8

10 2 110
                                    

Sadie

Aşağı inen insan sürüsünü küçücük boyumla yarmaya çalışıyordum. Yol vermek isteyen tek kişi bile olmaması çok acınasıydı. Merdivenin kenarlıklarından tuttum ve kendimi 3 basamak ileri attım. Elimde tuttuğum 2. perdenin kıyafetleri için olan eskizleri hemen kontrol ettim. Neyse ki yırtılmamışlardı. Onları çizmek için tüm gece ayakta durmuştum bu yüzden çok daha önemlilerdi.

Birkaç adım attım ve etrafıma baktım. Bu kata daha önce sadece birkaç defa gelmiştim. Genelde son sınıfların hayvandan bozma ve hiçbir şekilde olgunluğa erişememiş erkeklerinin doğal alanlarında tepişmesi için kullanılıyordu.

Jay hemen nereye kaçmıştı anlamamıştım. Prova olduğunu ona gün içinde en az sekiz yüz defa söylememe rağmen nasıl gidebilirdi? O esnada ona sinirlenmek ile meşgul olmasam onu yakalayabilirdim.

Oflayarak koridorda yürümeye başladım. Kalorifer peteğinin üstünden aşağı atlayan esmer bir çocuğun altında kalmaktan saniye farkla kurtulduğumda içimden küfürler saydırmaya başlamıştım bile. Jay'i bulduğumda hayatının en karanlık gününü yaşayacaktı.

Üst sınıflardaki tiki kızların iğrenç bakışlarına aldırış etmeden sınıfları gezmeye başladım. Bir alt sınıfında olduğumuz için çocuk muamelesi göstermelerine alışmıştık. Üçüncü sınıfın da içini tarafıktan sonra iç çekerek saçlarımı geriye attım. İnanılmaz gerilmeye başlamıştım. Tiyatro ekibi neredeyse 3. perdeye geçecekti ve biz hala 2. perdenin kıyafetlerini çizmeyi bitirememiştik.

Bulunduğum koridordan ayrıldıktan sonra bir diğerine geçtim. Telefonumdan saati kontrol ettiğimde yaklaşık 20 dakikalık kaybımız vardı. Bay Frank bizi de haşlayacaktı. Son sınıfa girmek için kapıyı açtığımda benimle aynı anda dışarı çıkmak isteyen bir bedene çarpmamla geriye sendeledim.

Elimdeki tüm kağıtlar yere saçılırken çarptığım sert bedenin elindeki kahve de hem elime hem de yerdeki tüm kağıtlara dökülmüştü. Acı içinde elimi tutarken gözlerimi kapattım. Şu an yaşananlar gerçek olmamalıydı.

"Sadie, çok üzgünüm iyi misin?"

Duyduğum tanıdık sesle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Çarptığım kişi 25 dakikadır aradığım Jay miydi?

Yanmış elime dokunmaya çalıştığında elini ittim ve sinirle dolmuş gözlerimi kapattım.
"Sadie, seni görmedim gerçekten üzgünüm. "

Tekrar gözlerimi açtım ve ateş saçan bakışlarımı yüzüne diktim.
"Eskizlerim mahvoldu Jay!"

"Hayır hayır, o kadar kötü durumda değiller."
Eğilip ıslak kağıtları toplamaya çalıştığında sinirle güldüm.

"Zaten çok gerideyiz ve onları çizmek için tüm gece uyumadım!" Sesim hafifçe yükselmeye başladığında etraftaki insanlar bize bakmaya başlamıştı. Ayrıca yanmış elim inanılmaz sızlıyordu ve acilen buz tutmam lazımdı.

"Tekrardan çizeriz, önemli değil. Gerçekten özür dilerim. " diyip tekrardan yaklaşmaya çalıştığında bir adım geri attım. Uzattığı ıslak kağıtlara kötü bir bakış atıp konuştum.

"Gerek kalmadı. Aslında, artık bana yardım etmeni istediğimi sanmıyorum. Şimdiye kadar yaptıkların için teşekkürler. "
Dolmuş gözlerimi kırpıştırarak arkamı döndüm ve adımı bağırmasını umursamadan ilerlemeye başladım.

Zaten yeterince stres altındaydım ve işimi kolaylaştırmak yerine daha çok zorlaştıran birine ihtiyacım yoktu. Kendi başıma çok daha iyi yapardım. Hızlıca merdivenlerden indim ve en yakın kızlar tuvaletine ilerlemeye başladım.

Until I Found YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin