Arkadaşlar bu benim ilk hikayem değil. Daha önce de bir kitap yazmıştım ve kısa sürede birçok okuyucum olmuştu. Yine böyle bir okuyucu kitlesi bekliyorum. Multimediada tanıtım videosu var umarım beğenirsiniz.
****************************************
İnsanın yaptığı bir varlık olan alarmın insandan önce uyanmasına lanet çekerek gözlerimi araladım. Ertele butonuna basarak alarmı beş dakikalığına da olsa susturdum. Alarmı kim icat etti bilmiyorum ama ertele butonunu icat eden kesin Türk'dür.
***
Tekrar alarm sesini duyduğumda saatin 5.30 olduğunu fark ettim. Okul kapanmak üzereydi ama ben sırf eğlence olsun diye hala okula gidiyordum. Sabahın beş buçuğunda nasıl bir eğlenceyse artık? Ben bile çözemedim.
Banyoya girip hızlı bir duş aldım. Normalde banyoyu çok severim ama ne yaparsın? Mecburiyet. Çıkar çıkmaz düz siyah tişört ve siyah şort giydim. Altına da siyah topuklu giydim. Her zamanki gibi kırmızı rujumu sürdüm ve belime gelen saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Odamdan çıkıp mutfağa ilerledim. Canım, aşqım, bebeğim,her şeyim Dodoşum yani Doğa'm mutfakta bana yemek hazırlıyordu.
"Şşşşştt. Süper Dodo Süper Lig. Günaydın." dedim neşe dolu bir sesle. "Günaydın bebişim." dediğinde çok kısa olan konuşmamızı tamamladık. Doğa yemekleri önüme nazikçe dizdi. Aslı'yla ben de bir güzel tıkınmaya başladık.
Yemek biter bitmez çantalarımızı alıp servis beklemeye başladık. 5 dakika sonra gelen ve kapısındaki camında 'Servis beklemez beklenir.' yazan servisimiz tam önümüzde durdu. Karizmatik, yakışıklı, komik, eğlenceli ve benzeri kelimeleri yiyip bitiren kamkim Arda'nın yanına oturdum.
"Selam güzellik!" dedi ve yanağımdan makas aldı.
Lan abim olmasa kesin yavşarım.
Bunları iç sesim söylüyor. Ben hala benim.
Aslında Arda öz abim değil ama hep 'abicim-kardeşim' diye konuşuruz. Tam 'Selam!' diyecektim ki birden yanıma biriciğim Melisa geldi. "Selam aşkıııııııım."dedi her zamanki neşesiyle. "Selaaaaam."dedim ben de. Abi anlamıyorum bu kız nasıl hep mutlu olabiliyor? Mutluluğun sırrını da söylemiyor ki. Sanki DaVinci'nin şifresi...
Ben bunları düşünene kadar okula gelmiştik bile. Servisten iner inmez tam karşımda duran Deniz'i gördüm. Okulun ikinci en korkulan kişisidir Deniz. 'Birinci kim?' diye soranlar için söyleyeyim. O ben oluyorum. Bu arada size kendimi tanıtayım. Ben Ada, Ada SAMYELİ. Lise 2 öğrencisiyim. Okulun en çok korkulan kişisi ve aynı zamanda okulun içinde kurulmuş gizli(!) bir örgütün başkanıyım. Sigara ve uyuşturucu bağımlılığım var. Anlayacağınız kötü kız özelliklerinin hepsi bende bulunmakta.
Tırstınız de mi? Şaka şaka bağımlılığım falan yok ama okulun korkulan şahısı olduğum doğrudur.
Deniz bana öldürücü olduğunu sandığı bakışlarını attı ve sonra yanındakilere bir şey dedi ama ben arada yaklaşık 10 metre olduğu için duymadım. Gülüştüler, hem de bana bakarak. İnanmıyordum. Okulun içine girip sınıfa doğru ilerlemeye başladım. İlk dersin tarih olduğunu hatırlayınca lanet çektim ve çantamı sıraya nazikçe(!) bıraktım.
Çantayı öyle bir hızla fırlatmıştım ki 'Taaak!'diye bi ses geldi ve tüm sınıf bana baktı. Onlara doğru döndüm ve "Ne bakıyosunuz be? İşinize dönün!" diye bağırdım. Benden korkuyor olmaları hoşuma gidiyordu aslında, ama onlar bunun farkında değildi. Tarih hocamız zombi gibi içeri girince telefonumla oynamaya başlamıştım bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wherever You Are (An Ashley Benson Fanfiction)
FanficBirisi aşık olduğundan emin olan, diğeri daha önce ayrıldığı için tekrar aşık olamayan, öteki cidden sırılsıklam aşık olan ve sonuncu da birkaç ay önce terkedildiğinden aşk konusunu açtırmayıp her zaman aşkını inkar eden 4 kız.Önceden işledikleri bi...