs zilinin çalmasının ardından adımlarını giyinme odasına doğru yönlendirdi. Beden dersinde bir köşeye çekilip eline aldığı romanıyla ilgilenecek olsa dahi okulun beden dersi için verilen formasını giymek zorundaydı. Giyinme odasının kapısını aralayarak ondan önce gelen sınıf arkadaşlarını gördü. Sessizce içeri geçip boş bir oturağa ilerledi. Çantasından çıkardığı kıyafetleri üstüne giymesinin ardından bu sefer okul formalarını çantaya yerleştirdi.

Bu esnada yanında giyinen bir sınıf arkadaşı onunla iletişime geçti. "Zaten bir köşede oturacaksın, neden üstünü değiştirdin ki?" Yüzüne yerleştirdi boş tebessümün ardından kıza karşılık verdi. "Öyle fakat disiplin." Karşısındaki kız başını sallayarak cevap verdiğinde bu soruyu önemseyerek sormadığını biliyordu. Zilin çalmasıyla giyinme odasından ayrılıp bahçeye doğru yürümeye başladı. Çoğu zaman yalnız olmayı seçse de, yalnızlığının kısmen kendinen kaynaklı olduğunu biliyordu.

Yüzüne çarpan temiz hava ile derin bir nefes aldı. Ardından gözüne kestirdiği boş banka oturup yanındaki kitabı okumaya başladı. Geçen bu kısa sürenin ardından bankın arkasından yanına doğru uzanan bir yüz ile bakışlarını o yöne çevirdi. Sabahki gibi omuzunun hemen üstünden duran yüz ile geriye doğru çekildi. Oğlan ise yüzündeki gülüşü daha da büyüterek bankın boş tarafına yerleşti ve konuştu. "Neden burada olduğumu sormayacak mısın?" Merak ediyordu ve bu sefer sorması gerektiğini farketti. "Öyleyse soruyorum,hm?" Oğlan yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden konuşmasına devam etti. "Hava güzel, voleybol antremanını dışarıda yapacağız." Okulun turnuvalara katılan valeybol takımında yer aldığı için derslerini böyle geçirdiği zamanlar oluyordu.

Kız hemen ardından başka bir soru daha yöneltti. "Öyleyse neden yanımdaki bankta oturuyorsun?" Oğlanın bir anda düz çizgi haline gelen dudakları kızın gerilmesine sebep olmuştu. "Eskiden böyle değildi, sürekli bir sebep arıyorsun. Sadece yanında oturmak istiyorum." Kurduğu cümle sonrası ellerini birbirine kenetleyerke başını önüne eğdi. Oğlanın bu halinden, abartı olarak aradığı sebeplerden vazgeçmesi gerektiğini farketti. "Haklısın." Kız elindeki kitabın kapağını kapatmasının ardından yüzünü oğlana çevirdi.

Ardından sağ işaret parmağıyla oğlanın boynundaki ağrı bantlarını göstererek konuştu. "Voleybol yüzünden mi?" Oğlan kızın ilgili sorusuna sevinerek konuşmaya başladı. "Voleybol problem yaratmıyor. Keman kursuna başladım, yeniden." Kız zaten bu cevabı alacağını biliyordu. "Sevindim senin adına, Shim teyze keman çalmanı seviyordu." Oğlan başını onaylar anlamda sallayarak konuştu. "Evet, sen de seviyordun." Bir kaç saniye duraksamasının ardından devam etti. "Lisenin ilk yılı ve sonrasında da, huzursuz hissettiğinde bizim eve gelip senin için çalmamı istiyordun."

Kız tebessümle yüzüne bakan oğlana ne cevap vereceğini bilmiyordu. "İkiletmeden çalıyordun." Oğlan sabit bakışlarını kızdan çekmeden konuştu. "Eskisi gibi yeniden gel, senin için çalacağım." Kurduğu cümle sonrası kıza fırsat dahi vermeden, başını ona seslenen takım arkadaşlarına çevirdi. Ayağa kalkıp kıza son kez dönerek ekledi. "Görüşürüz." Kız da karşılık olarak elini havaya kaldırarak salladı. Ardından az önce kapağını kapattığı kitabı eline alrak okumaya devam etti. Fakat kalbindeki küçük sandığı o çarpıntı hala devam ediyordu.

sick heart, jake shimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin