"O evin benim için anısı olduğunu biliyordu."
Öfkeyle evin içinde yürüyordu.
"Biraz sakinleşir misin hayatım? Kimsenin yıllardır kullanmadığı bir ev sonuçta. Neden değerlendirmek varken-"
"Bırak Gül, yeterince parası yokmuş gibi dedemden kalma evi de para için satacak değil. Hepsi bana inat olsun diye."
Gül derince oflayıp kahvesine uzandı.
"Bak yarınki davete sırf öfkelisin diye katılmamazlık yapma tamam mı? O davet senin için de önemli."
Kerem duraksayıp Gül'e döndü.
"Aklımda daha iyi bir şey var."
Gül kaygıyla onu izliyordu. Kerem öfkeliyken yapabileceklerinin bir sınırı olmadığını en iyi o biliyordu çünkü. Özellikle konu babası olduğunda daha da kontrol edilemez oluyordu. Gül onun hem dostu hem yardımcısıydı. Konuyu değiştirerek onu yumuşatmak istedi.
"Ee yarın ne giyeceğine karar verelim mi?"
Kerem ceketini giyerken Gül de ayaklanmıştı.
"Önce otele uğrayalım. Odada unuttuğum şeyler var."
Beraber arabaya binip otele doğru ilerlemeye başladılar.
*
Selim ve Banu her zamanki köşelerine yaslanmış dinlenirken kahkahayla gülüyorlardı.
Birden içeriye giren Kerem Bey ve arkasından yürüyen bakımlı kadınla yutkundu Selim. Geceden beri aklında olan şeyi şimdi yapmalıydı. Arkasından yürüyen güzel kadını sorduğunda Banu Kerem Bey'in ayakçısı demişti.Onların asansöre bindiğini görünce diğer asansöre binerek 12 tuşuna bastı. Asansör durup kapı açıldığında hemen önünde yürüyen kadına ve Kerem Bey'e baktı. Ne yapacağını da ne diyeceğini de bilmiyordu. Kerem bey 505 nolu odaya girdiğinde kadın dışarıda bekliyordu, işte şimdi tam zamanıydı. Çekingen adımlarla kadına yaklaştı.
"Şey, merhaba."
Kadın beklemediği kadar içten bir tebessümle ona dönünce biraz olsun cesaretini toplamıştı.
"Merhaba."
"Ben Kerem bey için şey etmiştim, yani demek istediğim,"
Boğazını temizleyip yeniden kadına baktı. Kadın onu merakla dinliyordu.
"Randevu için."
Yüzünde ufak bir şaşkınlıkla Selim'e baktı. Bunu beklemediği belliydi.
"Iıı şöyle yapalım, ben sana bir form vereyim ve sen bilgilerini yaz. Biz değerlendirip sana dönüş yapalım, olur mu?"
Aslında direkt reddetmeliydi fakat Selim gözüne o kadar tatlı görünmüştü ki reddedemedi. Ama zaten Kerem'in kabul etmeyeceğini biliyordu, daha önce bir erkekle randevu ayarlamamıştı çünkü. Çantasındaki kağıdı karşısındaki güzel çocuğa uzattı.
"Peki, ne zaman teslim edebilirim bunu?"
Kadın çocuğun bunu gerçekten istediğini yeniden anladı.
"Bu gece 504 nolu odada olacağım. Oraya getirebilirsin."
Selim başını sallayıp hızla uzaklaştı. İlk defa böyle bir şey yapıyordu. Asansöre bindiğinde bile kağıda bakmamıştı. Kadın reddetmediğine göre adamın erkek kadın ayrımı yapmadığını düşündü. Bu biraz olsun içini rahatlatırken kağıdı katlayarak cebine koydu.
