⚜️ Yeni bir bölüme daha hoşgeldiniz. 🌼 Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olur. ✨ Herkese iyi okumalar diliyorum.
⚜️ Bölüm Şarkısı : David Kushner - Daylight
(Şarkının Türkçe anlamını multimedya kısmına koydum, mutlaka göz atın. Haneul ve Yoongi'nin ilişkisini bundan daha iyi anlatan bir şarkı bulamazsınız... 🤍)
🥀 "Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun?" (Küçük Prens)
Haneul ;
Uykusuzluktan kızarmış gözlerimi, benden izinsiz olarak odama misafir olan Güneş ışıklarına çevirdim. Onlar bile izin almıyordu, mahremiyetimi işgal ederken. Dudaklarıma ruhsuz bir gülümseme yerleştirerek, yatağımın tam karşısında yer alan aynaya yansıyan aksimi yorgun gözlerimin hapsine aldım. Uykusuzluktan dolayı kızarmış gözlerim, silik halkalara ev sahipliği yapan göz torbalarım, daha da beyazlamış olan ten rengim ile adeta yaşayan bir ölü tanımlamasının ete, kemiğe bürünmüş hali gibi görünüyordum.
Dün gece yurda geri geldiğimde, yorgunluktan bayılacağımı ve yastığa kafamı koyar koymaz uyuyacağımı düşünmüştüm. Tabii zihnim her zamanki gibi benimle aynı düşüncede değildi. Benim için özel bir geceyarısı gösterisi hazırlamıştı ve gözlerimi kapattığım anda bu fırsatı kaçırmayarak, oynat tuşuna basmıştı. Saçma sapan düşüncelerimin ve duygularımın hazırladığı, başrolü Yoongi olan bu gösteriyi tekrar tekrar izlememek için sabaha kadar gözlerimi açık tutmak zorunda kalmıştım.
Bir zamanlar hayranlık duyduğum bu adamın, böylesine kötü bir karaktere sahip olmasının üzerimde yaratığı hayal kırıklığını bir türlü atlatamıyordum. İnsanlar, ünlülerin sahne önünde ve sahne arkasında gösterdikleri olmak üzere iki farklı karakteri, iki farklı yüzü olduğunu düşünürlerken kesinlikle yanılmıyorlarmış. Dün gece itibariyle bunu ilk elden tecrübe etmiştim.
Dün gece o adamın karanlık çukurlarına bakarken, gözyaşı bulutlarımı gökkuşaklarıma kavuşmaları için yanlış bir zaman olduğuna zar zor ikna edebilmiştim. Duygularımı ve düşüncelerimi, duygusuzluğumun sığınağına hapsetmiştim. Çünkü yaptığı o şeyin, beni düşürdüğü o durumun beni etkilediğini, beni yaraladığını görmesine izin veremezdim.
Kapımın tıklatılması ile daldığım düşüncelerden irkilerek ayrıldım. Kızlardan birisi olmalıydı. Beni bu halde görmemeleri için saçımı, başımı düzelterek, hafifçe boğazımı temizledim ve kapının diğer tarafındaki kişiye seslendim.
"Gelebilirsin."
Kapının açılması ile Seo Yeon'un masum yüzü, görüş açıma girdi. Yeni uyandığını belli eden şiş gözleri, tatlılığına tatlılık katmıştı. Dudaklarıma, şefkatli bir tebessümün hakim olmasını engelleyemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEPENTHE (°MYG°)
FanfictionKoyu harelerin eşlik ettiği, simsiyah gözlerini gözlerime dikti ve oturduğu sandalyede, düşünceli bir şekilde geriye yaslandı. Zihninden geçen düşünceleri, dile getirip getirmemek konusunda kararsız gibi duruyordu. Derin bir nefesi tutsak edip, benl...