On Beşinci: Kaçamak

12K 584 391
                                    

çok istendi diye bölümü şimdi atıyorumm (1 kişi)

keyifli okumalar canımlar, bir de bol bol yorum pls ben yorumla çalışan biriyim gaza geliyorum yorum gördükçe hihi :3

Sessizlik hakimdi.

Arabanın çalışan motorundan başka bir şey duyulmazken iki beden de konuşmayı reddediyordu. Çocuk, gözlerinden dökülen yaşların nedenini bilmiyordu. Adam ise sıkı sıkıya tuttuğu direksiyonu yerinden söküp atacakmış gibi sertçe kullanıyordu arabayı. Gökyüzü içinde tuttuğu bulutların ağlamasına izin vermişti. Yollar kaygandı fakat adamı durduracak bir engel değildi bu. Arabanın klimasından üflenen sıcak hava sayesinde üşümüyordu çocuk. O zaman neden titriyordu?

"İnanamıyorum," Bir kelime fısıldadı. Korkut, Güneş'e doğru dönmedi fakat gözleri yerine kalbi çocuğu izliyordu. "Gözlerinin önündeydim Korkut, duyduğumu biliyorlardı resmen bilerek öyle şeyler söylediler." Hırkasının kollarını biraz daha çekiştirip avuç içlerine sıkıştırdı yumuşak örgüyü.

"Ağlama Güneş." Korkut asfaltta hızla kayan arabayı ustalıkla kullanırken bir elini çocuğun bacağına yerleştirdi. Sesindeki duyguyu anlayamadı kızıl.

"Kötü biri miyim ben Korkut?" Güneş burnunu çekerken sümüklerinin aktığını biliyordu fakat bir şey yapamıyordu. Ayakkabılarını çıkartmış, bacaklarını kendisine çekmişti. Arabanın deri koltuğunda küçüldükçe küçüldü.

Kızların tepkilerini hatırlıyordu. Dudakları birbirinden ayrıldığında oradaki dört kızın da gözlerinde oluşan duygu yalnızca hasetti... Korkut, kimsenin konuşmasına ya da tepki göstermesine izin vermeden Güneşin elini tuttuğu gibi o evden çıkmıştı. O kızların yüzüne bir kere bile bakmamıştı. Adam onların saygı duyulması gereken birileri olarak bile görmüyordu. Güneş'i izlemek varken gözlerini bir saniye bile o kızlara çevirerek zaman kaybedemezdi.

"Sen hayatımda görüp görebileceğim en temiz insansın Güneş." dedi Korkut, çocuğun bacağını okşarken. "Üşüyor musun, klimanın ısısını yükselteyim."

Soruyu görmezden gelmek istememişti ama üşüyüp üşümediğini bilmiyordu. Titriyordu ama bu üşümesinden miydi? Oysaki arabanın sıcak işinden dolayı camlar buğulanmıştı.

"Neden o zaman böyle davranıyorlar bana? Herkes. Sadece onlar değil, herkes bana bir böcekmişim gibi davranıyor, ben dayanamıyorum Korkut. Dayanamıyorum ben, çok yoruldum." Güneş elini yüzüne kapatırken hıçkırarak ağlamaya başlayınca. Korkut dişlerini sıkıp arabayı kenara çekti. Sertçe duran araba yüzünden başını kaldıracaktı ki çocuk, Korkut'un kolları çocuğun hareket etmesini engellemişti. Adam koca cüssesiyle arabanın içinde yapabildiği kadar sıkıca sarıldı çocuğa. Güneş'i sanki bir oyuncakmış gibi kaldırıp kucağının üzerine koydu. Kolları minik bedene sarılırken çocuğun içini çeke çeke ağlamasına küfür etti. "Sikeyim... Ağlama şöyle içli içli. İçimi sikiyorsun, geri dönüp bu gözyaşlarına sebep olan herkesin canına okumamak için çok zor tutuyorum kendimi Güneş."

Çocuk kızarmış gözleriyle adama şaşkınca bakarken Korkut dudaklarını Güneş'in sol gözünün hemen altına bastırdı. "Bana böyle bakma işte. Ne zaman bu kadar içime işledin sen hım? Ne zaman bu kadar en içim oldun da iki damla gözyaşına bütün dünyanın amına koyacak kadar kötü hissettiriyorsun sen bana?"

"Küfür etme," diyebildi Güneş uzun bir sessizliğin ardından. Sanki takılması gereken en önemli şey adamın küfrüymüş gibi kaşları çatıldı çocuğun. Yaşlar akmaya devam ediyordu fakat sessizdi Güneş. Sinirleri boşalmıştı sanki çocuğun. Bütün bir süre boyunca üzerine gelindikçe yıpranan sinirleri en sonunda kopmuştu. Kızarmış gözlerinin ardından Korkut'a bakarken, rimeli aktığı için ne kadar kötü göründüğünü düşünemeyecek kadar da allak bullak olmuştu zihni.

YÜREK YANGINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin