Sakin - Denek Hayatım
🌞🌎
Mertcan ve Miray'la olan konuşmamızın üzerinden iki gün geçerken biz hâlâ yerimizde sayıyorduk. Etraftaki çoğu yere bakmıştık, kafeye tekrar tekrar gitmiştik fakat yoktu. Atlas'ı bulamamıştık. Şimdiyse bize bıraktığı tek çareye başvurmuştuk.
"Söyle numarayı?" dedi Mertcan, elinde kendi telefonu vardı. Numarayı söylediğimde saniyeler içinde kaydetti ve mesaj ekranına girdi.
"Mesaj atmayacağım."
"Arayacak mısın?" dedi Göksu, iki gün içerisinde tabii ki onlara da anlatmıştım. Eğlendiğimiz anlardan geriye kalan zamanlarda onlar da arayışımıza ortak olmuştu.
"Evet, kırık bir kalbi tek mesajla düzeltmeye çalışmak istemiyorum." dedim ve daha fazla düşünmeden aramaya tıkladım. Çünkü daha fazla düşünürsem yapmayacağımı biliyordum.
Telefonu kulağıma götürdüm. Çaldı, çaldı, çaldı. Farkında olmadan elimi hızla çarpan kalbimin üzerine götürdüm. Neyin nesiydi bu heyecan?
"Alo." dedi telefonun ucundaki ses. Atlas olduğunu tahmin ediyordum, kafede duyduğum sesi aklıma getirmeye çalışıyordum fakat ses hafızam beni yüzüstü bırakıyordu.
"Alo, Atlas." dedim, sesim titremişti. "Atlas'la mı görüşüyorum?"
Saliseler saniyeleri kovaladı. Yaklaşık bir dakika boyunca iki taraf da sessiz kaldı. Sonunda içini dökmesi gereken kişinin ben olduğuma karar verdim ve konuşmak için hareketlendim.
"Atlas, ben özür dilerim." dedim ve elimi ne diyeceğimi bilemeyerek alnıma götürdüm. Ter basmıştı, oda mı çok sıcaktı acaba?
"Özür dileyecek bir şey yapmadın." dedi karşı taraf. "Ben özür dilerim asıl Güneş. Seni rahatsız ettiğim için." Ses tonu gittikçe azalmıştı. Ben ne kadar kendimi suçluyorsam o da kendini suçluyordu sanırım. En yakınlarım olsalar bile arkadaşlarımın yanımda içimi rahat açamayacağımı fark edince kendimi odadan balkona açılan kapıya yönlendirdim. Balkona girip kapıyı kapattığımda onların seslerini duymaz olmuştum.
"Atlas, ben neden öyle dediğimi bilmiyorum. Senden rahatsız olduğum falan yoktu, sadece belirsizliklerden dolayı gergindim. Lütfen anla beni, daha önce böyle bir şey yaşamadım. Kimseye kendimi açmadım, hayatıma girmek isteyenleri elimin tersiyle ittim. Sen böyle pat diye hayatıma düşünce, hayatımın her noktasını bildiğini fark edince ne yapacağımı şaşırdım. Gerçekten rahatsız olmuyorum, çok aptalım. Çok özü-"
"Nefes al Güneş." diyerek sözümü kesti hattın diğer ucundaki ses.
"Çok konuştum değil mi, özür dilerim."
"Sen hep böyle özür mü dileyeceksin?" dedi, sesi bu kez soğuk değildi. Aksine eğleniyor gibiydi.
"Ben sana burda kendimi açmışım, pişman olduğumu söylüyorum. Sen benimle kafa buluyorsun, erkek milleti değil mi? Hepiniz aynısınız." diye tek nefeste konuşmaya devam ederken çok konuştuğumu yine konuşmam bitince fark etmiştim.
"Sen benim aklımı alırken iyi, ben seninle eğlenirken kötü öyle mi?"
"Senin aklın yerinden gitmeye razıysa ben ne yapabilirim pardon?" Birkaç saniye yine sessiz kalınca gerginlikle dudaklarımı dişledim.
"Ben seninle ne yapacağım Güneş?" dedi sitemli bir sesle.
"Affedebilirsin mesela?" diye bir seçenek sundum.
"Sana küsebileceğimi sanıyor musun gerçekten?"
"Sen beni engelledin be." dedim, sesimi bilerek kırgın çıkarmıştım şirin olmaya çalışarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ İZİ | texting
Fiksi RemajaBilinmeyen Numara: Ne ara böyle her hücreme dolabildin? (İletilemedi.) Bilinmeyen Numara: Ne zaman benim bile bilmediğim topraklarımı fethedebildin ha? (İletilemedi.) Bilinmeyen Numara: Bana hesap vermen gereken çok konu var. Güneş: Pardon? Güneş:...