20. Senin beni istemeyeceğini biliyordum zaten.

450 83 168
                                    

Telefon kapandıktan sonra hipnotize olmuş gibi duran gencin omzuna dokundu Changbin. Direkt olarak konuşmaları duymamış olsa da Felix'in söylediği cümlelerden arayanın kim olduğunu anlamıştı. Sarışının yaşananların gerçekliğini idrak edemediği dalgın duran gözlerinden belliyken siyah saçlı adam, onun kafasındaki milyonlarca düşüncenin farkındaydı.

"Felix?" dedi ılımlı bir şekilde. Güzel yüze endişeyle baktı. "İyi misin? Arayan... annen miydi?"

"Ben o gün cidden annemi görmüşüm."

"Hangi gün?"

"Dondurmacıya gittiğimiz gün."

Felix'in bu kadar donuk durması hakkında ne düşünmesi ya da ne hissetmesi gerektiğini bilemedi Changbin. Sarışının oldukça duygusal olduğunu bildiğinden onun yine ağlayacağını düşünmüştü ama Felix büyük bir üzüntüden çok büyük bir karmaşa içinde kalmışa benziyordu.

"Benimle buluşmak istedi." dedi Felix. Siyah saçlı adamın merağının farkındaydı, kalbi çok hızlı atıyordu. Ne hissedeceğini bile şaşırmıştı.

"Sevindin mi?"

"Bilmem... Yokluğuna alışmıştım. Şimdi geldikten sonra tekrar gitmek isterse ne yapacağım? Bir de onca yıl geçmiş. Neden şimdi birden bire bunu istiyor ki? Ben onu çok beklemiştim o gelmedi. Beklemeyi bıraktıktan sonra gelmek istiyor."

Telefonunu yatağın kenarına bıraktı Felix. Yatağa sessizce uzanıp sırtını Changbin'e doğru döndü ve aniden dolan gözlerini sakladı. Sürekli avutulmaya ihtiyaç duyan bir bebek gibi olmak istemiyordu ama Changbin onu avutmaktan memnun gibi duruyordu.

Kolları hemen sarışının beline dolanıp onu kendine çekti ve dudaklarını ensesine bastırdı.

"Böyle hissedip böyle düşünmekte çok haklısın ama annenin buluşma isteği bir teklif. İstersen kabul etmeyebilirsin."

"Ne?"

"Evet, istersen kabul etme. Bu seçeneğin de var. Görüşmeyi istememek senin hakkın. Ben ne yapardım bilmiyorum fakat zaten burada önemli olan benim değil senin ne yapacağın."

"Bilmiyorum ki... Korkuyorum." dedi Felix. Teslim olmuş gibi bedenini sevgilisine döndürüp onun göğsüne sokuldu iyice. "Sence benimle niye buluşmak istiyor?"

"Belki pişman olmuştur."

"Ama çok zaman geçmemiş mi?"

"Evet, çok zaman geçmiş. Neden böyle olduğunun cevabını sadece annenden öğrenebilirsin."

Başını salladı Felix. Kendisine sıkı sıkıya sarılan adamın kokusunu solurken sessiz kaldı. Changbin konuşmanın bittiğini anlayarak istemese dahi kendini geri çekip abajuru kapattı ve tekrardan sevgilisine sarıldı.

"İyi uykular bebeğim."

"İyi uykular." dedi Felix. Başını hafifçe kaldırıp Changbin'in yumuşak dudaklarına saniyelik bir öpücük bıraktı ve tekrar aynı pozisyonuna dönüp gözlerini kapattı. Yarın ne olacağından şu an emin olmasa da içinde bir şeylerle yüzleşme isteği alev alev yanıyordu.

_____________________

Arabanın içinde otururken büyük, beyaz hastaneye dışarıdan bakmaya devam etti Felix. Yanındaki Changbin sessiz bir şekilde onun ne yapacağını bekliyor, sarı saçlı adamsa hâlâ gitmekle kalmak arasında karar vermeye çalışıyordu. Buraya gelene kadar yaşadığı düşünme süreci fazlasıyla sancılı geçse de hâlâ bu sancılı süreci atlatabilmiş değildi.

İçindeki küçük Felix annesini görmek, sadece ona olan özlemini gidermek istiyorken artık yetişkin olan Felix ona hesap sormak istiyordu ya da onu hiç görmemek. Bileklerini çaresizce ovdu. Neden bir hastanenin önünde olduklarını hâlâ tam olarak anlayamıyordu. Annesi ölecek miydi? Belki de çok hastaydı ve ölmeden önce hem veda etmek hem de af dilemek istemişti. Eğer böyleyse Felix onu affedebilir miydi?

Duman | Changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin