2. Bölüm

254 23 13
                                    

İyi okumalarr

***

Sessizce yolu izliyordum fakat adamın ve kadının sürekli aynadan bana bakması rahatsız ediyordu. Kollarımı önümde sıkılaştırarak rahatsız olduğunu belli etmeye çalıştım.

Gruptan gelen mesajları üstten okumuştum, Güneş babasından izin alabilirse yanıma geleceğini söylemişti, liseden mezun olunca babası bir nevi staj gibi, tek varisini eğitiyordu. Güneş şirket ortamlarından da topuklu ayakkabılarla ordan oraya koşturmaktan da nefret ederdi.

Dördümüz lise birde tanışmıştık, ben erken yazıldığımdan 17 yaşında liseden mezun olmuştum. Diğerleri 18 yaşına çoktan girerken ben 17'ime iki ay önce basmıştım..

Aramızda sadece bir yaş olmasına ramen Güneş bana annenmiş gibi davranıyordu hep. Bartu'da öyleydi. O daha çok Doruk'un babası gibiydi, kendinden çok kollardı Doruk'u.

Arkadaşlığımız da öyle başlamıştı zaten.

Dokuzuncu sınıfta burslu olarak özel bir liseye gitmiştim, zengin arkadaşlarımla da öyle tanışmıştık. Maddi durumum diğerlerine göre kötü olduğundan bazı öğrenciler bana zorbalık yapardı.

Dokuzuncu sınıfın birinci ayını tamamlamak üzereydim, düşe kalka. Okul çıkışı okulun arka tarafında bir kız grubu sıkıştırmış, çantamı alarak içindekileri boşaltıp biraz uğraşıp gitmişlerdi.

O sıra da Güneş ve Bartu buldu beni, sakinkeştiricimi ağzıma atmış titreyen vücudumla yerde su şişemi ararken.

İkisi birden panikle önümde eğilip ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Zar zor iki adım ötede ki su şişesini gösterdim. Bartu vücudumu dikleştirirken Güneş suyun kapağını açıp bana içirmişti.

Sakinleşene kadar yerde yanımda oturmuşlardı, tabi o sırada çantamı da toparlamışlardı.
O günden sonra ikisi de kendini benim şubeme aldırmış, beni bir dakika yalnız bırakmamışlardı. Evet Güneş tuvalete giderken bile ördek yavrusu gibi beni takip ediyordu.

Bartu ise ne kadar hoşuna gitmese de ders çalışmak için kütüphaneye gittiğimde yanımda sabırla bekliyordu, çoğunlukla uyuyordu uyumadığı zamanlarda da test çözmemi falan izliyordu, tabi o sıra da konuşuyordu da, 'neden sürekli ders çalışıyorsun, azıcık kafanı kaldır, boynun kopacak' vs vs. Güneş o sıralar voleybol takımındaydı, okul çıkışlarında antrenmanda olduğundan Bartu geliyordu.

Çok geçmeden, yaklaşık bir ay sonra Doruk ile tanışmıştık.

Doruk'u ise okul çıkışında 12. sınıflardan dayak yerken kurtarmıştık. Bartu'da Güneş'te soylu bir aileden geldiğinden hiçbir şey yapamamışlardı.
Doruk' ta soylu bir ailenden geliyordu fakat bunun bilinmesinden hoşlanmazdı, gereksiz ve sahte samimiyetten nefret ederdi, yani klüp ortamları hariç.

Aslında üçü de hoşlanmazdı fakat Bartu ve Güneş kuzen olduğundan ve Güneş'in babasının okulu olmasından herkes onları tanıyordu.

Güneş'in annelik rolü, Bartu' nun Doruk başta olmak üzere hepimizi kollaması ile bu arkadaşlık dört sene sürmüştü.

"İsmin çok güzelmiş." kadının sesi ile düşüncelerimden sıyırlarak ona baktım. Kafamı teşekkür manasında eğip geri yola döndüm.

Kadın çekinerek devam etti "Konuşmak istemiyorsun sanırım hakl-"

"İzin verirseniz hazmetmeye çalışıyorum." dedim dolu kahverengi gözlerine bakıp, ardından hızlıca geri yola döndüm.

Bir kaç dakika sonra kadına baktığımda titrediğini görmüştüm, kendini sıkıyordu.
Adama bakarak konuştum " Karınız kriz geçiriyor. " dediğimde hızlıca nefessizlikten kızaran karısına baktı ve arabayı sağa çekti.

Akay (Gerçek aile) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin