YÜREK YANGINI

Dördüncü: Gelinlik ve Tespih

bu arada ben sağını solunu bilmeyen bir yazar olarak kocaman bir aptallık yapmışım :Dd

korkut'un yanağındanki çizik sağ tarafında yazmışım ama sol tarafında aslında. onu belirteyim ÇİZİK SOL YANAĞINDA.
—

Güneş gözlerini araladığında karşısında asılı gelinlikle göz göze gelmişti. Dün gelmişti gelinlik. Getiren çalışan Korkut Ağa'nın özenle seçtiğini ve düğünde Güneş'in bunu giymesini istediğini söylemişti. Herkes şaşırdığında, Güneş de onlarla birlikte şaşırmıştı çünkü Korkut'un ciddi olduğunu düşünmemişti. Fakat şimdi karşısında asılı duran gelinlikle adamın ne kadar ciddi olduğunu anlamıştı.

Gelinlik sade ama zarif bir gelinlikti. Eşcinsel evlilikler yasallaştığından beri erkeklere özel gelinlikler üretiliyordu ve bu onlardan biriydi. Önü bir kuğuyu anımsatıyordu. Göğüslerinden gelen beyaz kumaş, bir kuğunun deseni gibi iki yana ayrılıyordu. Omuzları açıktı ama ince tülle desteklenmişti. Göğüslerinden gelen tül kumaş, omuzlarına varmadan koluna dönüyor ve kollarında akan uzun bir tül oluşuyordu. Çocuğun belinin inceliğini gösteren bir modeldi. Sadece göğüs modeli ve beli beyazdı, tülden olan sade etekleri cappuccino rengindeydi. Çok uzun sayılmayacak türden bir kuyruğu vardı gelinliğin.

Gösterişten uzak ama bir bakanın bir daha bakacağı kadar güzel bir gelinlikti. Aslında Güneş oldukça gösterişli bir gelinlik olacağını düşünmüştü kılıfından çıkarmadan önce. Çünkü buralarda ne kadar gösteriş o kadar güç ve para demektir. Fakat Korkut'un seçtiği gelinlik gösterişin yanından bile geçmiyordu. "Zariflikten kırılıyor," demişti Havin gelinlik için.

Güneş ise, "Ne kadar da güzel bir kefen." diye düşünmüştü elinde olmadan.

Güneş derin bir nefes alıp, yatağından çıktı. Üzerindekileri çıkartıp günlük kıyafetlerini giydi. Bedenini sevmiyordu bu yüzden çıplak bedenini hayatında hiç incelememişti. Küçüklükten beri gördüğü zorbalıklar yüzündendi belki bu. Turuncu saçlı olmasıyla eleştirmişlerdi, çift cinsiyetli olmasıyla eleştirmişlerdi, uğursuz demişlerdi, lanetli demişlerdi, hakaret etmişlerdi. Aslında bu tür zorbalıklar on bir yaşında başlamıştı. Ailesi onu hiçbir zaman sevmemişti evet ama bu kadar kötü değildi en azından. On bir yaşında çift cinsiyetli olduğu anlaşılmasıyla birlikte başlamıştı.

Her zaman belirsiz görünüme sahip bir cinsel organı olmuştu fakat bunun neden böyle olduğunu düşünecek yaşlarda değildi Güneş. Penisi oldukça küçüktü. Bunu ailesi fark ettiğinde doktora götürmüşlerdi çocuğu. Bir sürü teste tabi tutulduktan sonra hermafrodit olduğu anlaşılmıştı Güneş'in. Yani çift cinsiyetliydi. Bunu öğrendikleri anda itip kakmaya başlamışlardı çocuğu. Ona iğrenç olduğunu, uğursuz ve lanetli olduğunu söylemişlerdi. Zaten uğursuzdu bir de bunun üzerine tam bir erkek bile değildi Güneş.

İlk kez regli olduğunda çok korkup ağladığını hatırlıyordu. Zaten normalden oldukça ağrılı geçtiği için ağrıdan ağlıyor ve ayağa bile kalkamıyordu bir de hiç kimseye de söyleyememişti. Havin, çocuğun regli olduğunu fark ettiğinde ona ped vermişti ve nasıl takılması gerektiğini anlatmıştı. Ped takarken kendisini oldukça rahatsız hissediyordu Güneş. Sanki birisi onu elliyor gibiydi ve ağrıdan duramadığı için de ayrıca acı çekiyordu.

O zamanlardan daha bedenine karşı yabancılık duymaya başlamıştı çocuk. Gitgide bedenine bakmamaya, duş alırken veya giyinirken bile her şeyi hızlıca yapıp kıyafetlerini bir an önce giymeye çalışmıştı çocuk. Ve şimdi evleniyordu. Kendisinin bile gözlerini kaçırarak bakmamaya çalıştığı bedenine başkası dokunacaktı. Yanakları kızardı, küçük kalbi korkuyla çarptı çocuğun. O istemediği sürece dokunmazdı değil mi?