𝐬𝐮𝐧𝐝𝐚𝐲, 𝐝𝐞𝐜𝐞𝐦𝐛𝐞𝐫 𝟑𝟏 / 𝐲𝐞𝐨𝐧𝐠𝐡𝐨'𝐬 𝐫𝐨𝐨𝐦

89 12 6
                                    

༄

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kız mutfaktan çıkmadan önce avuç içlerinde tuttuğu telefonu arka cebine yerleştirdi. Bu mesajı odasında uyumak için uzandığı yatağında değil de mutfakta gönderiyor olması, oğlanın, Jake'in orada uyuyor oluşuydu. Geçen yıl kızın hemşire annesinin nöbeti yüzünden birlikte geçirmedikleri ve tanıştıkları süre boyunca küstükleri döneme denk gelen tek yeni yıl gecesiydi.

Onların ilişkisi böyleydi, her anlarında yan yana oldukları fakat ikisine özel bir anın olmadığı bir ilişki içindeydiler. Sırdaş olduklarını söyledikleri bu ilişkinin yanına kız tarafından belli bir zaman sonra eklenen farklı bir duygu olmuştu. Kız bu duyguyu gizli bir köşede kendince yaşıyorken oğlan bundan hep bi' haberdi. Ona sezdirmeden yaşadığı bu duygu aralarındaki bağın devam etmesini sağlamıştı, kızın istediği de buydu. Bozulmasından korktuğu bu bağ için diline vurdğu kilidi ta ki o geceye kadar açmaya yeminli gibiydi.

Düşüncelerden kurtulup adımlarını salona çevirdiğinde annelerinin karşılıklı olarak soju bardaklarını doldurduğunu gördü. Salona dönük adımlarını kendi odasına çevirerek aralık kapıdan içeri girdi. Bu yıl önceki yıl başı geceleri gibi değildi, duygularını açığa çıkarmaya karar verip anonim hesaptan yazdığı sırdaşı onun odasında uyuyordu. Bir kaç saat önce kız oyalanmak adına kitap okuyorken oğlan onun yatapında uykuya dalmıştı. Kız yatağın yanına doğru ilerleyerek boş kalan kısmına bağdaş kurarak oturdu. Sağ kolu başının altında uykuya dalan oğlanın açık yüzünü başını eğerek izlemeye başladı.

Yüzünün her noktasında gezdirdiği gözleri onun gözlerine ulaştığında oğlanın hafif aralanmış gözleri ile duraksadı. Yeniden kapayacağını düşündüğü gözleri biraz daha açıldığında oğlan konuşmaya başladı. "Sen de uzan, çocukluğumuzdaki gibi." Kurduğu cümle sonrası başının sağında kalan kolu tutarak yanına çekti. Kız ani gelişen bu an ile aldığı derin nefesi dışarı vererek uzaklaşmaya çalıştı. Hala kolunda olan el buna izin vermediğinde konuşmaya başladı. "Artık, çocuk değiliz." Bu sefer kızı çekmek yerine kıza doğru yaklaştı oğlan.

Başını kızın göğüs hizzasına getirmesinin ardından sol kolunu kızın beline yerleştirdi ve boğuk sesiyle konuştu. "Öyle kalmalıydık." Oğlanın kendisine yaklaştığı andan itibaren donan kız duyduğu cümle ile yeni kendine gelmişti. Oğlan aldığı boğuk nefesleri arasında yeniden konuştu. "Kalbine sakinleşmesini söyle, 1123." Bir kaç dakikadır hızlı atan kalbini kolundan çıkardığı saat yüzünden farketmemişti. Oğlanın kurduğu cümle sonrası daha da hızlanan kalbine sakinleşmesini söylemek bir işe yaramayacaktı.

Ona, beklemesini söylediği ilk günden beri mi biliyordu? "Zaman her zaman bir şeyler getirmiyor bu yüzden benim sana gelmem gerektiğini söyledi." Bu esnada bir kelime dahi etmeyen kızın dilinin bağı sonunda çözülmüştü. "Biliyordun ve beklemedin." Oğlan duyduğu cümle sonrası gözlerini aralayarak başını yukarı doğru kaldırdı. Kızın beline yerleştirdiği sol elini bu sefer kızın yanağına getirdi. Baş parmağıyla yanağını okşadığı esnada yeniden konuştu. "Bekleyemedim." Aralarındaki mesafeden dolayı gözleri kızın dudaklarına kaydığında uzanarak kendi dudaklarını üstüne kapattı.

Hafifçe bıraktığı kısa öpücük sonrası başını geriye doğru atarak az önceki konumuna geri döndü. Sol eli az önceki konumu aldığında, belini daha da sıkı sardı. Kız ise bu esnada göğüs kafesini parçalayacakmışcasına atan kalbini fısıldayarak sakinleştirmeye çalışıyordu ama bu vakitten sonra fayda etmeyeceğini de biliyordu. Boşta kalan sağ elini oğlanın saçlarının arasına geçirerek hareket ettirmeye başladı. Bu esnada kollarını ona açan uykuya direnmekten vazgeçerek gözlerini kapattı.

sick heart, jake shimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin