Buğra ile okul çıkışına gittik. Çoğu kişi çıkmıştı.
Ahmet ise arkadaşları ile konuşarak yavaşça geliyordu.Buğra bana bakarak gülümsüyordu. Bense bakışlarından kaçmak için Ahmet'i arıyormuş gibi yapıyordum.
"Oyunculukta iyi misin?" Diye sordu Buğra.
"Bilmiyorum ki..." diye sessizce cevapladım.
"Peki nasıl olduğunu bilmek ister misin?"
"Evett!"
"Berbatsın."
"N-neden ki?"
Üzerime doğru yürüdü ve beni arkamda ki duvar ve kendi arasına aldı. Tel elini yan tarafıma attım.
Allah'ım! Böyle şeyler sadece dizilerde olmuyor mu ya...
"Çünkü seni izlediğimi bilmene rağmen benden kaçmaya çalışıyorsun."
Kolunun altından çıkarak yan tarafına geçtim.
"Desene kaçma konusunda hiçte kötü değilim?"
Ellerimi belime koyarak omuzlarımı dikleştirdim."Hayır, onda da kötüsün."
"Neden ki?"
"Çünkü sadece benim izin verdiğim kadarıyla kaçabiliyorsun."
Yavaşça bir adım geriledim.
Arkamdan birisi sarılınca Buğra'nın bakışları sertleşti."Geliceğini biliyordum." Dedi Ahmet.
"Ahmet bu ne samimilik yarram, görende sevgilin sanıcak." Dedi Okan alay ederek.
"Sansınlar." Dedi Ahmet bana daha sıkı sarılırken.
"Ben şimdi buna yenge mi dicem? Ciddi değilsindir umarım." Dedi Hamza yüzünü ekşiterek.
"Evet, beğenemedin mi?" Dedi Ahmet benden ayrılıp Hamza ya dönerken.
"Kendine bunu yakıştırıyorsan kendine saygın yoktur."
Hamza da Ahmet'e bir adım yaklaştı.
"Ya da siz onu iyi tanıyamamışsınız."
"Konu tanımaksa inan senden daha çok şey biliyorum."
"O zaman sorun ne?"
"Yakışmadığınız gerçeği."
"Senin göz zevkine göre hareket etmeyeceğim Hamza."
"Ama etmelisin..."
Hamza geriye dönerek uzaklaştı. Okan da Hamza'yı takip etti.
Ahmet arkalarından bakarken dolan gözlerimi ağlamaması için ikna ediyordum.
Buğra önüme geçerek dolan gözlerimi kapattı, sessizce kulağıma:
"Ağlamamalısın..." dedi.
Kendimi zor tutarken gözlerimi yavaşça araladım ama başarılı olamamıştım. Gözümden bir damla yaş düşmüştü.
Buğra göz yaşımı parmağı ile sildi.
Ahmet ise küfür ederek bize döndü.
Ahmet bir elini Buğra'ya atarak onu geri çekti.
"Senin işin bitti. Git artık. Bir daha da Defne'nin yanına gelme." Dedi sert bir şekilde.
Buğra ise ifadesiz bakışlarını Ahmet'in yüzünde tutuyordu.
Ahmet daha fazla dayanamadı ve elimden tutup beni çekiştirmeye başladı...
Buğra'nın ağzından:
İfadesiz bakışlarımı onun yüzünde tutuyordum. Aslında bilerek ifadesiz bakıyordum. Bu bakışlarım onu çıldırtıyordu.
Her an bana yumruk atmak için hazırdı. Hissedebiliyordum.
Daha fazla dayanamayacaktı. Vurucaktı.
Ama hayır o Defne'yi de alıp gitmeyi seçti.
Çünkü kaybetmek istemiyordu.
Defne kavgalardan korkardı...
Onun gözü önünde vursaydı Defne ondan korkacaktı. Bunu bildiği için akıllıca olanı yapıp gitti.
İkisi de gözden kaybolunca yavaşça arkamı döndüm ve onlara ters yöne yürümeye başladım.
Keşke Hamza'yı dinlesen Ahmet...
Defne'yi bıraksan ama hayır bu onun huyu hiçbir kızı bırakamıyor. Tek bir tane kıza bağlanamıyor.Hepsini istiyor ve sıra Defne'de...
Ah, tatlı Defne'm...
Ama şunu unutma Ahmet, ben ne istersem alırım.
Ve ben Defne'yi istiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arada
Teen FictionSürekli iki seçim arasında kalan kızlarımız artık dayanamıyor. Onlara sunulan iki seçim sürekli onları zorluyor. Erkeklerimiz ise seçenek olmaktan bıkmıştı. Kızları kendilerine istiyorlardı. Peki bunu başarabilecekler miydi..? Ecnr~ Size keyifli o...