*1-1,5 hafta sonra çünkü aklımda hiçbir şekilde sikimsonik fikir yok*
Aether sonunda hastaneden çıkmıştı. Tamam onu her okul çıkışında ziyarete gidiyordum ama genede çok özlüyordum onu, sadece onu Max 1 saat görebilmek günde... Özlüyordum işte! Ayrıca her gün verilen ödevleri de getirip konuyu da özet geçmek ayrı bir işkenceydi. Peki, ben Aether'ın hastaneden çıktığını nasıl öğrendim? Şimdi bu gün (cumartesi çünkü ben öyle dedin) uyandığımda babam (şerefsiz olmayan) da kapımın önünden geçiyordu tesadüfen, sonra uyandığımı görünce kapının yanına gelip "Aether hastaneden çıkmış" dedi. Ben şok, ben mutlu. Neyse sonra çıktığını öğrendikten sonra Lumine'i aradım.
--------------------------------------------------------------
X: Lumine
L: Efendim
X: Aether hastaneden çıktı mı?
L: Evet, hatta kendisi şu an yanımd-
--------------------------------------------------------------
Lumine, paşam yüzüne kapadım ama kızma lütfen valla heyecandandı. Sonra zaten yüzüne kapadığım için özür diledim (ve onu söyledikten sonra da yüzüne kapadım telefonu). Hemen giyinip dışarıya çıktım. Rahat diye sweatshirt ve eşofman giyip dışarıya çıktım. Evlerimiz çok uzak değildi o yüzden bisikletimi almadım. Evlerinin önüne geldim ve zili çaldım. Kapı normalden geç açıldı. Herhalde Lumine açacaktı kapıyı ama sonra benim olduğumu görünce Aether'ı çağırdı. Aether kapıyı açar açmaz ona kocaman sarıldım ve yanağına milyonlarca öpücük kondurdum. Karşılığında bana hafifçe sarıldı
--------------------------------------------------------------
A: Özür dilerim...
X:Özür dilenecek bir şey yok. Hem neden özür diliyorsun ki?..
A: Özür dilerim...Seni böyle endişelendirip kendime ciddi bir hasar verdiğim için. Ben sadece herkesin yaşamı için çabalıyordum, bir anda anlamadığım şeyler oldu ve gerisini biliyorsun zaten, o yüzden özü-
--------------------------------------------------------------
Elimle Aether'ın ağızını kapayıp "Lütfen artık özür dileme" dedim. Birazcık daha sarıldıktan sonra içeri geçtik ve Lumine bana çok pis bakıyordu. Zaten hazırda elinde bıçak varken... Korkuyorum şu kızdan, yüzüne kapamıycaktım. Aether'ın odasına çıktık. Ben sandalyeye, o yatağın bir köşesine oturdu. Epey bi sohbet ettik. Tamam daha hastaneden yeni çıkmıştı ve onu zaten her gün görüyordum ama onda bir gariplik vardı sanki. Sanki harap olmuştu. Göz altı torbaları vardı, her ne kadar saklamaya çalışsada yüzündeki yorgunluk çok belliydi. Yorgunluk az kalırdı... Bıkkınlık, mutsuzluk, üzüntü, öfke... O tatlı ve masum gülümsemesinin altındaki her şeyi görebiliyordum. Acep ona ne olduğunu sorsam daha çok mu üzülürdü yoksa daha mı iyi hissederdi?..
--------------------------------------------------------------
A: Xiao, daldın geri gel
X: A-ah, özür dilerim
A: Sıkıntı yok, ne düşünüyordun peki?
X: önemli bir şey değil...
A: Söyle ya, ne olabilir ki yani?
X: İyi misin?..
A: He-?
X: Gülümsemen benim için boşuna, az çok yaşadığın duyguları anlayabiliyorum... O yüzden, iyi misin?
A: İyiyim öyle endişelenecek bir şey yok
A: ...
A: Tamam beni şu sıralardır gerçekten rahatsız eden bir şeyler var ve tam olarak ne olduğunu bilmiyorum sadece duyup hissedebiliyorum bu beni hem korkutuyor hemde yoruyor...
X: Biraz daha detaya inebilme şansın var mı?..
A: Evet, ama bunun için kelimeler az kalır...
--------------------------------------------------------------
Diyip üzerindeki koyu turkuaz rengindeki tişörtünü çıkardı. Kollarında,vücudunda, sırtında... Her yerinde morardık ve kesik izleri vardı. Görmesi bile acıyı hissettirebiliyordu. Çok fazlalardı, sanki morarıklar ve kesikler asıl ten rengiymiş, asıl ten rengi izlermiş gibi gözüküyordu.
--------------------------------------------------------------
A: Bunları ben kendime ve ya bir başkası gelip bana yapmadı. Her gün aynı rüyayı görüyorum ve sonucunda bunlar oluşuyor, bazılarının izleri geçmiyor. Örneğin boynumdaki kesik izi hala duruyor. Hep Eno var rüyamda. Onu yenmenin 2 yolu var ama ikisi de riskli...
