Odama gidip beklemeye karar vermiştim betayı ama o odama giden yola hiç girmemişti. Onu bulmak için hareketlenmiş ve herkesin bulunduğu yere olduğunu fark etmiştim. Hiç bozuntuya vermeden kenarda durup onu seyrederken o bir şeyler arıyormuş gibi bir haldeydi.
Herkes kendi halindeydi. Kimse o yüzden ona dikkat etmemişti. Tabii ben onu izlemeyi hiç bırakmamıştım. Ne yapacağımı daha bilmiyordum bile. Önünü mü kesmeliydim? Ne yapacaktım ki? Gerçekten hiçbir şey bilmiyordum. Umarım başka şeyler yapmaya kalkışmadan onu durdurabilirdim. Betanın gözünü açmak istiyordum ama bunu nasıl yapabilirdim ki?
Kara kara düşünürken betayla göz göze geldiğimizde bana doğru yürümüştü hızla. Yoksa onları çektiğimi mi anlamıştı? Elimden almaya mı çalışacaktı?
"Yoongi sana çok önemli bir şey söylemem gerek." Dedi yanıma vardıktan sonra. "Ne oldu?" Dedim anlamazlıktan gelerek. "Ben şirket bilgilerini başka şirkete veriyordum." Elindeki dosyayı önümüzdeki masaya bıraktı. "Ne?" Dedim.
"Her şeyi baştan anlatacağım. Beni iyi dinle." Arkasına baktı. Alfanın kendisine bakıp bakmadığını kontrol etmişti sanırım. Ben de o yöne baktığımda gerçekten de alfaya baktığını fark etmiştim. Neyse ki alfa bize bakmıyordu. Hatta başka yere bile geçmişti. "O alfa beni kandırdı." Masada ki dosyayı işaret etti. "Burada onun hakkında bilgiler var." Yutkundu.
"Birkaç yıl önce onunla tanıştım ve kısa sürede sevgili olduk. Bana şirketin kötü durumundan bahsetti ve kurtulmanın tek yolu da Jung şirketinde çalışmam gerektiğini söyledi. İnanmıştım çünkü çok güzel oynamıştı." Gözleri dolmuştu. "Şirketin durumu iyi olunca evlenecektik ama bir türlü iyi duruma gelemedi şirket. Bu zamana kadar kandırıldım yani."
Bir bardak su içti ve gözlerini sildi. "Ben onu gerçekten çok sevmiştim Yoongi ama o bana küçük hediyeler alıp yem atıyordu sadece. Ben ise bunlara kanıp herkesle aramı iyi tutup bilgileri sızdırdım ve sonuç hep aynı. Her seferinde az kaldı yakında evleneceğiz gibi sözlerle geçiştirdi beni." Yüzünü peçeteyle temizledi. "Son zamanlarda da artık bıkmıştım ama onu sevdiğim için de kendime söz geçiremiyordum."
Ona da üzülüyordum. Duygularıyla oynanmıştı. Aynı benim gibi...
Aklıma gelmeyen eski sevgilim gözlerimin önünde hayali belirmişti. Umarım hayatım boyunca bir daha karşıma çıkmazdı.
"Beni affedebilecek misiniz?" Diyerek elimi tuttu. "Ben buradan ayrılmak istemiyorum. Sizlerle kalmak istiyorum." Dedi. "Yaptıklarımdan çok pişmanım. Özür dilerim. Kalbime söz dinletemedim." Diye ekledi. "Ben ne yapabilirim ki?" Dedim. "Bay Jung ile konuşursun olmaz mı? Onun eşi olduğunu biliyorum."
"Bilmiyorum Miyoung. Onu ikna edemeyebilirim." Dedim ümitsizce. Kafasını eğdi o da. "Anlıyorum." Dediklerinde samimi olup olmadığını anlayamıyordum. Beni fark edip bir oyun oynamaya kalkışıyor olabilir miydi ki? "Miyoung." Dedim bana bakmasını sağlayarak. "Şimdi gidip her şeyi Hoseok'a anlatalım."
"Bana çok kızacak." Sesi bir yerlerine kaçmış gibiydi. "Ben yanında olacağım. Gel benimle." Tam Hoseok'un yanına gidecekken o alfanın uzaklaşmaya başlayınca onun gittiği yöne doğru hareket etmiş ve betayı da kendimle götürmüştüm.
"Nereye gidiyorsun?" Diyerek önüne geçtim. "Bana mı diyorsun?" Başka biri mi vardı acaba? "Evet." Kaçmasını istemediğim için kolunu yakalayarak "Sen 2 dakika gelsene şöyle." Diyerek çektim onu. "Omega nereye gidiyoruz?" Ortaklarıyla konuşan eşime yaklaşarak "Bay Jung." Dedim. Anında bana döndü. "Şirketimizin bilgileri bu bey sayesinde emin ellerde."
"Anlayamadım." Samimiyetin sıfır olduğu bir şekilde gülümsedim. "Ne saçmalıyorsun sen?" Dedi alfa. "Bir dakika lütfen insanların nasıl duygularıyla oynadığınızı daha anlatacağım." Gözleri kırmızıya bürünmüştü ve hafif hafif feromonunu hissediyordum. Hoseok ise kaşlarını çatmıştı. "Bu beyefendi şirketimizin bilgilerini bu betadan alıyormuş. Betanın duygularıyla oynayıp onu buraya gönderip bilgileri alıyor ve onu sadece oyalıyormuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pregnant Omega |Sope✔
RomanceHoseok hastaneden dönerken genç, güzel ve hamile olan bir omega görmüştü.