1. Bölüm - "Söz mü?"

152 19 39
                                    

Merhaba, sevgili dostlarım..
Bu satırları yazan aranızdan biri.. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, size çok minnettarım.. İnanın bana sadece 36 kişinin bile hikayemin 'giriş' kısmını okuması beni çok mutlu ediyor. Umarım bu yolculukta beni hiç yalnız bırakmazsınız..  <3
Ve son olarak bu bölümde sizi Mavi ile tanıştıracağım için çok heyecanlıyımm :'
Sizi seviyorum, iyi okumalar dilerim...

Bölüm müziği: Jamie Duffy - Solas

'Kendisi büyürken içindeki sevgisiz kalan çocuğu büyütemeyenlere...

7sene önce...

"Geçecek, geçecek, geçecek..."
Başımı pencereme yaslayıb, ağlamaktan kızaran gözlerimi gökyüzü'nden hiç ayırmadan kendime sürekli bunu tekrar ediyordum. Evet, geçecekti biliyordum, alışmıştım. Tüm bu yaşananlar bir gün bitecekti. Ama zihnimde asla... Keşke bir çırpıda kalbimde yer alan o zehirli tohum'u atabilseydim.. Keşke buna neden olan her şeyi unutabilseydim. Ama mümkün değildi... Attığım her adımda hayat bana adeta zamanında duyduklarımı, gördüklerimi, hiss ettiklerimi hatırlatıyordu. Gün geçtikce daha çok yorgun düştüğümü, daha çok tükendiğimi hiss ediyordum...

Sevgisiz büyümek. Ne kadar iğrenç bir şeydi öyle!.. İnsan, kendi kendisinin zındanı oluyordu. Bir türlü içinden çıkamadığın bir zından hem de. O parmaklıkların arasında sıkışmış gibi...

Hep onların arasından el uzattılar bana... Biri gelip de o kapıyı açmayı akıl edemedi ki. Ya da belki cesaret edemediler, denediler ama yapamadılar... Hoş, çıksam bile ruhum orada kalırdı. Zira ruhumu sadece beni oraya kitleyen kurtara bilirdi...

Korkuyor muydum peki? Hayır. Hiç bir zaman korkmadım. Çünkü hayallerim buna izin vermedi...

Savaştım ve hayallerim kalkanım oldu. 

Ben Mavi. 19 yaşındayım ve beni bu zamana kadar ayakta tutan tek şey hayallerimdi... Bazen bunu söylediğimde insanlara fazla abartı geliyor, farkındayım. Ve bende pes ediyorum...Çünkü insanlar çoğu zaman görmek istediklerini görer, anlamak istediklerini anlarlar.

Çok sevdiğim bir yazarın kitabında okumuştum:
"İnsanlar beni anlamadı, bende beni anlayan tek kişiye, kendime döndüm."

Beş kişilik bir ailem vardı. Tabi aile denirse...

Sahi aile olmak nasıl bir şeydi acaba? Zor muydu? Biz bu yüzden mi hiç başaramadık bunu?
Çocuklar kendi ailelerini seçemezler, ve belki de bizim anne ve babalarımız da bunun pişmanlığını yaşadılar. Ama en kötüsü bu pişmanlığın onlarda yarattığı öfkeyle çocuklarını büyüttüler. Oysa bir az sevgi'yi var etselerdi kırılırdı bu zincir. Bu kadar acı çekmezdik, geceleri bu kadar ağlamazdık...

Ben kendi zından'ımda kalmaktan değil, bir gün onu kendi ellerimle başkasına yaratacağımdan korkuyordum...

"Kes sesini! Bu çocuk başından beri senin yüzünden bu halde. Şimdi geçmişsin karşıma bana yol gösteriyorsun. Kimsin sen kim?!"
"Ben o kızın annesiyim, annesi! Hangi anne isterdi evladı hastalansın ya hangi anne dayanabilir buna?"
Annemin elleriyle ağlayarak kendini vurduğunu duya biliyordum.
"Ben hiç acı çekmiyormuşum gibi niye sürekli bunu bana hatırlatıyorsun, niye? Hiç mi vicdanın yok senin be adam? Sen beni bu şekilde mahv ediyorken Begüm daha mı iyi olacak sanıyorsun?
Olmayacak! Bu evde herkes senin nasıl biri olduğunu çok iyi biliyor artık!"

"Geçecek, geçecek. Geçecek, Mavi, hepsi bir gün bitecek." Ellerimle kulaklarımı kapatıb açıyordum...

"Mavi..."
Arkamdan gelen o titreyen sesi duyduğum anda gözyaşlarımı hemen silmeye başladım. Çünkü bu evdeki iki kişi için güçlü durmak zorundaydım.

MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin