10

6 2 116
                                    

Sadie
Konuşmak için salona geçmiş olsak da henüz kimse tek kelime etmemişti. Etrafımda oturan kalabalığa baktım. Açıkça söylemek gerekirse kızların hiçbiri burada bulunmaktan hoşnut gibi durmuyordu.

Noah, sözlü bir şey söylemese de sürekli el kol harekleriyle Ash'e bir şey anlatma halindeydi. Ash ise onu tanıdığa güne lanet okur gibi bir ifadeyle sadece durmasını işaret ediyordu.

Faith'in az önce Chris'e karşı verdiği tepkilerden hiçbirini anlamamıştım. Abim olduğunu bilmediklerini tahmin etmiştim ama böyle bir tepkiyi hiç beklemiyordum. Chris'le özellikle bir sorunları olmalıydı.

Ve şu an en çok yerinde olmak istemediğim kişiye gelelim. Karşınızda, Lowell. Yaklaşık 10 dakikadır tek bakışla 9 yerinden bıçaklanan kişi.

Lowell'ın gözleri odanın her yerinde dolaşıyordu. Tavanda, camda, odanın köşesindeki bitkide, kapalı televizyonda.. Fakat bakmadığı tek yer vardı.

Nyx.

Nyx ise onun tam aksi bir şekilde Lowell'dan başka hiçbir yere odaklanamıyordu. Açıkçası bakışları beni biraz korkutmuştu. Lowell'ın da tam olarak aynı nedenden ona bakmaya korktuğunu biliyordum.

Bu odada bir haltlar dönüyordu ve ben bunu kesinlikle öğrenecektim.

Sessizliği bölmek adına kocaman bir iç çektim.
"Biliyor musun abi? Eğer bana söylediğin gibi maç yapmaya gitmiş olsaydınız böyle bir an yaşamayacaktık."

Nyx, alaycı şekilde güldü.
"Burada olmasalardı da gerçekten maç yapmaya gideceklerini sanmıyorum Sadie. Daha farklı işleri vardır onların. "

Nyx'in cümlesini yanıtlamak için dudaklarımı aralamış olsam da yüksek bir ses ile bölündüm.

"Evet ben çok heyecanlanmıştım. Ponponlarımı da hazırlamıştım, yazık oldu. " Tyler'ın dudak büzerek konuşmasıyla iç çektim.

"Nasıl yani, sen oynamayacak mıydın?" Faith anlamamışçasına bir soru yöneltince Tyler'ın adeta ağzı kulaklarına varmıştı.

"Ay ordan bakılınca basketbolcuya benziyor muyum gerçekten? Kız sevdim seni, hanginize alıyoruz bunu?"

Faith gözlerini büyütüp kafasını iki yana salladı. "Tanrı korusun. "

Abim seslice oflayarak devam etti.
"Karşı tarafta sakatlık çıkmış. İptal oldu maç geldik işte uzatmayın. "

"Sakatlığı siz çıkarmış olmayasınız?"
Gülümseyerek konuşan Nyx'e dönünce kaşlarım havalandı.

"Neden herkes böyle imalarda bulunuyor?" Dedi Ash baştan beri bozmadığı sessizliğini bozarak. Ben de aynı şeyi merak ediyordum.

"Bizim bilmediğimiz bir şey mi var? Mafya falan?"
Söylediğim şeyle Faith ve Nyx'in gözleri şeytani şekilde aydınlandı.

"Hiçbir şey yok, öyle değil mi arkadaşlar?" Lowell kelimeleri tane tane ve bastırarak söylediğinde kaşlarım çatılmaya başlamıştı.

Artık Zac'in bile keyfi gitmiş gibi duruyordu. Gözleri bir abimlere bir de kızlara kayıyordu.

"Sadie'ye olmaz. "

Zac'e odaklanmışken yan tarafımdan duyduğum fısıldamayla hızlıca o tarafa döndüm. Abim, basbayağı benim duymayacağımı düşünerek Faith'i uyarıyordu.

"Sadie'ye olmaz ne?"

Şüpheci şekilde ikisine baktım. Chris, son bir kez daha kafasını iki yana salladı ve arkasına yaslandı.

Until I Found YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin