Oylarınızı bekliyorum. 🧚♀️
Sera için bir kalp💙
Müzik için bir kadeh🍷
Yorumlarda buluşalım.🌺
- Sera!
-Sera!Annemin sesini işittiğimde tüylerim diken diken oldu.
Ne demem gerektiğini bilmeden sesizce ürkek adımlarla ona doğru yürüdüm.
Annem iri siyah gözlerini açıp bana
baştan aşağı igrenç bir yaratıkmışım gibi baktığında ben bile kendimden iğrendim.
Gözlerime dolan yaşları akıtmamak için büyük bir çaba sarfederken elimde olmadan titrediğimi farkettim.
Annemde farketmiş olmalı ki birden;- Kes titremeyi! bana bak böyle devam edersen elimde kalacaksın.
-Tamam anne özür dilerim.
Demekle yetindim sadece; biliyordum ki ne desem bir şey değişmicekti. Her zaman olduğu gibi ne yapar eder yine beni haksız duruma düşürecekti.
-Bana bak ben bugün arkadaşlarımla dışarı çıkacam sen evi baştan aşağı temizle, yemek yapmayı da unutma kardeşlerin okuldan gelicek onlara sofrayı hazırlarsin. Duydun mu beni?
Bağırıp çağırınca korkudan irice açılmış gözlerimi ona çevirirken;- Tamam anne sen merak etme.
Dedim kısaca. Onunla mümkün olduğunca kısa konuşmaya dikkat ediyorum. Ne kadar kısa ve net cevaplar verirsem bana o kadar az zararı dokunur diye düşünüyordum.
Dış kapının açılıp kapanma sesini duyunca içimde oluşan huzuru tarif edemem. Annemin benden uzak olduğunu bildiğim bi yer bana cennetten bi köşeymiş gibi geliyor.
Oysa ki Cennet annelerin ayakları altında degil miydi? öyleydi evet ama ben neden öyle hissetmiyordum. Bunları düşünürken gözlerimin yandığını, acıdan kalbime bi hançer saplandığını hissettim.Düşüncelerimden kopup annemin bana verdiği emirleri yerine getirmek için işe koyuldum.Yerine getirmeyecek olursam eğer akşam ki cezamı ben bile düşünemiyordum.
Önce salonu halledip mutfağa geçmem gerekiyordu. Koltukları kenara çekmek için elimi attim ama ufak tefek biri olduğum için pek başarılı olamadım. Var gücümle tekrar denedim bu sefer birazcik oynatabilmiştim yerinden, altını bir güzel silip süpürdükten sonra yerine yerleştirdim diğer koltuklarıda aynı şekilde yerleştirip. Salonun geri kalanını bir güzel pakladiktan sonra mutfağa geçip ne yemek yapsam diye düşünmem gerekti. Bir yandan düşünüp diğer yandan bulaşıkları makineye yerleştirdim. Bu sırada yapacağım yemeklere karar vermiştim. Pişmek üzere ocağa yerleştirip evin geri kalanını temizlemek için mutfağı arkamda bırakmıştım bile.
Bütün işleri bitirip kapı zilinin çalmasıyla daldığım yerden sıyrılıp kapıya koştum. Gelen kardeşimle ablamdı, ablam beni görmezden gelip bir hışımla içeri girdi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kardesim neşeli bi şekilde seslendi:
-Ablaaa , ablacım nasılsın . Bugün okulda neler öğrendik gel sanada göstereyim . Dedi
Gülümseyerek ona döndüm.
Gözlerinin içi gülüyordu Çağanın. Bu eve katlanmamın tek nedeni Çağan'a olan sevgim, onun bana olan bağlılığıydı.Onu çok seviyordum, onun da beni nasil sevdiğini bana bakan gözlerinden anlayabiliyordum.- Tamam çağan önce yemek yiyelim sonra seninle bakariz olur mu ?
-"Tamam abla."
"Yemek, yemek" diyerek mutfağa koştu. Bende arkasında hızlı adımlara aynı yöne gittim.
Sofrayı hazırlayıp afiyetle yemeğe koyulduk.Ablamın yemeğe gelip yememesi beni açıkçası ilgilendirmedi. Okuldan geldiği gibi direk odasına kapanmıştı benimde onu çağırıp başıma bela etmeye niyetim yoktu.
Ben ile çağan keyifle yemeğimizi bitirdikten sonra çağan ile ortak olan odamıza gittik. Bugün okulda öğrendiklerini bana gösterip kikirdiyordu. Onunla zaman çok çabuk geçiyor yanındayken bütün sıkıntılarımı unuttuuryordu.
Saatlerce odadan çıkmamıştım çağan yatağına geçip uykuya esir olmuştu bile.
Belliki bugün okulda çok yorulmuştu.Komidinin üstünde duran fotoğrafa gözüm takıldı birden babamla tek fotoğrafimiz buydu. Uzun zaman olmustu onu kaybedeli 10 yasindaydim ama farkindaydim her şeyin. Minicik bedenimle tam o zaman anlamistim babamın bir daha asla geri gelemiceğini. Elime aldım dikkatle baktım ona.
Nasılda güzel gülüyorduk her şeyden bağımsız, bu evrende ikimiz tekmişiz gibi. Benimdeki titremeyi yok saydım. Alışmıştım çünkü.Gözlerim daldı, o ana gitmek için nelerimi vermezdim ki;
Sahi neyim var ki veriyim elimde avucumda tek bir şeyim dahi kalmadı. Yanlızca kalbimde çağan vardi onu da veremezdim, vermezdim; vermek istemiyorum. Ben onsuz napardim bu kalbi karanlık insan dolu dünyada.Kalbimin sıkıştığını farkettim.
Bu tatsız düşüncelerden sıyrılıp kendime gelmek için banyoya gittim suyu ayarlayıp olduğum yere çömeldim.Başımdan dökülen su değildi;
başımdan aşağı hayallerim, umutlarım, acılarım en önemlisi babasızlık dökülüyordu.İlk kez kendimi bu kadar yalnız hissediyordum. Babama olan özlemimi bir kez daha farkettim.
Suyla beraber gözyaşlarım, acılarım ,umutlarım ve babam akıp sesizce uzaklaştı benden. Yapabildiğim tek şey onların arkasından izlemek oldu. Her zaman yaptığım gibi.Duştan çıkıp yatağıma geçtim yorganı üstüme çekip bu pis dünyadan bir an önce gitmek ve bir daha uyanmamak üzere gözlerimi kapadım. Gözümden akan bi damla gözyaşı yastığıma bırakarak fısıldadım.
"Babacım seni çok özledim." Dudaklarımdan dökülen son cümle bu olmuştu.
Acı bir gerçek ile gözlerimi yumdum.Bölüm nasısdı yorumlarınızı bekliyorum cankuşlarim.
Ha bu arada yıldıza basıp uçtuğunuzu hayal edin. Yorum yapmayın unutmayın. 2.bolum olmasına rağmen baya iyi yazdim tam tamına 658 kelime. Helal bana dimi sizde öyle diyorsanız yoruma beliyorum.
Seviyorum sizi ❤️🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LATİBULE "Evim Sensin"
Teen Fiction-"Sen yaralı bi kuş gibisin Sera, Seni iyileştirmeme izin ver lütfen." Dedi ve aniden beni kendine çekip sarıldı. İlk kez biri bana böyle içten ve karşılıksız sarılmıştı. Üvey anesinin işkencesine ve küçük düşürülmesine dayanamayip. İntihar eşiğin...