3,5

300 11 16
                                    

"Yeonjun bu yüzdenmi bağırıyordu sana?" Dedi Jisung daha bir kaç saat önce yaşanan karmaşayı aklına getirerek. Minho ise sabahki olayı anlamaya çalışıyordu Yeonjun'un basit biri olmadığı belliydi ancak bu evdeki rolünü anlayamamıştı. Daha öncede şirket hisselerini çaldığını duymuştu, gözüne pek tekin gelmesede araştıracaktı gerekirse biricik öğrencisinden alacaktı cevabını bir şekilde. Geçen seferi batırmıştı ama bu seferi kaçırmasına imkan yoktu.

"Yeonjun'u takma sen bundan sonrasında olacakları aşabilirsek soy adımızdan utanmamızı sağlayan o piçten ve sikik Yeonjundan kurtulacağız." Kardeşinede gaz verdiğini düşünüyordu ancak kendisi şu an sevgili öğretmeniyle onun evinde tek başına ne yapacağını düşünüyordu.

Abisiyle bir şekilde anlaşmıştı en fazla 1 ay kalacağını daha sonrasında onu aldırtacağını söylemişti ve bir aksilik olmamasını umdu sessizce. Şimdi ise arkadaşı ile valizini toparlıyordu ev sanki kısa süreli gidişinin inadına sessizleşmiş gibiydi, hiçbir tepki vermeden elindeki shortu valize koydu onun bu halini izleyen Felix ise yakın arkadaşının gidişine üzülüyordu. O giderse bu evde kalmanın bir anlamı olmayacaktı ki Avusturalya'ya dönerdi büyük ihtimalle buraya zaten arkadaşları için gelmişti fazlasıylada kaldığını düşünüyordu da 4 yıl okadarda az bir zaman değildi.

Sessizce sarıldı arkadaşına ne tek bir kelime etti ne de başka bir şey bir kaç dakika boyunca içli içli sarıldılar. "Sorun değil Felix sadece bir ay sürecek." İkiside ağlama reddesine kadar gelmişti, zor tutuyorlardı. "Siz bana aile oldunuz ne yapacağım şimdi? Beni siklemeyen anem ve babamın yanına geri dönmek istemiyorum Jisung...." sonunda içini yakan hisle göz yaşlarını serbest bıraktı sarışın olan. Dayanamamıştı.

Çok olmadı ardındanda Jisung salmıştı kendini kısa bir ağlama faslından sonrası aşağı kata inip ellerindeki iki valizide Minho'nun eline vermişti. Valizleri zorlukla bagaja taşıyan Minho ikilinin ıslak kirpiklerini gördüğünde gülmeden edemedi "Ah ağladınız mı siz? sadece bir kaç hafta kalacaksın bende, sonra abin alıcak zaten." Minho'nun sözlerine karşın Jisung kendi valizini taşıyan abisine sarılmak için yanına gitti. Felix ise fırsattan istifade Minho'nun kolunu sertce tutarak kötü diye nitelendirdiği bakışlarını sundu "Bana bak dün gece ne yaptınız bilmiyorum ama sözde keman öğretmenliğinden başka şeyler olduğuna eminim."

"Çok şüphecisin."

"Asıl sen kendini çok belli ediyorsun!"

Aralarındaki soğuk dumanlar Jisung ve Hyunjin'i görünce yerini sıcak bir gülümsemeye bıraktı. Minho'nun kolunu son bir kez sıkıp geri çekilmeden önce ekledi "Sakın ona başka amaçlar için yaklaşma." Minho ise kaşlarını çatarak kolundaki eli ittirdi ve saçma bir sırıtışla karşılık verdi sarışına.

"peki ya o bana başka amaçlar için yaklaşırsa?"

Tam cevap verecekken yanlarına gelen ikili susup geri çekilmesine neden oldu "Ne konuşuyordunuz siz öyle?" Felix'in gevelemesini bile dinlemedi Jisung, şüpheye düşmüştü Minho'nun en yakınına sırıtarak konuşması? Minho'nun bakışları her haliyle çapkın gözüksede Felix'e gözü kapalı güveniyordu. Hem Minho ile aralarında hiçbir şeyde yoktu niye kıskanıyordu ki? Dün gece yaptığı dışında.....

Abisininde gelmesiyle önündeki siyah arabaya bindi Jisung. İçinde bir his vardı ama tarif edemiyordu tedirginlik? Korku? ya da kaygı... kendini düşünmeye kaptırmamaya çalışarak arabanın dışından abisine baktı Minho ile konuşyordu. Tahminince babasına karşı uyarıyordu. Hyunjin ve Felix ise birbirlerine hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyorlardı uzakta oldukları için duyamamıştı. Eşyalarını toparlarken aklından çıkmayan sorular gene beynini işgal edip duruyordu.

violinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin