"Bay Zaniolo beklemeniz için aradı. Buyrun ben sizi arabasına doğru götüreyim."
Gözlerimi devirdim. Çıkıştaki güvenliğe de haber vermezsin.
"Acelem olduğunu söylersiniz." dedim.
"Pekala, iyi günler." diyerek kapıyı açtı. Otoparkta annemin arabasına doğru yürümeye başladım. Arabaya binmeden önce etraftaki arabalara göz gezdirdim. İtalyan plakası. Orada.
Arabaya bindim. Tam çalıştıracakken Nicolo hızlı adımlarla yan koltuğumun kapısını açtı ve bindi.
"Hiç söz dinlemez misin sen?" dedi çantasını arka koltuğa fırlatarak. "Ama bunu yapacağını biliyordum. O yüzden olabildiğince hızlı hazırlandım."
"Aferin sana!" diye bağırdım sinirle. "İner misin arabadan?"
"Hayır." dedi ve kollarını birbirine bağladı. "Ya benim arabama geçeriz ya da bütün gün nereye gidersen yanından ayrılmadan seninle gelirim."
"Uğraşamam seninle, in." dedim ve arabayı çalıştırmaya yeltendim. Hızla kolumu tutup engelledi.
"Çok ciddiyim, Almira." dedi gözlerime bakarak.
"Ben de çok ciddiyim, Nicolo." dedim.
"Peki o zaman. Sür ve beni evine götür. Annenle de bizzat tanışma vakti gelmişti." diyerek arkasına yaslandı.
"Nicolo!" diye bağırdım. Omuz silkti. Derin bir nefes verdim. "Pekala, sen kazandın." dedim. İnadına parmak bandığım.
Arabadan indim. Ben inince o da indi. Önden arabasına doğru ilerleyip bindi. Ben de yan koltuğuna yerleştim.
"Arabanı gösterip hava mı atmak istiyordun? Neden bu kadar ısrar?"
Cevap vermeden arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.
"Hey! Nereye sürüyorsun?! Durdur şu arabayı!"
"Sakin ol güzellik."
"Ah, senden nefret ediyorum!" dedim sinirle arkama yaslanırken.
"Hayır, etmiyorsun." dedi bana bakarak. Ardından tekrar yola odaklandı.
Ufak bi yolculuktan sonra evine gelmiştik.
"Beni neden evine getirdin?"
"Belli ki sessiz sakin konuşamayacağız. En azından insanları rahatsız etmeyelim." dedi.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"
"Yoo." dedi. Ardından asansörden indi. Göz devirerek peşinden gittim. Evinin kapısını açarak içeri geçmem için kapıyı tuttu.
"Evet seni dinliyorum Bay Zaniolo!" dedim içeri geçip çantamı koltuğa fırlatırken. "Ne yapmaya çalışıyorsun? Kerem'e neden öyle söylüyorsun?"
"Çünkü Kerem senden hoşlanıyordu." dedi bana yaklaşarak.
"Bundan sana ne?" dedim. "Sen kim oluyorsun da başka erkeklerle benim arama girebiliyorsun?"
"Bak işte bunun cevabı bende de yok." dedi sırıtarak. Ardından ciddileşti. "Planıma planla karşılık vermen çok zekice bi hareket. Fakat amacıma daha çabuk ulaştırdın beni." dedi.
"Ne anlatıyorsun sen?" dedim.
"Kerem aramızda bir şeyler olduğumu düşünüyor. Artık sana bi adım atmayacak bu yüzden."
"Sen..." dedim ve omuzlarından ittim, daha doğrusu itmeye çalıştım. "Bencilin önde gidenisin."
"Teşekkürler güzelim." dedi sırıtarak.
"Kerem'den hoşlanıyor olamaz mıyım? Resmen onunla aramda bir şeyler olmasını engelledin."
"Olamazsın." dedi ve bir adım yaklaştı. "Çünkü olaya kıskanç bir gözle değil de mantıklı bir gözle bakınca senin Kerem'e karşı hiçbir şey hissetmediğini gördüm. O sana boş değildi ama sen ona boştun."
Gözlerimi kırpıştırdım. Beklemiyordum.
"Beni dün niye tuvalette sıkıştırıp 'ne yapmaya çalıştığımı' ima ettin o zaman?" dedim yine omuzlarına vurarak. Ellerimi omzularında sabitleyerek tuttu ve bir daha vurmamı engelledi.
"Çünkü dün kıskanç bir gözle bakıyordum."
"Kıskandın mı?" dedim. Şaşırmıştım. Bu yabancılar kıskanabiliyor muydu ya?
"Hıhı." dedi ve alnını alnıma yasladı. "Dünkü imalarım için özür dilerim. Hiçbirini haketmedin. Bilerek beni kıskandırmaya çalıştığını düşünmüştüm. Ama sen sadece Kerem'e arkadaşça bi tavır sergiledin."
"Özrümü niye kabul etmedin öyleyse?" dedim geri kaçılırken.
"Kırgındım. Bana inanmadın. Her kimden öğrendiysen o kişiye inandın."
"Nicolo, ben.." dedim geriye çekilerek. "Özür dilerim. Güven konusunda fazla tedbirli davrandım bunu kabul ediyorum. Elimde olan bir şey değildi."
"Sorun değil." dedi gülümseyerek.
"Bi anda neden değişti bu kadar düşüncelerin, yani bir günde ne değişmiş olabilir?"
"Almira, ben gidiyorum." dedi. Gözlerimi kırpıştırdım. "Dün akşam haber geldi, Aston Villa satın alacak beni. O yüzden bütün bu olanları gözümün önünden geçirmem gerektiğini düşündüm. Gitmeden önce son günlerimi seninle güzel geçirmek istedim."
"Sen ciddi misin?" dedim. Gözlerim dolmuştu. Bu kadar çabuk muydu yani? Daha geleli kaç ay olmuştu?
"Ciddiyim." dedi üzüntüyle. "Takımım ne derse o."
Sımsıkı sarıldım. Hiç bırakmak istemezcesine. Karşılık verdi. Uzun bir süre öyle kaldık.
"Benimle gelmeni çok isterdim." dedi.
"Ama yapamam..."
"Biliyorum. Bu yüzden teklif etmeyeceğim." dedi. Onun da gözleri dolmuştu. Yanağını okşadım.
"Özür dilerim, ama elimde olan bir şey değil. Ben de çok isterdim seninle gelmeyi." dediğim sırada bi gözyaşı düştü yanağımdan.
"Almira." dedi gözlerime bakarak. "Seni seviyorum."
Gülümsedim ve dudağına uzandım. Sanırım bu öpücüğün vakti gelmişti.