༄
Kız telefonunu eline almış kahvaltısını yaparken bir kaç haberi okumak adına internet sitesine girdi. Günlük haberleri aşağı doğru kaydırırken gördüğü haberle bir anda duraksadı. Boğazında kalan son lokmasını yutmaya çalışırken oturduğu sandalyeden hışımla kalktı. Avuç içlerinde oluşan ıslaklığı, masadan aldığı bir peçeteye sildi. Gözlerini yeniden telefonunun ekranı çevirerek devamını okudu.
❃
Güney Kore ve Avustralya arasındaki köprü görevini gören en etkili eski uyuşturucu baronu, Avustralya'da mahkum edildiği hapishanede ölü olarak bulundu.
İlk tehşislere göre kalp krizi olduğu ve ailesi ya da bir yakını olmadığı için kimsesizler mezarlığına defnedileceği bilgisi iletildi.
❃
Kız bu satırların üstünde olan fotoğrafa defalarca kez baktı, emin olmuştu bu kişi Jake'in babasıydı. Küçükken ilk karşılaşmaları büyükbabasının kasabasındaki kuytu bir sahilde olmuştu.
O zamanlar ikisinin de 6 yaşlarında olduğunu hatırlıyordu. Akıp geçen 12 yıl anılarını her detayıyla hatırlamasına engel olmamıştı. O küçük oğlanı ilk kez sahilde ağlıyorken görmüştü. Yanına yaklaşıp oyun oynamak istediğini sorduğunda ise küçük bir çocuğa kıyasla hiddetli bir cevap vermiş ve kızı ürkütmüştü. "Ben tehlikeli biriyim benimle oynaman seni tehlikeye sokacak. Lütfen uzaklaş." Kız o an verdiği cevabı hala hatırlıyordu. "Çocuklar tehlikeli olmaz ki, hem oyun oynarsak mutlu olursun ve ağlamazsın." Masumca verdiği bu cevap sonrası oğlanın ağlaması durmuş o küçük kıza ellerini uzatarak ayağa kalkmıştı.
İlk tanışmaları böyle olmuştu iki küçüğün. Sonrasında annesiyle tanışmıştı o küçük oğlanın, yorgun ve bitkin olan o kadın oğlu için yaşamaya devam etmek istemişti. Arkadaş olabileceğini düşündüğü bu yorgun kadını annesiyle tanıştırmıştı. Çocukları gibi iyi anlaşan bu iki kadın birbirine dost olmuş, kötü günleri birlikte atlatacaklarına söz vermişlerdi. Bunun ardından anılarla dolu uzun yıllar geçmişti ve kız bir gün annesiyle derleşen o kadının sırrını öğtenmişti. Bu sırrı oğlanla paylaştığında ise unutmak istediği o anıları ona hatırlatıp saatlerce ağlamasına sebep olmuştu. Ama ne yaptıysa yine oğlanın kalbini kazanıp arkadaşlıklarına devam etmişlerdi, olması gereken de buydu. Onlar birbirinin sırdaşıydı.
Kısa sürede aklından geçen bu şerit ile duraksayıp bulunduğu ana geri döndü. Ardından elindeki telefonun rehberine girip açmayacağını bildiği halde onun adının üstüne dokup çalmasını bekledi. Bir kaç kez çalan telefon açılmadığında kapatıp cebine yerleştirdi. Ardından mutfataki annesine dönüp konuştu. "Gitmem gerek şu an iyi olmayabilir." Annesinin bildiğinden emindi çünkü gördüğü haber yaklaşık 2 saat önce yayınlanmıştı. Annesi kızı kolundan tuttu ve konuşmaya başladı. "Sakin olmalısın Shim teyzenle konuştum, iyi olduklarını söyledi. Ne kadar inanmasam da rahatsız etmek istemedim yaşamak istedikleri duygular olabilir." Kız başını olumsuz anlamda iki yana sallamasının ardından salondan çıkıp dış kapıya doğru yürüdü. Annesi ise onu dinlemeyeceğini bilerek ekledi. "Kendine dikkat et, onlara da. Bugün gelmeye çalışacağım." Başını olumlu anlamda sallamasının ardından ayakkabılarını ayağına geçiren kız kapıdan dışarı çıktı.
Bina kapısına ulaşmasının ardından aynı sokağın başında bulanan evin önüne gelerek zile bastı. Kapının açılmamasıyla daha da endişelenen kız etrafına bakınmaya başladı. Ardından geldiği yönün tam tersi olan noktada oğlanın bedenini gördü. Sırtı dönük bir şekilde savsak adımlarla ilerliyordu. Kız hızlanarak yanına ulaştığında başını dahi kaldırmamıştı. Fakat kızın bir anda konuşmasıyla irkilmişti. "Neden telefonunu açmıyorsun, o kadar çok endişelendim ki?" Oğlan kızın sorduğu soruyu es geçerek konuşmaya başladı. "Sonunda, sonunda her şey bitti." Dudağının kenarlarını yukarı kaldırarak konuşmasının ardından elini sol göğsünün üstüne getirdi. "Ama burası acıyor, neden? Olmasını istediğim şey bu değil miydi, şimdi daha çok acıyor?" Oğlan bir anda kontrolden çıkmışcasına elini göğsüne vurmaya başladığında kızın gözleri irileşti.
Olması gerektiği gibi oğlanın gözyaşları yanaklarında süzülmeye başlamıştı. Daha da hiddetle vurmaya başladığında kız yalnızca onu durdurması gerektiğinin farkındaydı. Ellerini oğlanın koluna getirdiğinde gücünün yetmeyeceğini farketmişti. Ellerini kolundan çekip sıkıca etrafına doladı. Oğlan artık göğüs kafesini parçalayacakmışcasına vuramayacak duruma gelmişti fakat buna zıt olacak şekilde akan göz yaşları çoğalmıştı. Başını kızın boyun girintisine sokarak tutmaya çalıştığı hıçkırıklarını gizliyordu. Kız ise bu esnada bir elini oğlanın ensesine getirerek yavaşça okşamaya başladı. Konuşmuyordu, yalnızca yavaş hareketlerle onu rahatlatmak istiyordu. Uzun bir süre sokağın ortasında öylece hareketsiz dikileceklerinden bir haber yaptığı şeye devam etti.
༄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sick heart, jake shim
Fanfictionşu ana kadar kalbinde saklayıp yok olmasını beklediği bu sevgiyi, tarif edebileceği bir şekilde onunla paylaşmak istiyordu. fakat sevgisine oranla oldukça görünmez olan cesareti bunu anonim hesaptan yapmak istemesine sebep olmuştu. +texting