chapter four

310 29 21
                                    

Denk geldiğim fenomenler, birlikte fotoğraf çektiğim ünlüler olmuştu ama asla onlardan birileriyle komşu olacağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Biriyle tartışmış, diğeri tarafından da başıma beyzbol topu yemiştim. Benimki şans mıydı yoksa başka bir şey miydi bilemiyordum.

Gözlerimi güçlükle Jaden'ın gözlerinden ayırdığımda son gördüğüm şey kaşlarını çatarak bana bakıyor oluşuydu.

"Buraya taşındığım ilk gece bir Snap attım." dedim anlatmaya başlayarak. "Arkadaşım, sizin evinizin sosyal medya fenomenleri Walton'ların olduğunu iddia etti ve emin olmak için evin net bir fotoğrafını çekmemi istedi." Kaşları çatıldı. "Yanlış anlama, ilk başta kabul etmedim ancak çok ısrar etti..." Derin bir nefes alıp omuzlarımı düşürdüm. "Kabul etmemem gerekirdi. Nasıl böyle bir aptallık yaptım aklım almıyor."

"Evet," dedi tekrar arkasına yaslanırken. "Gerçekten aptallık yapmışsın."

Hafifçe gülümseyerek ona baktım. "Beni affettin mi?"

Gülümsememek için kendisini tuttu ama kıvrılan dudakları onu ele verdi. "Eh, büyüklük bende olsun madem." Yüzümdeki gülümseme büyüdü, kıkırdadığımda gülüşüme eşlik etti. "Ama bir daha böyle bir şey olursa affetmem."

Başımı iki yana salladım. "Asla."

"Çocuklar, Mirabelle ile tanışın!" Jessica'nın sesiyle unuttuğum ikizler tekrar aklıma geldi. Bakışlarım havuza dönerken Jessica'yı suyun içinde gördüm. Çocuklarına bakıyordu. "Kendisi Pierre'in kız kardeşi. Onun yanına taşındı, artık komşumuz." Gülerek bana baktığında ona tebessüm ettim.

"Bende Javon, memnun oldum Mirabelle." diyen Javon'la bakışlarım tekrar onlara döndü. Jaden hâlâ kaşlarını çatmış bir ifadeyle bana bakarken Javon koşarak havuza atladı, etrafa fışkıran sular Jaden'a sıçramıştı.

"Merhaba." dedim ona sahte bir tebessüm gönderirken. Bu cümlemden sonra gözleri kısıldı. Kafama beyzbol topu fırlattığını kimseye söylememiştim ve o da bunu anlamıştı. "Sen de Jaden olmalısın. Bianca bahsetmişti."

Başını sallayarak beni onayladı. "Evet. Memnun oldum." Son kez yüzüme bakarak tıpkı Javon gibi havuza atladığında üzerime biraz su sıçramıştı.

Limonatama uzanarak birkaç büyük yudum aldım. Havuzda anneleriyle birlikte yüzen ikizlere bakmamaya çalışıyordum ama ne kadar başarılı olduğum muammaydı. "Kaç yaşındasın?" diye bir soru yöneltti Jayla.

"On altı." dedim yarısını içtiğim limonata bardağını geri sehpanın üzerine bırakırken. "Birkaç ay sonra on yediye gireceğim."

"Ah, öyle mi?" diyerek göz kırptı. "Artık bizi doğum günü partisine davet edersin... Partilere bayılırım!"

Gülerek "Ederim tabii." dedim. "Ben de partileri severim ancak Paris'de çok fazla parti düzenlenmiyordu. Umarım burada da öyle değildir."

"Amerika partilerin şehridir." Gözlüğünü çıkardı. "Okula başladığın zaman bol bol arkadaş edinirsen sürekli parti davetleri alırsın. Demedi deme."

"Okul vardı bir de değil mi?" Gözlerimi devirdim. "Artık son senem oluğu için daha sıkı çalışmalıyım. Mâlum, üniversite falan."

"Haklısın. Ne okumak istiyorsun?"

Dakikalarca sohbet ederken ikimizin de limonataları bitmişti. Jayla, bardaklarımıza tekrar limonata doldurmaya giderken Jessica da havuzdan çıkmış, havlusuyla kendisini kurularken diğer yanımdaki şezlonga oturmuştu.

"Daelo ve Kevin'ı gördünüz mü?" diye sordu Jessica, Jaden ve Walton'a bakarak. Bu sırada Jayla tazelenmiş limonatalarımızı getirmişti. "Bu sıcakta nereye kayboldu bu çocuklar?"

Histoire D'amour | Jaden Walton Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin