|21|

3K 217 96
                                    

Motive, Romantik

Bence insanlar çıkarları için bizim yanımızda dururlar. Onlara gerekeni almak için ilk başta öyle iyi davranırlar ki onlara güvenmek zorunda kalırsınız. Güveni kazandıktan sonra istedikleri alıp, yarı yolda bırakıp giderler. Ve olan bize olur. Bu güne kadar böyle düşünürdüm. Lakin Arkın'la tanışana kadar.

Nedensizce ona karşı güven hissediyordum. İlk konuştuğumuz günler 'çok uzun sürmez' düşüncesiyle konuşuyordum. Çünkü bir gün benden bıkacağını biliyordum. Ama o beni yanıltmıştı. Bana karşı o kadar iyiydi ki. Ona koşulsuz güven hissediyordum. Ya da bunu söylemek ne kadar zor olsa da şefkatinden etkileniyordum. Ondan görmediğim sevgiyi gördüğümde o kadar iyi hissediyorum ki. İyi ki ona yazıp, tanışmıştım.

Benim için annemi arayıp öğretmenim gibi davranmıştı. Bu bile benim için çok önemli bir şeydi. Onun yerinde başka biri olsa böyle bir şeyi yapmazdı.

Ne kadar bu düşünceyi kafamdan atmak istesem de ondan etkileniyordum. Duruşuyla, sözleriyle, sesiyle kolayca etkileniyordum. O bana karşı bir şey hissediyor mu bilmiyorum ama hissetmesini isterdim.

Eve geleli yaklaşık 10 dakika olmuştu. Arkın aramamı bekliyordu. Ve birazdan Arkın'ı arayacaktım. Annem yine geç geleceği için rahattım. Heyecanla yatağımın üzerindeki telefonumu alıp arama yerine girip Arkın'ın numarasını tıkladım. Ne kadar beni görmeyeceğini bilsem de istemsizce ellerim saçlarıma gitti ve düzelttim.

Telefon çalmaya başlayınca hemen açıldı. Karnıma ağrı girmişti. Nefes alışlarımı kontrol altına almaya çalıştım. Ama duyduğum sesle daha da bozuldu.

"Alo, Naz?" Sesi bile hemen etkilenmeme sebep oluyordu. Çok gecemden cevap verdim.

"Efendim?"

"Hala utanıyor musun benden?" Sorusuyla birkaç saniye sustum ve hemen cevapladım.

"Hayır, sadece bir an sesim gelmedi o yüzden duyamadım." Umarım inanırdı.

"Anladım. Nasıl geçti bakalım günün?" Bana karşı ilgili olması hoşuma gidiyordu.

"Beklediğimden güzeldi. Kızlarla daha da yakınlaştık."

"Instagram'dan da takipleşmeye başlamışsınız."

"Evet, sen nereden biliyorsun?"

"Hesabına bakıyorum arada." Dediği şeyle şaşırmıştım.

"Ama hiçbir şey yok ki?"

"Olsun hesabın senin olması bile yetiyor." Etkilenme Naz. Etkilenme Naz.

"Bak aklıma ne geldi. Hadi fotoğraf seçip hikaye at."

Aslında olurdu. Çünkü hesabımda hiç fotoraf yoktu. Ben de ona bir fikir sundum.

"O zaman sen seçsen olur mu? Ben sana fotoğraf atayım sen seç?"

Dediğim şey hoşuna gitmiş olmalı ki sesi keyifli geliyordu. "Tabii ki olur. Hadi at bakalım." Aramayı hoparlöre alıp galeriye girdim.

Çok saçma fotoğraflarım vardı. Ders çalışırken çektiğim, yemek yerken ya da uzanırken yüzümü buruşturup çektiğim fotoğraflar. Onları göz ardı edip düzgün olanlara baktım.

"Birkaç tane buldum, atıyorum.

"At bakalım. Biraz gözüm gönlüm açılsın." Dediği şeyle kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpmaya başladı. Her lafı kalbime zarardı. Çok geçmeden fotoğrafları attım.

Naz:

Naz:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gitarist / Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin