Gelecekten bir kesit;Radyondan gelen kısık seste bir müzik, arabanın içine giren yaz ayının ılık meltemi. Geçen seferde böyle başlamıştı her şey.
Şimdi ise yine yollardaydım. Tıpkı o geceki gibi eşyalarımın doldurduğu yan koltuk yine sadece eşyalarla doluydu. Belki birkaç çanta daha fazla.
Bir yaz gecesi geldiğim bu şehri bir yaz gecesi terk ediyordum. Basit bir hikâyenin tahmin edilebilir bir sonuydu benimkisi. Kalbimin orta yerinde koca bir yangın vardı bu gece. Her geçen saniye büyüyen ve acılarım ile beslenen bir yangın bu. Alevler, sardığı her yeri acımadan bir bir küle çevirirken içimdeki yaşam da son bulmaya başlamıştı.
Yanaklarımda biriken göz yaşlarım sıcak meltemin etkisiyle kuruyarak boynuma kadar ince bir yol izledi. Muhtemelen çok uzun süredir yolda olmalıydım. Bunu direksiyonu sıkmaktan uyuşmuş parmaklarımdan da anlayabiliyordum.
Gecenin sessizliği ürpermemi sağlarken karanlık otoyolda tek tük geçen arabalar dışında hiçbir hareketlilik yoktu.
Saat: 02:35
Gözlerim sesini kapatmama rağmen arabanın içinde durmadan yanıp sönen telefonuma döndü. Böylece saati de görmüş oldum. Aramalar ya da gelen mesajlar zerre kadar ilgimi çekmiyordu şu an.
Derin bir nefes aldım ve tekrar yola odaklanmaya çalıştım. Yorgunluğum omuzlarımda hissedilir bir yük olsa bile devam ettim. Bu durum fiziksel olmaktan çok ruhsal anlamda yormuştu bedenimi ama durmadım çünkü kaybedebileceğim tek bir anım bile yoktu artık.
Parmaklarım elbisemin ince kumaşı üzerinden karnımı bulduğunda hızlanan soluklarım içimde büyümesine engel olamadığım hislerimde beraberinde getiriyordu.
Sonra o an bir kez daha anladım her şeyin eskiye göre ne kadarda farklı olduğunu.
Eskiden belime kadar gelen saçlarım omuzlarımdan iri dalgalar halinde dökülüyordu artık sadece. Kimseye dokundurmaya kıyamadığım saçlarımdan bile vazgeçebilmiştim. Bir yabancıyla tanışmıştım sonra. Kocaman şehrin her köşesinde bana hayatımın en güzel anlarını yaşatmaya yemin etmiş bir adam. Her daim saçlarımı seven, benimle gülen bir adam.
Gözlerim bileğimdeki dövmeye takıldığında içimden kısa bir an hayatım boyunca onu unutmamı engelleyecek sembole lanet etmek istedim. Oysa bu sembol değildi ki onu hayatımın artık merkezi yapan. Biz birbirimize kopartılamaz bir bağ ile bağlanmıştık bir kere, bunun için sembollere ihtiyacımız olmayacaktı.
Midemde gerçekleşen kasılmalar hızlanan soluklarımla beni biraz daha yola odaklanmaya zorlarken ellerimin altındaki kumaştan bile varlığından güç almak istedim.
Benim hikayem artık bitmişti. Bunu farkındaydım. Sararmış yapraklarım tükenmiş ve kalemin bıraktığı mürekkep izleri birbirine karışmıştı. Ama şimdi onun hikayesi başlayacaktı. Bembeyaz sayfaların arasına tonlarca güzel anılarını dolduracaktı.
Ben, İnci Korhan. Yirmi dört yaşımda öleceğimi bile bile karnımdaki dört haftalık bebeğimi doğurmak için hayallerime veda etmiş, sevdiğim adamı kaybetmiştim. Hayatım boyunca ondan bir parçayı doğurmak için bizden bile vazgeçmeyi seçmiştim.
🦋
&....
Yazım yanlışları varsa şimdiden özür dilerim.
Kafa dağıtmak ve birazda içinde hayatımızdan küçük kestiler bulmamızı sağlayacak bir kitap yazmak istedim. Bazen eğlenirken bazen ağlayacağımız, bazen kırılırken bazen ise aşık olacağımız bir serüven olacak bizimkisi.
Beğendiğiniz takdirde bunu benimle paylaşmayı, yorum ve yıldız bırakmayı lütfen unutmayın.
Yeni bölüme kadar kendinize çok iyi bakın. 🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Aşk Şarkısı | Yarı Texting
Chick-LitBenim hikayem artık bitmişti. Bunu farkındaydım. Sararmış yapraklarım tükenmiş ve kalemin bıraktığı mürekkep izleri birbirine karışmıştı. Ama şimdi onun hikayesi başlayacaktı. Bembeyaz sayfaların arasına tonlarca güzel anılarını dolduracak...