Arabanın kapısını sertce kapatıp kendi yerine yerleşip arabaya caliştirmaya başlar
"Kendini ne sanıyorsun toprak yeter artık bıktım senden"
"Mina sinirimi bozma canını yakarim"
"Kendini ne sanıyorsunda CANİMİ YAKACAKSİN "
"MİNA O SESNİ ALAÇAT YOKSA OLACAKLARDAN BEN SORUMLU DEGİLİM "
"NE OLACAKMİS GOSTERSENE NAPABİLİRSİN BANA!!"
"MİNA YETER KENDİMİ ZOR TUTUYORUM"
"TOPRAK DUR İNİCEM "
"NE SAÇMALIYORSUN MİNA OTUR OTURDUGUN YERDE
"SANA DUR DİYORUM PİSLİK"
"OTOBANDA NAPCAN ORUSPUMUSUN!!"
"YETER ARTİK SUS SUS VE DURDUR" gözlerim dolar ağlamaya başlarim karşımda babamı görürüm babam gibi bana hakaret ediyo toprak elini omzuna koyup "durdum mina ağlama özür dilerim sinirimi aştim" midem bulanıyor araba durmuştu kapıyı açıp kusmaya başlarım toprak yanıma gelip saçlarımı tutup
"İyimisin mina"
"Değilim eve gitmek istiyorum"
"Sizin eve buraya uzak benim eve yakın burası "
Gerçekten suan bişi düşünmek istemiyorum başım dönmeye başlıyor midem bulanıyor
"Tamam su varmı arabada "
"Yok olsa getirirdim sana"
Toprağa yaslanırim arabaya bindirip kendi yerine geçip arabayi sürmeye başlar
Benimde gözlerim kapaňiyo hatta kapandı bile
Gözlerimi açtığımda araba durmus toprak kemerimi çözüp arabadan inip benim kapımı açip elini uzatır elini tutmadan ayağa kalkmaya çalışirim kalktigim an tam düşücektim ki belimden tutup
"Gel buraya mina "diyim kucağına alır aldığı an ağzımdan bir küçük ciğlik kopar çok güzel kokuyordu beni kendimden aliyordu kokusu kafamı omzun koyup kokusunu içime çekerim
Anladığım kadarıyla evin kapısinj açıyordu sesler geliyordu evet düşündüğüm gibi eve girmiştik ışıkları açıp mutfağa doğru gideriz beni tezgahin üzerini koyup bardağı alıp dolaptan su doldurup bana icirmeye başlar içerken dudaklarımdan su döküldü gözleri dudaklarıma doğru kayar ve eliyle ıslandığı yerleri silip
"Su içmeyi bile beceremiyorsun " diyip gülmeye başlar mina evin yanıyor bu nasıl gulmektir kendimi tutamayıp
"Çok güzel guluyorsun " diyiverdim
Bir kaşini yukarı kaldırıp bir kolunu sağ bacağımın orasını koyup diğer kolunu sol bacağımın orasını koyup yüzünü benim yüzüme yakinlaştirip
"Hım demek öyle " diyip gözleri dudağıma kayar benim gözlerimde onun dudağına kayar ve tam gülüp uzaklaşicakti ki dudağına yapışırım gözlerimiz açık şaşkın şaşkın bakar ve hemen geri çekerim dudağımı çektiğim gibi o yapışır dudağıma sakin sakin öperken ellerimi boynuna yerleştiririm onunda eleri belime doğru gider artık fazlasıyla sert öpüyordu nefes alamıyordum tırnaklarımi boynuna batiririm batırdığim gibi daha çok sert öpüyordu
En sonunda beni öpmeyi bırakmıştı gözlerime bakıyordu bende onun gözlerine siritip konuşmaya başlar
"Berbat öpüşüyorsun mina"
"Senin gibi her önüme gelen kişiyle öpüşmüyorum topak.
