𝙚𝙥 ☀︎︎ 𝙩𝙝𝙞𝙧𝙩𝙚𝙚𝙣

41 5 10
                                    

Sunghoon'dan devam

Gözlerimi yavaşça açıp kendime gelmeye çalışırken Jake'e bakmama engel olamadım. Uyurken bile meleğe benziyordu.

Yerimde yavaşça doğrulup yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Bir süre onu izledim ve dünü düşündüm.

Uzun zaman sonra o kadar iyi gelmişti ki bana. Gülüşü, hareketleri... Eskisi gibi hissettirmişti. O eskisi gibi olsun istiyordum ama maalesef öyle olmamasının da sebebi bendim.

Üzgünüm, önüne geçmeye çalışıyorum ama yapamıyorum. Her deneyişimde hemen pes ediyorum çünkü kendim için bile ben çok katlanılamaz oluyorum.

Bu gerçekten herkesin anlayabileceği bir şey değil ama benim önüne geçebileceğim bir şey. En azından davranışlarımı düzene sokabileceğim bir durumdayım. Ve bunu artık gerçekten yapmak istiyorum.

Çünkü dün bana büyük bir lütuftu. Bunu geri çeviremem. Bir daha eskisi gibi olamam. Eğer olursam da kendimi asla affedemem. Jake zaten edemez...

Onu daha fazla üzmek intihar etmekle aynı şey çünkü.

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Çıktığımda Jake yatakta yoktu. Üstümü giyinip yatağı topladıktan sonra salona geçtim. Ama Jake orda da yoktu.

Mutfağa girdiğimde ise onu kahve içerken buldum.

Bir an cidden gitti diye korkmuştum. Benim gibi biri için bu korku çok normal. Sonuçta ona hayatı boyunca iyi davranan bir insan değildim. Anında beni tekrar bırakmak istese ona hak verebilirdim...
(bu nasıl bir anksiyete)

"Günaydın Jaeyun."

Beni görünce gülümsedi. Çok fazla tatlı.

"Günaydın."

Masada yanına oturdum ve önündeki 2. bardağı bana doğru itti.

"Sana da yapmıştım ve gelmeni bekliyordum."

"Banyoya da gelebilirdin."

Ona baktığımda gözünü kaçırıp kahvesinden bir yudum aldı. Bu hareketine gülmüştüm çünkü bunu da tatlı bulmuştum.

"Biraz utandım sanırım. Ani de oldu çünkü."

"Evet haklısın. Yine de utanman tatlı."

Bana bakıp küçük bir kahkaha attı ve başını omzuma yasladı. Ben de kafamı başına yasladım. Ve aklıma gelen şeyle birazcık panik oldum.

"Saat kaç?"

"Daha yeni 10 olmuştu."

"Oh tamam."

"Neden ki?"

"Soobin hyung'a gideceğim o yüzden sordum."

Kafasını çekip bana baktı. Sorguluyor gibi bir yüz ifadesi vardı.

"Bugüne randevun yok ama."

"Alacağım."

"Neden?"

Kahveyi bırakıp oturduğum yerde Jaeyunuma doğru döndüm. O da aynısını yaptı. Ellerini tutup gözlerine baktım.

"Bence benim bir süre hastanede kalmam daha iyi olabilir."

"Ne?"

Çok şaşırmış gibiydi. Üzülmüştü de...

Bir elimi yanağına çıkartıp yavaşça okşadım.

"Ben bu şekilde iyileşecek gibi değilim Jaeyun. Cidden senin için en iyisi olmak istiyorum. Seni hak etmek istiyorum. Ve bunu başka türlü yapamayacakmışım gibi geliyor."

work || jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin