violin

☆

"Sence bu nasıl oldu lix? "

Siyah dizlerinin biraz üstünde biten şort eteğinin belinden biraz yukarı çekerken üzerindeki beyaz gömleği ise eteğin içine sıkıştırırken sormuştu en yakın arkadaşına. Ardından tekrar boy aynasına dönüp üzerini birkaç kez süzüp etrafında döndü.

"Jis beni baştan çıkarmaya mı çalışıyorsun? " sarışın arkadaşı kırmızı ruj sürdüğü dudaklarını ısırırken yatakta iyice yayılmış arkadaşının açıkta kalan bacaklarını süzüyordu. Birden kendi de arkadaşı gibi sırıtmaya başladığında yatağa ilerlerken konuştu. "Ahh gerçekten lix sus ve bana rujunu ver! "

İkili gülüşüp birbirine ruj sürerken birden odanın kapısı hışımla açılınca ikiside korkuyla irkilmişti. İkisinide kaşlarını çatarak süzen abisi sinirli ses tonunu gizlemeden sordu. "Nereye böyle? "

"Şey abi biz partiye gidicektik ama.... "
Abisi odanın içine adımlarken gerilmeden edememişti ikiside abisi sinirliyken gerçekten korkunç oluyordu.

"Olmayacak öyle birşey. Felix seninde anneni aradım bu gece burda kalacaksın bu saatte dışarı çıkman sıkıntı olur. Ve sende benimle gelip yeni hocanla tanışacaksın. "  abisinin otoriter sesine karşın küçük bir oflama ile itiraz etmek istedi Jisung ancak her halükarda abisinin dediğinin olacağını bildiği için konuşmadan bıkkınlıkla ayağa kalktı.

"Hemen dönerim. " diyip arkadaşının yanağına küçük bir öpücük bıraktı ve abisinin peşinden ilerledi. Arkadaşlıkları ne kadar fazla yakın olsa da ikisininde hoşuna gidiyordu bu durum.

Loş ışıkların olduğu koridorda ilerlerken oflayıp puflayarak omuzlarını indirmişti ne hocasıydı ki bu saatte? "Abi cidden gecenin 11'inde ne hocası ya?! "

"Kes sesini zaten seni şu son zamanlarda çok boşladım ailemizin durumunu umursamadan saçma sapan şeyler yapıyorsun! "

"Of istemiyorum hoca falan şimdi sevimsiz bıyıklı koca göbekli biridir! "

Bütün koridor abisinin sesiyle inlerken çalışma odalarına varmışlardı bile kapıyı hiç umursamadan açarak çalışma masasının önündeki deri koltukta oturan siyah saçlı adamı görmesini sağladı.

"Ah sonunda gelebildin Chan. Kardeşini getirmek bu kadar uzun mu sürüyor? "

Siyah deri koltukta bacak çelerek oturan adam dudaklarını yalarken önündeki içkiden bir yudum daha aldıktan sonra kendini düzeltti. Jisung şaşkınca adamın suratına bakarken hiç tahmin ettiği gibi biri olmaması onu daha da şaşırtmıştı tabii.

"Her neyse bu Jisung sana bahsettim zaten. Jisung buda Minho keman öğretmenin. Ona saygılı ol. " abisi konuştuktan sonra kendi koltuğuna oturdu ve yarım bıraktığı içkisini eline aldı.

"Memnun oldum. " diyebildi açık kahve tonlarındaki kahküllerini gözünün önünden çekmek amacıyla geriye iterken. "Bende." karşısındaki adam düz bir sesle karşılık verdiğinde biraz gerilmiş gibi hissetti Jisung.

"Evet tanıştıysanız odana geçebilirsin Jisung. Ha bu arada Minho'da burada kalacak. " Chan ne kadar önemsiz bir şeymiş gibi söylese de Jisung içinden abisine söylenmesine engel olamıyordu.

"Neden burda kalıyor ki sadece keman öğretmenim? " sorgularcasına abisine döndüğünde alacağı cevap belliydi "sorgulama Jisung. Ve o senin büyüğün saygılı ol! "

Hah sikeyim büyüğümmüş!

"Of neyse gidiyorum ben zaten senin yüzünden bebeğimi beklettim. " dedi ve koltuktan kalkıp kapıya ilerledi. Felix'den bahsettiğini abisi biliyordu ama Minho biliyor muydu?