Kelebeğin Aşk Şarkısı | Yarı Texting

İlk Temas

Hepiniz hikayeme hoşgeldiniz arkadaşlar, umarım bu güzel yolculukta sizler de benimle birlikte keyif alırsınız. Okuduğunuzda beğenmeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.
İyi okumalar 🫶🏻

Başlangıç tarihinizi buraya bırakabilirsiniz :)

Açtığım müzik arabanın içerisinde yüksek sesle çalarken parmaklarım direksiyonda ritim tutmaya başlamıştı. Açık camlardan içeri giren deniz havası saçlarımın arasından tenimi okşadıkça yüzümdeki huzurlu gülümseme genişledi iyice. Defne yan tarafta güneşliğin aynasından makyajını yapmaya çalıştıkça arabanın açık sunroof'u yüzünden saçları giderek birbirine karışıyor durmadan homurdanıyordu. Bu haline kıkırdadığıma sinirle bana bakıp yüksek sesteki müziği biraz kıstı.

''Gül sen gül, konser alanında fotoğraf çekilmek için sırnaşırsın nasıl olsa, hain kadın.'' Sinirli haline rağmen alaycı ses tonuyla küs bir çocuk gibi sırtını bana döndüğünde yanağından makas alıp kahkaha attım. Defne dış görünüşüyle çoğu zaman çok fazla ilgilenir ve bunu takıntı haline getirirdi. Oysa gördüğüm en güzel kadınlardan biriydi. Bunu ona ne kadar söylesek de genelde bizi çok dinlemezdi.

''Defne, bebeğim yaparım ben makyajını içeri girmeden. Sen rahat olsana. Hem daha fazla geç kalmadan bizimkileri alalım spor salonundan yoksa dillerinden bütün gün kurtulamayacağız.''

Sözlerimin arasından bir yandan kestirme yoldan Denizin kayıtlı olduğu spor salonuna gitmeye çalışıyordum. Konserin başlamasına bir saatten az bir süre kalmıştı ve bütün ekip benim yüzümden geç kalmıştı. Aylar öncesinden bu adamın konserine gidebilmek için hepimiz çok çalışmış ve biletleri zar zor bulup alabilmiştik. Türkiye'ye Avrupa turnesi sayesinde geldiği için bu imkân belki de bir daha uzun bir süre elimize geçmeyecekti ve bizde bunu kaçırmak istememiştik.

''Yemedim ama yemiş gibi davranacağım bilgin olsun İncik.''

Arabayı spor salonunun otoparkına çekerken Defnenin söylediğine gülümsedim. Ben onun bir şekilde gönlünü alırdım nasıl olsa.

''Şu bebeksi sıfatını beğenmeyecek insanın daha var olduğunu bile sanmıyorum hayatım. Hatta belki solisti bile kendine aşık edersin belli mi olur. Ayy düşünsene gerçekten dünyaca ünlü bir şarkıcı sevgilin olduğunu, sanırım kankam ünlü diye billboardlara falan resmini bastırırdım. ''

Arabayı park ettikten sonra camları kapatıp dışarı çıkarken Defne sözlerimle büyük bir kahkaha attı.

''Hayal dünyana hayranım gerçekten İncik zaten adamda kollarını açmış beni bekliyordu geriye bir tek billboardımız eksikti.'' Sözlerini aldırmadan omuz silktim. Tamam belki billboard işi biraz abartıydı ama aşk sadece filmlerde olmazdıbunu gerçekten anlaması gerekiyordu.

Yine de daha fazla laf yetiştirmeden arabayı kilitleyip salonun camekan kapısından girerek içeriye yürümeye başladım. Defneyi bu dünyada aşka ve sevgiye inandırmak bir aslanı evcilleştirmekten çok daha zordu. Hiçbir zaman doğru bir adam bulunmayacağını savunan ve aşırı feminist bir kadındı. Dünyadaki bazı istisnalarda asla kaideyi bozmuyordu onun için maalesef.

Oysa benim babam bu dünyadaki en güzel istisnalardan biriydi ama Defne babamı türünün tek örneği olarak adlandırıyordu.

Girişteki güvenlikten geçerken çalışan Ahmet abiye gülümsediğimde bizi görüp o da bir baş selamı vermişti. Deniz zamanının çok büyük bir bölümünü bu spor salonunda harcadığı için haftada en aşağı dört gün buraya uğrardık ve artık bu duruma burada çalışan görevliler bile alışmış bizi tanımışlardı. Normal şartlarda Ahmet abiyle uzun uzun sohbet etmek ve geçen hafta neden işe gelemediğini sormak istesem de acelemiz olduğu ve Defnenin buna kızacağını bildiğimden ağzımı açmadan havuzların olduğu kata gidebilmek için merdivenlere doğru yöneldim.