Bu gece Selim'in mesaisi vardı. Normalde buna üzülürdü ama formu teslim etmek kolaylaşacağı için sorun etmedi. Akşam olduğunda ve mola saati geldiğinde personel odasındaki masaya geçip formu çıkardı. Kişisel bilgilerini geçirdikten sonra arka sayfayı çevirdi. Belli haklardan ve gizlilikten bahsediliyordu. Aşağıya kadar okuduğunda fiyat bilgisinin olduğu kısma gelmişti. Siktir, 500 dolar yazıyordu. Geceliği 500 dolar mıydı gerçekten? Kur hesabı yaparken bu ücretin aylık maaşına yakın olduğunu anlayarak ofladı. Bu iş olmayacaktı. En iyisi formu hiç vermemekti.
Aynı zaman diliminde*
"Biraz önce sen odadayken, çok garip bir şey oldu."
Kerem Gül'e bakıp devamını bekledi,
"17, 18 yaşlarında bir erkek, randevu istedi. Ve sanırım otel çalışanlarından biriydi. Yani, ücreti de ödeyemez muhtemelen ama yine de verdim formu. Gerçi sen de kabul etmezsin. Etmezsin, değil mi?"
Kerem fırsatın ayağına geldiğini düşünerek hafifçe güldü.
"O çocuğu bana getir."
*
İşine dönüp oda servislerine devam etti. Sonunda mesai bittiğinde üstünü giyip otel çıkışına doğru yürümeye başladı. O sırada kolunda hissettiği elle arkasını döndü. Bu sabah konuştuğu kadındı.
"Seni bekliyordum ben de, neden gelmedin?"
Selim elini boynuna atıp bahane düşünürken hafifçe gülümsüyordu.
"Ben vazgeçtim de, o yüzden."
Kadın ilgiyle bakıyordu.
"Bir sorun varsa benimle paylaşabilirsin."
Kadının en başından bu kadar içten oluşuna karşılık vermek istedi.
"Ücret benim için fazlaydı, yani çok fazla."
Kadın koluna girip onunla asansöre doğru yürüdü. Bu sırada ona rahatlatıcı şeyler söyleyerek oyalıyor gibiydi.
"Gel odamda biraz konuşalım, hem belki senin için başka bir şey düşünürüz."
Odanın önüne gelip kapıyı açtığında telefon çaldı.
"Sen içeri geç, ben konuşup geliyorum."
Selim onaylayıp içeri geçti. Bu oda daha küçüktü, çalışma masasıyla yataklı bir ofis gibi döşenmişti. Masanın önündeki koltuğa oturup beklemeye başladı. Bir süre sonra kapı sesini duyduğunda ayağa kalkıp kapıya döndü. Gördüğü adamla heyecan ve utanç hissetmeye başladı. Sonuçta her şey, onunla yatmak içindi. Ve de şaşırmıştı. Kerem Bey neden gelmişti ki?
Ardından kapıyı kapatıp Selim'e yaklaştı. Aralarındaki boyut farkı yan yanayken daha da belirginleşiyordu. Kerem karşısındaki çocuğun güzelliğiyle şaşırsa da dışa vurmamayı başarmıştı. Selim'se giderek yakınlaştığı adamın büyüsüne kapılmış, ayılmak için direnmeden onu izliyordu. Tam karşısında duran adam ellerini siyah pantolonun ceplerine koyarak rahat bir tavır takındı.
"Dur tahmin edeyim, ücret bir otel çalışanına göre oldukça fazlaydı."
Anlamayan bakışlarla ona baktı Selim. Neden bu kadar ciddiydi ve ne anlatıyordu?
"Ama sorun değil, eğer dediğim şeyi yaparsan sana istediğini verebilirim."
Biraz daha yaklaşıp uzun parmaklarını küçük çeneye değdirerek yüzü iyice kendisine çevirdi. Selim yutkunup nefesini tutarken Kerem fısıltıyla konuştu.
"Sevgilim ol."
****
Kerem'i hayal gücünüze bırakıyorum ama Selim kapaktaki bebek👄❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİRAS (GAY)
Romance(...)"Hayırdır, Jigololuk bitti, şimdi de damat mı getireceksin eve? Daha ne kadar utandıracaksın beni?"(...) Gay hikayesi Cinsel içerik barındıracaktır, rahatsız olacaklar başlamasın.