72. Bölüm

554 27 7
                                    

"Görünüşe göre kuzeylilerin kardeş ilişkileri çok sıra dışı."

Komik bir şekilde Akkard, Lessid ile Louise arasındaki erkek ve kız kardeş ilişkisini düşünüyordu.

Kız kardeşinden nefret eden Lessid, kraliyet ailesinin yanında yer alarak artık onun rakibi olmuştu. Sonra üvey kardeşi Cesare'yi yok etmek için onunla el ele vermeye gönüllü olan Damia vardı.

Bu dinamikler onun için son derece ilginçti.

Akkard'ın düşünceleri doğal olarak artık başkentte kraliyet sarayında bulunan kız kardeşi Sienna ile kendi bağını düşünmeye sevk etti.

Ve sonra rüyalarında ifşa ettiği uyarıyı düşündü.

"Bunu aklında tut -bunu sana söylüyorum çünkü sen bir aptalsın- değersiz yaşam tarzından hemen kurtulmazsan, sonsuza kadar pişman olacaksın."

Neden o rüyayı gördü?

Akkard omuzlarını silkti ve bunu anlamsız bir rüya olarak görüp bir kenara attı. Devam ederek, Damia'ya sordu,

"Ama neden Cesare'yi yok etmek istiyorsun? Merak ediyorum."

"···Buna cevap vermem gerekiyor mu?"

Damia solgun bir yüzle sordu.

Akkard, onun ince parmaklarının, soğuk kış rüzgarında sallanan narin beyaz bir huş ağacı gibi titrediğini gördü.

Sıradan bir beyefendi bu noktada Damia'yı sorgulamayı bırakırdı ama Akkard bir beyefendi olmaktan çok uzaktı.

Bunun yerine, Damia onun savunmasızlığına nadir bir bakış gösterdiğinde güçlü bir ilgi ve yaramaz bir merak hissetti.

"Evet, neden yardım etmek istediğini bilmem gerekiyor."

Sanki pençelerini köşeye sıkıştırılmış bir ava sokuyormuş gibi merak etti.

Ardından Damia'nın parmak uçlarından başlayan titreme omuzlarına yayıldı.

'Farkında olmadığım başka durumlar ve dinamikler olmalı'

Akkard sırıttı, yatmaya can attığı kadın başka bir adam yüzünden titriyordu bu çok can sıkıcıydı ama öte yandan Damia'nın onu mahvetmek istemesinden oldukça memnundu.

Kötü niyetini gizleyen Akkard, yatak odasında bulunan şarabı bardaklara döktü. Sonra Damia'nın titreyen elini tuttu ve ona bardağı verdi.

"Gel, önce bir şeyler içelim sonra konuşalım."

"...Teşekkürler."'

Kafası Cesare ile dolu olan Damia kabul etti ve bir yudum aldı. Zihnini sakinleştirecek bir şeye ihtiyacı vardı.

Güney şarabı olmalıydı çünkü ağzına yayılan tatlılık güçlü ve hoş kokuluydu.

Hasta yatağından yeni uyanan zayıflamış vücudu hızla sarhoş oldu. Sarhoş bir cesaretle donanmış olan Damia, yanakları çoktan kızarmışken yavaşça ağzını açtı.

"Birkaç gün önce, gecenin bir yarısı etrafta kimse yokken Cesare zorla yatak odama girdi."

"Ne?"

Onun şok edici itirafı üzerine Akkard, oturduğu yerden yarı yarıya kalktı.

Kalbinde Cesare'a tepeden bakıyordu. O, Damia'nın etrafında beliren ve susuzluğunu yutan, onu izlerken hiçbir şey yapamayan zayıf bir yılandı.

Ama Damia'nın yatak odasına gizlice girmeye nasıl cüret eder! Öfkesi göğsünün derinliklerinden yükseldi. Akkard'ın erkeksi çenesi sertleşti.

"Ama hiçbir şey olmadı. Gerçekten!"

Diye ekledi. Akkard'ın yanıtını yanlış anlayan Damia.

Kont Primula'nın itibarının ve onurunun dibe vuracağından korkuyordu.

"Cesare o gün beni tehdit etti."

"Seni tehdit mi etti? Ne dedi?"

"Yoluna çıkmamamı ve um..."

Dudakları titredi. Cesare'ın sözlerini tekrar etmeye dayanamadı ve Akkard'a baktı.

Akkard onu omuzlarından yakalayıp hızlı konuşmaya zorlamak istedi.

Ama şimdi sakinleşmesi için zamana da ihtiyacı vardı.

Akkard onu ikna etmek yerine dişlerini sıktı ve kadehine biraz daha şarap doldurdu.

Damia da onun teklifini reddetmedi. O geceyi düşündüğünde titremeye ve nefes darlığı çekmeye devam etti.

Gece geç saatlerde kilitli bir yatak odasında ondan daha büyük, daha güçlü bir adam tarafından boğulmanın dehşeti ve paniği. Ona ne kadar zalimce bir şey yapmaya karar verirse versin, karşı koyamayacağı ezici çaresizlik duygusu tüm bunları hatırladığında zihni çok tükenmiş görünüyordu.

Damia, sanki hafızayı silmek istermiş gibi aceleyle bir kadeh şarabı daha devirdi ve Akkard'ın sorusuna zar zor cevap vermeyi başardı.

"O, Cesare... uh, beni uyardı. Lord Akkard'dan uzak dur." Dedi.

***

Try Crying Prettier +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin