Ben bağırıyordum hala beni kucağında götürüyordu yata bindik "toprak tamam bindik hadi indir kucağından" dedim ama hala yürüyordu ve biraz daha ilerledi sinem, Batu, emre ve tanımadığım yabancı çocuk vardı VEE HALA TOPRAGİN KUCAGİNDAYDİM herkes şaşırmış gibi bakıyordu "indir beni" dedim sonunda indirdi. Sonunda yani rezil olmuştum. Batu "oo yengemizde gelmiş" dedi gülerek. Ben hemen düzeltmek için "yok yanlış anladınız" dedim. Batu "tabi tabi kucak kucağa falan" dedi ve gülmeye devam ediyordu ve ben utançtan kızarmaya başlamıştım. Ne geliyorsa başıma toprak yüzünden geliyordu. Sinem de sabahtan beri ters ters bakıyordu. Kızım benle derdin ne toprakla aranızda halledin amk. "Bu aralar seni çok görüyorum minacim" dedi sinem. Ne diyon lan bu. "Bende her seferinde seni görmeye geliyordum tüh" dedim herkes gülmeye başlamıştı. Bende onlara ayak uydurup gülmeye başladım. Toprak belimden tuttu "gel sana yatın üst katını göstereyim" yat gercekten kocamandı onu onaylayıp ona ayak uydurdum ve yürümeye gittim. Üst kata geldiğimizde biraz ilerleyip demirlerden tutunup derin bir nefes aldım ama korkuyordum da deniz bana hep ürkütücü gelmiştir. "Beni neden götürdün buraya ve ne zaman döneriz" dedim oda yanıma geldi "denizden korkuyor musun gerçekten" dedi bende "biraz ürkütücü o yüzden yüzme falan da bilmiyorum" dedim o da biraz daha yakınlaştı bana doğru "o zaman bugün beraber yüzüyoruz." Sabır Allah'ım ya ben ne dersem tersini yapıyordu "toprak ben ne diyorum sen ne diyorsun ya" dedim pek kale almamıştı Batu asagidan bağırmışti "yemek yiyoruz gelin" diye biz de tamam deyip aşağıya inmiştik. Yemek masasına oturduk Batu emre bide tanımadığım adam konuşuyorlardi Sinem de hiç sohbete dahil olmuyordu morali bozuk gibiydi. Toprak zaten direkt konuşmazdı.
Telefonum yanımda yoktu etrafa baktım en sonunda yukarıda bıraktığımı hatırladım. Topraka doğru "telefonum üst katta kalmış ben alıp geliyorum" dedim o da "tamam çabuk gel" yok yavaş gelicem alla alla. Üst kata çıkıp yatin demirlerine yaslanıp telpfonumu elime aldım. Hilayda dan mesaj geldiğini gördüm en yakın arkadaşımdi kaç gündür gorusemiyorduk. sonra sinem geldi yanıma "parti günü seni uyarmami ciddiye almadın demek?" Dedi ya bıktım bu kızdan sülük gibi yapıştı "sinem sana göre hareket etmiyorum üslubuna dikkat et artık" dedim Sinem de sahte bir gülüşle "sana, ne diyorsam onu yapmak zorundasın anladın mı topraktan uzak dur. Zaten onun takılacağı kızlardan değilsin, olamazsın" deyip beni baştan aşağıya süzdü "hadi ya? Dediklerini yapmıyorum ne yapacaksın?" Dedim o da parmağıyla omzumu ittirdi "dediğimi yapicaksin küçük ezik" dedi ne diyor bu kaşar ya. Bende onu elimle omzunu ittirdim "kimmiş ezik göstereyim sana" dedim o da çok sinirlenmis gibiydi birbirimizi itmeye başladık ve en sonunda beni bir itti. Denize düşmemek için ondan tutundum ama o da benle beraber lop diye denize düştü ama ben yüzme bilmiyordum resmen denizde boğuluyordum, kurtulmaya çalışıyorum ama basaramiyordum. Bir anda iki kol beni kendine doğru cekip denizden yükseğe çıkmamı sağladı bende ona korkudan sıkıca sarılıyordum kısa kısa nefesler veriyordum kalbim hızlı çarpıyordu çok korkmuştum beni kurtaran topraktı elleri belimdeydi ve yüzlerimiz çok yakındı nefeslerimiz birbirine karışıyordu "beni bırakma sakın" dedim hala korkuyordum "seni hiç bırakmam" dedi
Yavaş yavaş yat a ilerlemistik yatin odasına götürdü toprak beni bikax kiyafet verdi ve ben giydikten sonra odaya toprak da girdi "bana neler olduğunu anlat" dedi ben hala sinirliydim en çok da toprağa arjadas bile değildik ve su an düştüğüm hallere bak "anlaticak bişey yok eve götür beni" cidden biraz daha burada kalmak istemiyordum sinemi bidaha hiç görmek istemiyordum ama o da benimle denize düştü ya içimin yağları eridi ama o gerçi yüzme biliyordu olan gene bana oluyor her defasında "neden düştünüz denize?" Ayağa kalktım o da benimle kalktı ayağa "eski sevgilinle halletmen gereken sorunları hallet yoksa her defasında tehtidlerine maruz kalıyorum ki bu can sıkmaya başladı bu oyunlarına beni de alet ediyorsun. Onu kiskandirmak yerine git düzgünce konus" dedim o da şaşırmış gibiydı "mina onunla aramda bişey yok olmazsa. Eski olanlar beni ilgilendirmiyor hatırlamıyorum" dedi "o zaman neden sen ondan hoslaniyormuşsun gibi anlatıyor bana?" Dedim. o da "unutamadı sanırım" dedi ve bir adım yanıma yaklaşıp ellerini koluma koydu "onu ciddiye almıyorum bile" dedi gerçekten de öyleydi sinemle aralarında sohbet bile hiç olmamıştı. "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin sadece eve gitmek istiyorum" dedim toprakin ciddi ciddf açıklama yapacağını beklemiştim. "Tamam gidelim" dedi yatı kıyıya yaklaştırıp digerlerine veda edip ayrıldık. Sinemi hiç görmemiştim görmekte istemezdim zaten. Arabadaydik kimse konuşmuyordu. Sessizliği bozan toprak oldu "kolyen evimde duruyor. Evime uğrayıp alalım sonra seni evine götürürüm." Dedi ne yani ben evine mi gidecektim ama gerçi o benim evime girip çıkıyordu yol geçen hanı gibi kolye değerli olmasa kabul etmezdim de reddetsem bile beni dinlemezdi o yüzden kafa sallayıp geçtim.
