⚜️ Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olur. ✨ Herkese iyi okumalar diliyorum.
⚜️ Bölüm Şarkısı : Lali DJ - İn My Heart And İn My Head
🥀 "Günün birinde herkes kendi yıldızını bulabilsin diye mi parlaktır yıldızlar?" (Küçük Prens)
Haneul;
"Milyonlarca yıldızın arasında, Vega Yıldızı'nı bulamadım. Fakat milyonlarca insan arasında parlayabilmek için yeniden gökyüzüne taşınmayı bekleyen, yaralı, küçük bir yıldız buldum. Söz veriyorum Vega, ne kadar yara alırsak alalım, ne kadar yorulursak yorulalım yine de senin yeniden gökyüzünde parlamana yardım edeceğim..."
Onun karanlık çukurları, gökkuşaklarımı hipnoz altına almaya çalışırmış gibi pür dikkat gözlerime odaklanmıştı. Benim gökkuşaklarım ise o karanlıkları, sekizinci bir renk olarak kendilerine katmak için gözlerime devşirmeye çalışıyorlardı. Aldığım tüm yaralar, tedavi edilmek istediklerini belirtmek için sızım sızım sızlayarak bana kendilerini hatırlatmaya çalışıyorlardı. Mantığım ise ruhumdaki ve kalbimdeki çatlaklardan sızan o sarılıp, sarmalanmaya muhtaç yaralarımı, kendine has yöntemlerle oyalamaya çalışıyordu. Fakat o bile, bunun onları sadece belirli bir yere kadar zaptedeceğini biliyordu ve büyük bir isyanın yaklaşan ayak seslerini duyabiliyordu.
Yoongi'yi kucağımdan ittirmek için havalanan ellerim, usulca tekrardan eski yerlerine dönerlerken gözlerimizin arasında oluşan o dayanıksız duygu köprüsünü yıktım ve bıkkınca bir nefesin eşliğinde bakışlarımı tekrardan gökyüzüne çıkardım. Onunla sürekli bir tartışma içinde olmak, bu kadar zorluğun arasında beni daha da yıpratıyordu. En azından sadece bu gecelik, kaçtığım bir fırtına değil de, sığındığım bir liman olmasını istiyordum...
"Sahne adlarımızı ve grup ismimizi belirlerken, yıldızlardan esinlenmek benim fikrimdi. Kızlarımla, gökyüzündeki yıldızlar gibi her daim parlamak ve hayranlarımızın kayboldukları karanlıkta onlara her daim bir umut ışığı olmak için yıldızlardan ilham almıştım. Fakat maalesef ilham aldığım yıldızlarla tek ortak noktamız, gökyüzünden uzaklaşarak, sessiz sedasız sonsuzluğun karanlığına karışmak oldu. Daha kendimizi girdiğimiz bu karanlıktan kurtaramıyorken, nasıl hayranlarıma bu konuda yardım edebileceğimi düşünüp durdum hep. Çoğunun haberdar bile olmadığı birçok motive edici şarkı yazdım, onlar için. Kızlarımı, karanlığa tamamen teslim olmamaları için bir umut ışığı olduğuna inandırmaya çalıştım. Aslında ben, bir yıldızdan daha çok Ay'a benzetiyorum kendimi. Yıldızlarının parlaması için onlarla kendine bile zar zor yetirdiği ışığından paylaşan, hayranları farkında bile olmasa da güvenliklerini sağlamak için her daim sessizce onları takip eden ve yüzeyi, çektiği zorluklar nedeniyle delik deşik olmuş, yaşadığı kötü anların izini her daim taşımaya devam eden ama buna rağmen parlaklığından hiçbir şey kaybetmeyen bir Ay... Şimdi sen bana gelmiş, benim yaralarımı saracağına dair söz veriyorsun ya Sunbaenim? Verme... Çünkü kabuk bağlamış ve geride sadece izi kalmış olan yaralar için artık yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştır. Bu yüzden yapabileceğin hiçbir şey kalmamış durumlar için tutamayacağın sözler verme..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEPENTHE (°MYG°)
FanfictionKoyu harelerin eşlik ettiği, simsiyah gözlerini gözlerime dikti ve oturduğu sandalyede, düşünceli bir şekilde geriye yaslandı. Zihninden geçen düşünceleri, dile getirip getirmemek konusunda kararsız gibi duruyordu. Derin bir nefesi tutsak edip, benl...