Ha bide bir daha opmezsin olur biter"
"İlk öpücüğün dimi mina"
Cevap vermiyip tezgahin üstünden inmeye çalışırım
O an hamle yaparak ben kucağına alır kucağından kurtulmaya çalışırım
"Kıpraşma mina yerinde dur"
Bu sever uslu durup kafamı boynuna gömüp kokusunu içime çekerim kendimi tutamayıp boynunu öperim öptüğüm an vücudu kasılmaya başlar
"Mina yapma sahroşsun "
Demesine rağmen öpüyordum hala boynunu
Tis kalın sesiyle
"Mina sabırlı bir adam değilim uslu dur ve kucağımdan inip yatağa gir"
"banane burası çok rahat inmem" dememe rağmen beni yatağa atar öküz herif
"Öküz herif" diyiverdim
"Duymadım biraz daha yüksek şöyle bakım mina hanım"
"İşine gelmedi tabi duymasın"
"Neyse mina hadi uyu saat 2 'ye gelcek
"Beraber uyuyalım toprak lütfen"
"Uslu durursan olur "
"Tamamm"
"Üstümü değiştirip gelcem rahat dur burda "
Diyip sağ köşedeki elbise dolabından bir kaç bişi alıp bana bakıp
"Al giy bunlari " yatağın üstüne atıp dolaba doğru gidip kendine bir kaç bişi alıp odadan çıkar
Gri eşofman beyaz tişört vardı bende zaman kaybetmeden üstümü çıkartmak için zinciri açmayi çalışırım ama çıkartmadim sinirlenip ağlamaya başlarim odanin kapısı çalar
"Giyindin mi başımın belası"
Ağlak bir sesle
"Hayır lanet olası zincir acilmiyo"
Toprak içeri girer ve şaşkın bir şekilde bana bakıp
"Neden ağlıyorsun mina"
"Acilmiyo zincirim sinirim bozuldu ağlamıyorum bide "
Yanıma yaklaşıp göz yaşımı silip iç çekip
"Ağlama sen sen agliyinca çok değişik hissediyorum "
"Ağlamıyorum " diyip burnumu çekerim
"Don bakalım arkana acıyim zincirini"
Arkamı dönerim omzuma bir buse kondurup soğuk elleri boynumdan sırtima kadar çizgi çizer gibi indirip elbisemin zincirini indirir"Sen giyin ben çıkıyorum haber ver giyindiginde "
Bişi dememi beklemeden odadan çıkar üstümdeki lanet elbiseyi çıkartıp gri eşofmanı ve beyaz tişörtu giyerim toprağın elbiseleri bana çuval gibi olmuştu ama çok rahatı altımda sütyen yoktu acaba
Toprak kapıyı tıklatıp
"Giyindin mi"
"Evet gel " dedim
Bana imali imali bakıp güler
"Mina nerdesin"
"Burdayım ya toprak gözün mu kör"
"AA sen mina burdamiydin fark etmedim "
"Toprak tasşak mi geçiyorsun"
Dediğim an bir gelişi güzel kahka patlatır
"Mina benim kıyafetlerim sana çuval gibi olmuş göremedim seni" suan dediklerini duymuyordum kendimi veremiyordum çok güzel guluyordu toprak benim bu halimi görünce yüzünden gulumsemeyi silip
"Noldu daldın "
"Çok güzel guluyorsun " diyip ona doğru yaklaşıp kafamı göğsüne yaşlarım bu hareketim onu kaskatı kesmişti elini belime koyup "hadi gel uyuyalım"
"Yatak çok uzak kucağına alsana beni"
Dediğim an güler göğsündeki kıpırtı dan anlarım
"Ne guluyorsun toprak çok uzak baksana hadi al kucağını"
Diyip ziplarim kucağına refleks olarak ellerini belime koyar
Burunlarimiz değiyordu gözlerimi gözlerinde buluştururum gozlerinde yoğun arzu vardı aynı benimkiler gibi
Yatağa doğru ilierleriz yatağa oturup beni uzandirir ama elerimi boynundan çekmedim
"Mina artık elerini boynumdan çekte yan tarafa geçeyim"
Dediği şeyi yapıp elerimi boynundan çekerim ışığı kapatil yanıma uzanır kafamı goğsune koyup gözlerimi kapatiğım gibi uyuya kalmışım
