𝐟𝐫𝐢𝐝𝐚𝐲, 𝐚𝐩𝐫𝐢𝐥 𝟐𝟔

92 15 16
                                    

jakeolmam gereken yerden çok uzaktayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


jake
olmam gereken yerden çok uzaktayım.
belki de yoruldum bilmiyorum.
öyle karışık,
öyle yabancıyım ki,
bu aralar kendime bile gelemiyorum.

kendime gelmem için ilk önce sana gelmeliyim

gizlice annenden öğrendiğim o hastaneye bugün geleceğim
11.23 am

Bir kaç gün arayla attığı o mesajlar ile geçen 3 ay ona fazlasıyla uzun geliyor ve bastırmaya çalıştığı özlemini büyütüyordu. Bugün onu görecekti, söz vermişti ama yine de gidecekti. Yapması gerektiğini hissediyordu. Hastanenin önündeki durakta otobüsten inmesinin ardından giriş kapısına doğru ilerledi. Hastanenin girişinden ileri doğru ilerledi. 3. katta olduğunu bildiği için 3. kata çıkmasının ardından danışmanın önüne ilerleyerek konuştu. "Lee Yeongho, bu katta kalıyormuş. Hangi odada ?" Danışmandaki kadın başını yukarı kaldırarak konuşmaya başladığında dikkati ona verdi. "Üzgünüm yakını mısınız?" Oğlan elini saçlarının arasına karıştırmasının ardındna ekledi. "Konuşmam gereken biri." Kurduğu cümle ile danışma başını önüne eğdi. "Üzgünüm bunu yapamayacaksınız."

Düz ifadeyle bakmaya devam ettiği sırada küstah sesiyle konuştu. "Odaya girmeyeceğim, yalnızca uzaktan bakacağım." Danışmanın eli koridorun sonundaki odayı işaret ettiğinde yeniden konuştu. "Şu odada kalıyordu." Başını eğerek ettiği teşekkür sonrası o odaya doğru adımladı. Önüne geldiğinde Shin teyzenin ellerini başının arasına alarak konuştuğunu gördü. Lanet ettiği her sesinden anlaşılan kadın yakınıyordu. "Hey, Chaein teyze iyi misin?" Kadın buğulu gözlerini oğlana çevirdiğinde, kalbinde oluşan çarpıntı onu duraksattı.

İstemiyordu, bu sözcükleri duymak için gelmemişti buraya. Ellerini birbirine kenetleyerek kadının yüzüne baktığında tanrıya dualarını sunuyordu, olmamalıydı. Bu esnada kadın konuşmaya başladı. "Üzgünüm. Onu kalbi bir pamuk kadar yumuşak olan kızımı kaybettik. Nakil bulamadık ve Yeongho'mu kaybettik." Kadın başını ellerinin arasına alarak daha da sıktı.

Duyduğu kelimeler sonrası zihnine kilit vurulmuştu. Her seferinde düşünmekten kaçındığı o an gelmişti. Kaçabilecek bir noktada değildi. Ama kaçmak istiyordu. Göğüs kafesinin altında sıkışan kalbini bir hışımla oradan çıkarıp ona vermek istiyordu. Onu beklemesi gerektiğini söyleyen kız ondan giderken yapabildiği tek şey göz yaşlarının akmasına izin vermekti. Eğer bunu da yapamasaydı içinde patlamaya hazır olan volkanı söndürmüş olacaktı.

Buğulu gözleri ile ayağa kalkarak koridordan odaya bakan cama doğru ilerledi. Bakışlarını yatağa çevirdiğinde onu göremedi. Bedeni o ince mavi çarşafın altındaydı, görmek isteyerek kapının önüne yöneldiğinde verdiği o sözü hatırladı. Onu en son hatırlamasını istediği an bu an değildi, ilkinin sonu olmasını istemişti. Yaslandığı duvarda aşağı kayarak yere çökmesinin ardından ellerini başının arasına aldı. Hiddetlenen hıçkırıklarını durdurmak isterken sarsılan omuzlarına engel olamıyordu. Ve fısıldadı. "Bana gelmeni beklerken gidişini izledim."

sick heart, jake shimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin