"Bu gürültü ne tam olarak?"
Daha tam ayılamadığım için gözlerimi ovuşturarak salona girmiştim.
Gördüklerimle uykumun tamamen açılması bir oldu.
"Siz..."
Sunghoon gelmişti ama yanında Jaeun da vardı. Tek sorun bu olsaydı keşke ama Jaeun resmen yolunmuş tavuğa benziyordu. Sunghoon'un da kaşıyla dudağı patlamıştı. Göz altı da moramış tabii...
Ben ayakta ağzım açık şekilde şaşkınlıkla onlara bakarken onlar da sadece bana bakıyorlardı.
"Bir şey söyleyecek misiniz artık?"
"Jaeun'u gördüğüm yerde yolma sözüm vardı. Ben onu yerine getirdim hyung. O arada da Nikiyle Sunghoon birbirine girmiş, yani onlardan haberim yok."-Sunoo
Sunoo cidden yolmanın hakkını vermişti. Utanmasam yüzüne kahkaha bile atarım.
"Ben bu orospu çocuğu Jaeun'u buraya getirdi diye çok sinirlendim. O yüzden yani."-Niki
"Sensin orospu çocuğu."-Jaeun
"Kes sesini."Sunoo ve Niki
Tam tekrar birbirlerinin üstüne doğru yürüyeceklerdi ki araya girdim ve Sunghoon'u Niki'den uzaklaştırdım.
"Daha ne olduğunu bile sormadan üstüme saldırdı resmen. Onu benden uzaklaştırman gerekiyor."
Sunghoon'a bakıp göz devirdikten sonra Nikiye döndüm.
"Sorun yok Niki."
"Burdan gitmesini istiyorum."-Niki
"Senini için gelmedim zaten."-Sunghoon
Niki yine sinirle bir şey diyecekken onu susturdum.
"Tamam yeter. Niki sen Sunoo ile beraber balkona çık hava al. Bu salak burda ne yapıyorsa yapsın."
Son olarak Sunghoon'a döndüm.
"Sen de benimle gel."
Konuştuktan sonra arkama bile bakmadan odama geçtim. Yatağa oturduğumda Sunghoon da odaya girmişti. En son ikimiz de bu odadayken sevişmiştik..
"Ne için geldiysen söyle ve git. Şu an sana en fazla yarım saat katlanabilirim."
Konuştuktan sonra yüzüne baktım. Mahçubiyetle yere bakıyodu.
"Şu Jaeun'un yanımda olmasıyla ilgili işte biliyorsun."
"Evet ve sırf bu yüzden buraya geri dönmeyeceğini söylediğini de hatırlıyorum."
Yüzüme baktı. Gözleri doluydu. Benimkiler zaten dolmuştu. Bir süre öylece birbirimize baktık. Ona baktıkça yüzündeki yaralar daha da büyüyormuş gibi geldi. Kötü gözüküyordu.
İçimdeki ses ona kıyamayıp pansuman yapmamı söylüyordu...
"Bak-"
"Bekle."
Banyoya gidip pansuman malzemeleri aldım ve odaya geri döndüm. Yanına oturdum. Bana dönünce çok fazla yakın olduğumuzu düşündüğüm için geri çekilecektim ama izin vermedi.
"Lütfen."
Yüzüne baktığımda uzaklaşmaktan vazgeçtim çünkü ağlıyordu. İçimden her ne kadar çok üzülsem de dışıma yansıtmamaya çalıştım.
"Peki. Anlat."
Ben yavaş yavaş malzemeleri çıkartıp yüzüne uygularken o da anlatmaya başladı.
"Hastaneye yatışım ve ordan çıkma sürem epeyce uzun olacak biliyorsun. Bu yüzden ben de dedemi görmek istedim. Planlamadığım tek şey ise Jaeundu. Yemin ederim oraya onunla birlikte gitmedim."
"Sonrasında da birlikte kalmak zorunda değildin Sunghoon. Kıza bir paspas olmadığın kalmış."
"Zorundaydım işte."
"Neden?"
"Dedem Jaeun'u çok seviyor. Ayrıldığımızı ona söylememiştim. Jaeun da ayrıldığımız günden beri her gün dedemi arayıp olmayan sevgililik anılarımızı anlatıyormuş. Anlayacağın biz ayrılmamışız gibi davranmış sürekli."
Bu kız cidden var ya... Neyse.
"Benim haberim yoktu tabii. Ben dedemin yanına gidince dedem hemen Jaeun'a haber vermiş. Sen nerdesin falan demiş. Jaeun da zaten dünden razı olduğu için hemen geldi."
"Sunghoon bak, deden hasta anlıyorum ama bu kadarı da saçma değil mi? Hem nereye kadar saklayacağını düşünüyordun ki?"
"Biraz da bunun için gitmiştim zaten dedemin yanına. Ama işte.."
"Hala bilmiyor yani?"
Hayır anlamında kafasını salladı.
"Anladım."
Pansumanı bitirince elimdekileri toplayıp banyoya geri götürdüm. Dödüğümde Hoon hala yere bakıyordu. Bana bunları anlatırken de yüzüme hiç bakmamıştı.
"Bir şey demiyecek misin?"
"Ne diyebilirim ki."
Yüzüme baktı ve kaşlarını çattı.
"Ben buraya boşuna gelmedim."
"Anlattın işte Sunghoon."
"Ama hiçbir şey söylemiyorsun."
"Hala iyi olmadığımın farkında mısın?"
"Ben çok mu iyiyim sence?"
Ofladım.
"Jaeun neden burda?"
"Belki bana inanmazsın diye korktum. Dün çok kötü konuştuk çünkü."
Ayağa kalktı ve önümde durdu. Gözlerime baktığında ağlayacakmış gibi hissettim. Elini yanağıma koyduğunda ise gözlerimi kapattım. Bir süre yavaşça yanağımı okşadı. Gözlerimi açtığımda yüzüme daha çok yaklaştı ve burunu benimkine sürttü.
"Özür dilerim. Biliyorum yine saçma sapan davrandım."
"İyi olacaksın biliyorum."
"Bana karşı bu kadar iyi olmak zorunda değilsin. Muhtemelen dün seni bayağı bi ağlatmışımdır. Cidden özür dilerim. Sen ise gelmiş bana inandığını gösteren cümleler kuruyorsun. Ne-"
"Sana çok aşığım. Biliyorum belki bunu söylememi de şu an hak etmiyorsun ama ben böyleyim işte. Seni şu anlık affetmesem bile kıyamıyorum."
Güldü ve burnumu öptü.
"Şimdi ben sana aşık olmayayım da napayım?"
-
AĞLICAM.YİCEM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
work || jakehoon
Fanfiction"Baksana nasıl konuşuyorsun benimle. Ne kadar güzel bakıyorsun bana. Beni incitmemek için kendini küçücük bir odaya hapsetmeyi bile düşünüyorsun. Bu gelişme değil de ne? Bu iyiye gitme değil de ne? İstemiyorum Hoon. Seni daha yeni bulmuş gibi hissed...