Nyx
"Onu yalnız yakaladığım ilk yerde öldüreceğim. " dedim dişlerimin arasından. Lowell'a karşı ne kadar nefretim varsa hepsini bir anda kusmak istiyordum. Tabi buna nefret denilebilir miydi orası da muammaydı.Aslında kızgın olduğum şey aynı zamanda da kendimdim. Beni anlamadığım şekilde etkileyen duygular hakimiyetine girmiştim ve bu tamamen sinirlerimin bozulmasına sebep oluyordu.
Kendime itiraf ettiğim ilk şey, Lowell'ın etkileyici biri olmasıydı. Varlığını fark ettiğim ilk andan beri kalbimi hızlandırmayı başarıyordu. Bana karşı ilgisi olduğunu da fark etmiştim fakat bunu göstermesinin çok daha farklı yolları olabilirdi.
"Bence gidip onunla konuşmalısın. " dedi Faith bir yandan telefonundan saate bakarken. Planımızı gerçekleştirmek için kantinde oturmuş biraz sonra gelecek olan Colin ve grubunu bekliyorduk.
"Onunla insanca konuşabilecek misin Nyx? İki gündür sinirine bakarsak ben pek olanak veremedim. " dedi Sadie. Gayet de haklıydı.
"Doğru söylüyorsunuz, konuşmaya gitmeliyim galiba. " dedim ve camdan dışarı bakarak devam ettim.
"Bu yüzüne yumruğu basmak için çok iyi bir fırsat olur. ""Gittikçe kafayı yiyor. " Ash'in fısıldayan sesini duyduğumda omuz silktim. Hiç kimse ondan intikamımı almamı engelleyemezdi.
"Bu kadar kalabalık olacağımızı bilmiyordum. " dedi yabancı bir ses bize doğru yaklaşırken. Kafalarımız o yöne doğru çevrildiğinde beklediğimiz kişileri görmemizle içten içe sırıttım.
Bahsedilen Colin, konuşan kişi olmalıydı. Dudağının kenarında kurumuş kan kalıntıları, yüzünün çeşitli yerlerinde iyileşmeye başlamış morluklarla "ben dayak yedim" diye bağırıyordu. Okulda bu denli bir olayın bu kadar sessiz halledilmiş olması tuhaftı.
Faith hafifçe gülümser şekilde konuştu.
"Haber vermediğim için üzgünüm. Tanıştırayım; Ash, Nyx bu da Sadie. "Oğlan grubu birkaç sandalye çekip yuvarlak masaya doğru hamle yapınca yan yana dizildik ve onlara yer açtık. Oturup avel avel yüzümüze bakmaya başladıklarında fark ettirmeden göz devirdim.
"Şimdi de sizin kendinizi tanıtmanız gerekiyordu galiba. "Colin, yüzü aydınlanmışçasına doğruldu ve boğazını temizledi. "Ben Colin, bunlar da Alex, Steven ve Ethan. Memnun olduk. "
Bir şeyler mırıldandık ve onları geçiştirdik. Odaklanmamız gereken şey Lowell'ların grubu ile aralarında ne haltların döndüğüydü.
Sadie boğazını temizlediğinde Ash, işareti aldı ve söze girdi.
"Son zamanlarda okul ne kadar sakin öyle değil mi? Hiç olay yok. "Konuya buradan girmesinin sebebi dün konuşmuş olduklarımızdı. Colin'lerin ağzından bir şey kaçırmasını sağlayabilirsek belki elimizde bir ipucumuz olurdu.
Alex ve Ethan, Colin'e alaycı bir bakış attıktan sonra tekrardan bize döndüler. "Ya ya, ne demezsiniz."
"Sahi.." dedi Sadie ve sandalyesini masaya yaklaştırdı.
"Umarım sormamda sakınca yoktur, yüzüne ne oldu Colin?"Colin kaşlarını kaldırıp Faith'e döndü ve konuşmak için dudaklarını araladı. "Faith size anlatmamış olmalı. Çok yazık. "
İlgili bir tavırla yüzümü ellerimin arasına aldım ve yaklaştım. "Nedir bize anlatmadığı şey?"
Colin, sandalyesinde rahat bir şekilde arkasına yaslandıktan sonra muhtemelen birazdan bize yemek ısmarlayacağı için cebinden cüzdanını çıkarmaya uğraşırken konuşmaya başladı.
"Bu okulda çok kötü çocuklar var. Neyse ki üstesinden geliyoruz. "