• 지부 : Fourteen •

72 8 19
                                    

⚜️Yeni bölüm hazırken, pazar gününe kadar bekletmek istemedim, o yüzden bir gün erken yayımlamaya karar verdim. 😊

⚜️ Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olur, herkese iyi okumalar diliyorum...

🥀 "Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa..." (William Shakespeare)

" (William Shakespeare)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Haneul ;

Tam da çekim anında ve kameraların hiç olmadığı kadar bana odaklanmış oldukları bir zamanda aldığım mesaj, beni dumura uğratırken yüz ifademe içimde kopan fırtınadan savrulan hiçbir duygunun yansımaması için kendimle savaşıyordum. Daha fazla telefonla bakışarak dikkat çekmek istemediğimden, telefonu sakin bir şekilde kapatarak tekrardan cebime koydum.

Ne kadar sakin kalmaya çalışırsam çalışayım masanın altında, yaşadığım stresten dolayı kendiliğinden titremeye başlayan dizimi bir türlü engelleyemiyordum. Açık havada olmamıza rağmen aldığım nefes bana yetmiyor, aksine sanki ciğerlerimde bulunan tüm hava alıkonuluyordu. Daha fazla dayanamayarak içime derin bir nefes çektim ve dudaklarıma sahte bir tebessüm kondurarak önce sofradakilere, hemen ardından ise çalışanlara ve kameramanlara baktım.

"İzninizle... Lavaboya gitmem gerekiyor."

Masadakiler, kafalarını beni onaylarcasına sallarlarken, bir Panter'in keskin bakışları ile yarışabilecek keskinlikteki o bakışların ağırlığını üzerimde hissedebiliyordum. Fakat şu an ne onu, ne de onun bakışlarını umursayacak durumda değildim. Her ne kadar nefes alamıyor gibi hissediyor olsam da, nefeslerimi düzenli tutmaya özen göstererek kızlarla kaldığımız eve doğru ilerleyerek, kameraların çekim açısından çıktım. Daha sadece birkaç adım atabilmiştim ki birinin kolumu tutması ile duraksadım ve içimde yaşadığım adrenalinin etkisi ile anında kolumu, bu elin tutsaklığından kurtardım. Menajerimizin bizim için görevlendirdiği korumalardan birisi olduğunu anımsadığım kadın, bu hareketim karşısında şaşırdığını belli eden bakışlarını bana çevirirken, anında 'özür dilerim' dercesine saygı ile eğildi.

"Sizi korkutmak istememiştim efendim. Lütfen kusura bakmayın. Yönetmen mikrofonunuzu çıkarmanız gerektiğini ve lavabo için göl tarafında bulunan evi kullanmanız gerektiğini söyledi. Oradaki kameraları henüz aktif hale getirmemişler. Rahatça işinizi görebileceğinizi size iletmem istenildi."

Ufak tefek bir kadın olmasına rağmen aynı zamanda korumalığının hakkını verecek şekilde de kalıplı bir vücuda sahipti. Onu, birkaç kez Jae-Sung'un yanında etrafı kolaçan ederlerken gördüğümü anımsıyordum. Kadına şüpheli bir şekilde bakmaya devam ederken, ifadesiz suratı ile bana elini uzatınca söylediği gibi zaten halihazırda kapalı olan mikrofonu belimden çıkardım ve mikrofonun bağlantısı olan kabloyu da cropumun içinden ayırarak, mikrofonu avucunun içerisine bıraktım.

NEPENTHE (°MYG°)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin