⚜️ Yeni bir bölüme daha hoşgeldiniz. 🌼 Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olur. ✨ Herkese iyi okumalar diliyorum.
⚜️ Bölüm Şarkısı : The Rose - Back To Me
🥀 "İnsan yüreğinden akan tek şeyin kan olmadığını öğrenmiştim..." (Bir Çift Yürek - Marlo Morgan)
Haneul ;
Yüzümdeki serseri gülümsemeyi bozmadan, menajerlerin ardından ilerlemeye başladım. Fakat onlar, bizi beklemek yerine asansöre binerek patronun odasına doğru yol almayı tercih etmişlerdi. Yoongi'nin, sonunda kendine gelerek peşimden geldiğini belirten adım sesleri, koridorda yankılanırken duygularımı bastırmak adına derince yutkunmak zorunda kaldım. Yüzümdeki gülümseme, gerçekliğini kaybetse de bir savunma mekanizması olarak suratımda asılı duruyordu.
Asansörün önüne geldiğim de, yanımdaki varlığını hissedebiliyordum fakat demin bir anlık özgüven patlaması ile yaptığım şeyden dolayı bakışlarımı onun tarafına çeviremiyordum. Çünkü özgüvenim hayal dünyasından gerçek dünyaya çoktan dönüş yapmıştı. Bakışlarımı, şirketin dışından içeriye dikkatli bakışlarla bakan Jae-sung'un bakışlarına sabitledim. Hayranların izin verdiği kadarı ile iyi olup olmadığımı kendi gözleri ile kontrol etmeye çalışıyordu. Sonunda bakışları beni bulduğunda, onu rahatlatmak adına genişçe gülümsedim ve bir elimin baş parmağını yukarıya kaldırarak 'iyiyim' dercesine ona gösterdim.
Bu hareketime ışıldayan bir gülümseme ile karşılık verirken, asansörün 'tink' sesini duymam ile daha ben ne olduğunu bile anlayamadan yan tarafımdaki şahıs tarafından bileğimden tutularak asansörün içine doğru çekildim ve Jae-sung ile göz temasımız anında kesildi. Sırtım asansörün soğuk duvarı ile buluşurken, o da suratındaki o meşhur ifadesizlik ile tam karşımda dikiliyordu.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Anlaşılan Azrail'in ile tanışmaya çok meraklısın! Bana bir daha, benim iznim olmadan dokunmaman konusunda seni uyarmıştım! "
Dudaklarına yamuk bir gülümseme yerleştirip, muhtemelen bana o sinir bozucu cevaplarından birisini daha verecekken, asansörün kapanmak üzere olan kapısı bir anda tekrardan açıldı ve bir sürü çalışan asansöre doluşmaya başladı. Öyle ki, asansörde kıpırdayacak yer kalmadığından Yoongi resmen üzerime kapanmıştı. Kaslı kolları, başımın iki yanını çepeçevre sararak asansörün duvarı ile temas eden kemikli ellerine bağlanıyordu.
Sinirle yumduğu gözleri, asansörde çalan dinlendirici müziğe rağmen bariz bir şekilde duyulan yutkunma sesimi işittiğinde, yaramaz parıltıların eşliğinde tekrardan açıldı ve beni karanlık çukurlarının girdabına çekmeye başladı. Bir anlık boşluğuma denk gelen bu aptallığımı maskelemek için anında gökkuşaklarımın arasından çakan şimşeklerimi, ona yönelttim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEPENTHE (°MYG°)
FanficKoyu harelerin eşlik ettiği, simsiyah gözlerini gözlerime dikti ve oturduğu sandalyede, düşünceli bir şekilde geriye yaslandı. Zihninden geçen düşünceleri, dile getirip getirmemek konusunda kararsız gibi duruyordu. Derin bir nefesi tutsak edip, benl...