Saat sabahın 6'sıydı. Neden uyandım ki... Elim acıyor, sanki kanıyordu. Bacağım acıyor. Sanki kırıldı. Karın bölgem acıyor, sanki yumruklandı. Kafam acıyor... Sanki archonların baskısı ve düşünmeyeceğim bir hasar... Kalkıp lavaboya gidiyim, bari dişlerimi fırçalayıp kahvaltımı yapayım, zamanım da kalırsa ödevlerimi yapıyım dedim kendi kendime. Evet, ödevlerimi yapmıyorum. Okulda 1-2 ders önceki molalarda yapıyorum. Sadece proje ödevlerini evde yapıyorum. Lavaboya doğru gittim.Yürürken bacağım çok acıyordu, kaldıramayacağım bir acıydı. Ama umursamamaya çalışıp lavaboya gittim. Diş fırçasının oldu şu aynalı dolabı açmak için elimi uzattığımda elimden kırmızı bir şeyin aktığını gördüm. Elim... ELİM GERÇEKTEN KANIYORDU! Çok büyük bir yara vardı, avcumun içi o yarayla biraz daha zorlansa sanki çıkacak gibi. Ayağıma baktım, görüntüsü normal değildi. Yerimde dururken bile acıyorudu. Aynaya baktım, kafam bile kanıyordu...
(Aether'in içinden geçiyoruz çeeeek)
Acıdan ve şokdan dolayı yere düştüm. Her ne kadar kalkmaya çalışsam da acıdan dolayı kalkamadım ve kalkmayı denerken kendimi tutamayıp çığlık attım. Kendimi tutamayıp dedim çünkü kardeşlerimin dikkatini çekmek istemiyordum. Canım çok acıyordu, bu gerçekten savaşırken mi oldu? Ama normalde orada aldığım hasarların hiçbiri gerçek dünyaya yansımazdı. Tevyattaki canavarlar ve bosslarla savaşıyorum hep, böylece gücümü yavaşça geri kazanıyorum. Ama bu sefer onlarla da dövüşmedim, anlayamadığım bir şeydi. Büyük, parlak bir şeydi. Sesi kadın sesine benziyordu. Büyük kanatları vardı. Ama çoğunlukla ışıktı, ne olduğunu anlayamıyorum... Verdiğim hasarlar onun için bir hiçti. Birinin merdivenlerden hızlıca indiğini duydum, belli ki çığlığımı duymuştu. Panikledim. Gelen Lumine'di. Olmuşum hali görünce o da neredeyse çığlık atacakdı, Paimon uyanmasın diye kendini zor tuttu.L: Aether... Noldu sana?! Bu nasıl oldu?!..
A:Bende bilmiyorum... Uyandığımda yaralı her tarafım acıyordu ve... Lavaboya gelip elimi dolaba uzattığımda elimin kanadığını fark ettim. Ve sonra anladım ki acılarım gerçekmiş...
L:B-b-bunun nasıl olduğu konusunda her hangi bir fikrin ve ya düşüncen var mı?Çok endişeli gözüküyordu. Benden 1000 kat daha fazla panik halindeydi, ama benim için kendini tutuyordu. Gözleri dolmuştu, eğer kendini azıcık bıraksa tüm ülke duyacak şekilde ağlar. Ona olanları anlattım (Işığı ve tevyatta savaşma şeylerini işte)
L: Ama bu mümkün olamaz ki... Tevyatta aldığın hasarların hiç biri gerçek dünya'ya yansımamalı
A: Biliyorum... Bu nasıl oldu bilmiyorum, sadece çok acıyor, acıdan başka bir şey düşünemiyorum
L: Doktora gitmemiz gerek bekle beni.Paimon'u uyandırmaya gitti, sesleri buraya geliyordu çünkü tam üstümdeydiler
L: Paimon uyan çabuk!
P: Uwaah! N'oldu?..
L:Abini acil hastaneye götürmemiz gerekiyor, sen ne zaman evden çıkacağını filan biliyorsun, kahvaltı için de bu günlük çikolatalı ekmek (severim) yersin, anahtarımı bırakıyorum çıktığında kapıyı kilitlersin
P: A-abime noldu! Bende sizle gelmek istiyorum, abimi bırakamam!
L: Ne olduğunu anlatıcak zaman yok, hem ayrıca eğitimindede geri kalmamalısın bu yüzden gelemezsin, eğer önemli bir şey olursa bir şekilde sana ulaşırım. Şimdi şuradan kıyafetlerimi ver böyle çıkamam dışarıya (don aklet kombiniyle uyuyor)