《III. ŞAHIS》 Siniri hâlâ geçmemiş olan Obito annesinin kolları arasından ayrılıp ayağa kalktı.
"Hadi eve gidelim anneciğim"
Annesi oğluna ve kendi kızı gibi gördüğü Kurenai'ye baktı. Ayağa kalkıp onları iki yanına aldı ve ellerini onların omuzlarına koydu.
"Hadi gidelim o zaman"
Yukarı çıktıklarında Kurenai'nin annesiyle karşılaştılar. Kurenai'nin annesi Hanako'yu görünce hemen yanına geldi ve konuşmaya başladı.
"Bak Hanako, eğer bir ihtiyacın falan olursa haber ver ben hemen gelirim"
"Tamam Nanamin, her şey için teşekkürler tekrardan"
"Ne demek canım, hadi görüşürüz o zaman"
"Görüşürüz"
Kurenai ve annesi yukarı çıkınca Obito da annesiyle beraber evlerine girdi.
Obito evin haline şöyle bir bakınca içinden 'burayı temizlemek yıllar sürer' diye geçirdi.
Salona girdiğinde ise onu kırık parçalar, hasar görmüş mobilyalar ve parçalanmış bir cam karşıladı. Obito salona bakarken söylendi.
"Burada savaş mı çıktı?"
Birden aklına bir şey geldi. Hızla arkasına döndü ve salonun köşesindeki sehpaya baktı. 15 senedir görmeye alıştığı gibi değildi. Üstü boştu. Üstünde o vazonun olması gerekiyordu. Artık bu evde babasına dair tek varlık da sokaklara toz olmuştu. Obito buna üzülemedi.
Salondan çıkıp annesinin odasına doğru yürüdü. Annesi hastaydı bu yüzden işten izin almıştı. Şimdi de yatağında uzanıyordu.
Obito annesinin yanına gelip yatağın köşesine oturdu. Annesine sarıldı, annesi de ona.
"Seni hiç bırakmayacağım anne"
"Bende seni Tobi'm"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Don't break me down down don't break me down
Annesi yatıp dinlenirken Obito odasında kitap okuyor, bir yandan da kulaklıklarıyla müzik dinliyordu.
Everglow'dan La Di Da.
Her ne kadar bir süreliğine unutmaya çalışsada bu şarkı sanki ona bugün olanları hatırlatıyordu. Fakat bu güzel şarkıyı değiştirmeyi hiç istemiyordu.
"Antilere harcayacak zamanım yok Hepsini siktir ediyorum Aynı böyleyim La-di-da-da-di-da-da-da-di-da-di-da"