⚜ Bölümü okumaya başlamadan önce medyaya koyduğum videoyu izlemenizi öneriyorum. 😊
⚜ Bölüm Şarkısı : P!nk - Just Like Fire
⚜ Beğenerek okuduğunuz bir bölüm olması dileği ile herkese iyi okumalar diliyorum... 🤍
🥀 "Aynı dünyanın yalnızlarıyız, ta ki kalplerimiz birbirine rastlayana kadar..."
______________♤______________
Haneul ;
Hayat dediğimiz bu uzun yol, inişler ve çıkışlar ile doluydu. Görünmeyen, karanlık çukurları vardı. Öyle ki, o çukurların birine hapsolup, en dibi gördüğünüzde bir daha asla düzlüğe çıkamayacağınızı düşünürdünüz. Fakat sizi o karanlık çukura sokan aynı hayatın, sizin için bir yerlerde güzel süprizler hazırladığını bilemezdiniz. O güzelliğe ulaştığınızda, kıymetini bilebilmeniz için önce kirlenmeniz gerekirdi, tıpkı karanlığa gömüldüğümüzde, ışığın kıymetini daha iyi anlayabildiğimiz gibi...
İçimdeki güçlü Haneul, düştüğümüz ve neredeyse 16 yıldır çıkamadığımız bu karanlık çukurdan, birgün bizi kurtaracak o güzelliği bekliyordu. Işığıma tekrardan ulaşabilmek adına kendim için çabalamak zaten yeterince zorken, bir de benimle birlikte o karanlık çukurda çabalayan, bu üç deli kızın da kendi ışıklarını bulmalarına yardım etmeliydim. Bu sanırım, liderliğin benim üzerime yüklediği sorumlulukların en büyüğüydü...
"Yang PD'nim, bütçe kontrolü uygulamasına gittiği için konserimizi iptal etmiş olmasaydı, şu anda oturup noodle yiyerek, dizi izlemek yerine hayranlarımız ile coşup, eğleniyor olabilirdik."
Seo Yeon'un sinirli bir şekilde kurduğu cümle ile bakışlarımı ona çevirdim. Gözümün önüne gelen sarı saç tutamlarını, kulağımın arkasına koydum ve elimdeki chopstickler ile noodle'ı dürtüklemeye başladım.
"Bana sorarsanız, bütçe kontrolü uygulaması falan bahane, adam yaptığı hareketlerle, bizi gözden çıkardığını günden güne gözümüze sokmaya çalışıyor."
Mishil'in, umutsuz bir ses tonu ile kurduğu cümleye karşılık, Dae omuzlarını umursamazca silkmekle yetindi. Ağzına attığı noodle'ı bitirdikten sonra derince yutkundu ve düz bir ses tonunda konuşmaya başladı.
"Şirket arkamızda durmadıktan sonra kendi çabalarımızla sadece belli bir kitleye ulaşabiliriz. Çıkışımızdan bu yana, şirketin bizim tanınmamız için ya da şarkılarımızı tüm dünyanın duyması için yaptığı herhangi bir etkinlik olmadı. Bilakis, kendi çabalarımıza bile sektörün kuralları ile çeliştiği için ambargo uygulandı. Bu yüzden, şirkete diğer idol grupları veya idoller kadar gelir sağlayamadığımız için bizi suçlamaları saçmalık olur. Ayrıca, Yang PD'nimin bizi gözden çıkarttığını düşünmüyorum. Aynı şey bizim grubumuzda olduğu gibi Blackpink ve BigBang grubunda da en büyük sorun. Blackpink'i ele alırsak, kızlar ne zamandır ComeBack yapacakları zamanı bekliyorlar ve bunun için deli gibi çalışıyorlar. Aynı şekilde BigBang Sunbaenilerimiz de öyle fakat Yang PD'nim çıkıpta ne onlara, ne de hayranlarına en ufak bir açıklama bile yapmıyor. Bu yüzden sorun hiçbirimizde değil, sorun direkt şirketin kendisinde."
Seo Yeon ve Mishil, onun bu söylediğine karşılık bıkkınca, nefeslerini özgürlüklerine uğurlarlarken, ben ise saçlarımı tüm hıncımı çıkarmak istercesine sert bir şekilde topladım ve tekrardan yemeğime dönmeden önce, gözlerimi sinirle devirmeyi de ihmal etmedim.
"Önemli olan, sorunun kimden kaynaklandığı değil, önemli olan çıkışımızdan bu yana, bir arpa boyu bile olsa ilerleme kaydedemeyişimiz. Eğer böyle, olduğumuz yerde saymaya devam edersek hayranlarımız dediğimiz insanlar bile günden güne, birer birer, bize sırtlarını dönmeye başlayacaklardır. Bu sene, şirketin sözleşmemizi yenileyip, yenilemeyeceği bile belli değil. O şirkette yerimiz sağlam değilken, yapabileceğimiz tek şey daha fazla çalışmak ve hayranlarımız ile şirketin bizden beklentilerini karşılamak. Böyle umutsuz umutsuz konuşup, acaba sorun kimde diye düşünmenin hiçbir şeye faydası yok. Her zaman yaptığımızı yapıp, insanların hakkımızda ne söylediklerini umursamayacağız ve birbirimize söz verdiğimiz gibi, kendimizi birgün herkese kanıtlayabilmek için çalışmaya devam edeceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEPENTHE (°MYG°)
Fiksi PenggemarKoyu harelerin eşlik ettiği, simsiyah gözlerini gözlerime dikti ve oturduğu sandalyede, düşünceli bir şekilde geriye yaslandı. Zihninden geçen düşünceleri, dile getirip getirmemek konusunda kararsız gibi duruyordu. Derin bir nefesi tutsak edip, benl...