X: Bölüyorum ama, Eno kim
A: Bende bilmiyorum tam olarak, ama kendisinin isminin Eno olduğunu, iyi huylu olmadığını, güçlü ve vücudunun görünmediğini biliyorum. Yani gördüğüm o beyaz ışık aslında Eno diye bir kadın.
(Funfact: Eno, isim olarak sonsuzluk demektir Japoncada. Buradan Eno'nun kim olduğunu ve ya ne olduğunu tahmin edin)
X: Peki isminin Eno olduğunu nereden biliyorsun ya da kadın olduğunu?
A: Bilmiyorum, ama öyle. Sadece biliyorum, ama nasıl bilmiyorum.
X: Tamam şimdi, Eno diye bir atımın nalı götümün kenarı kaplumbağamın kakası sana zarar veriyor, bu kişi kadın, beyaz bir ışıktan oluşuyor ve bu karıyı yenmenin 2 yolu var ama riskli, peki nedir bunlar.
A: İlkinde Tevyat'ta çok uzun süre kalmam gerek, bu da kötü bir şey çünkü buradan tamamen silinirim. İkincisinde ise ölme ihtimalim çok yüksek...
--------------------------------------------------------------
Ölme ihtimali mi?...
--------------------------------------------------------------
A:... Archonların ve celestia'nın izni doğrultusunda hepsinin güçlerini alıp gerçek hayatta, bu dünyada onunla savaşmak. Ve bunun sonucunda ölme ihtimalim çok yüksek. Onu bu güçlerle yenmenin yolunu biliyorum ama söylemek, hatta düşünmek bile acı verici ve korkutucu. Bunu uygulamayı kesinlikle istemiyorum ama diğeride çok riskli. Ne yapacağımı bilmiyorum, neden ben yapıyorum da onlar yapmıyor anlamıyorum, BUNU NEDEN SADECE BEN YAPIYORUM, NEDEN ONLARIN GÜÇLERİNİ GERİ KAZANMALARI İÇİN BEN UĞRAŞIYORUM, NEDEN BU MİLYARLARCA İNSANLARIN HAYATI İÇİN SADECE BEN UĞRAŞUYORUM ANLAMIYORUM!
-------------------------------------------------------------
Ne diyeceğimi bilmiyordum, ona nasıl destek çıkacağımı bilemiyordum, onu nasıl sakinleştirebileceğimi hiç bilmiyordum... Tamamen haklıydı. Kelimelerle nasıl destek çıkacağımı bilmiyordum, ben de bu yüzden kollarımı iki yana açıp sarıldım. Belki, en azından bu biraz sakinleşmesine yardım edebilirdi. Karşılık olarak sıkıca sarıldı, ama cidden çok pis sıkmıştı. Genede bir şey demedim. Bir süre sadece öyle durduk...Üzerimde bir kaç göz yaşı hissettim. Aether ağlıyor muydu? Yüzünü tamamen göğüs tarafıma gömdüğü için hiç birşey göremiyordum, ayrıca ses de yoktu. AMA GÖZ YAŞLARINI HİSSEDEBİLİYORDUM YANİ ŞİMDİ AĞLIYOR MU AĞLAMIYOR MU?! Acaba çakma bed boylar gibi çenesinden tutup baksam mı (çakma bed boy xiao😎)?.. Yok yok, aşırı cringe dururum. Sormaya da çekiniyorum. Hay ben böyle işin...
-------------------------------------------------------------
A: Teşekkür ederim <3...
X: Birşey değiiiil?
-------------------------------------------------------------
Vay anasını çok da bir şey yapmama gerek kalmadı (vay motherını fatherını)... Ama sakinleşip daha iyi olduysa benim için de sıkıntı yoktur.
-------------------------------------------------------------
X: Yapabileceğim her hangi bir şey var mı peki?
A: Üzgünüm ama yok, ama olsun. Bana destek çıkman bile yetiyor.
-------------------------------------------------------------
Sonra etrafta mutsuz bir hava olduğu için konuyu değiştirip başka konulardan konuşup gayshit impact oynadık. Açıkçası güzel oyun ama sanki çok gay var gibi geldi. Sonra saat geç olduğu için eve geçtim. Eve geldiğimde herkes uyuyordu, ben ve babam hariç. Adam gecenin 1'inde anlıyor diyeceğim de, asıl soru bana sorulmalı bence. Tabi ben eve girdiğimde resmen jumpscare yedim, kapıyı açar açmaz karşıma çıktı, küfrediyodum neredeyse. Epey bi sert bakıyordu.
-------------------------------------------------------------
Z: Bildiğini ve hatırladığını biliyorum, her şeyi anlat
X: N-neyi?
Z: Ne olduğunu çok iyi biliyorsun, Tevyat...
-------------------------------------------------------------Evet şimdi Selen (slmslm ben) neden bölüm atmıyor. Selen neden orrrrrospuluk yapıyor? Bölüm atmıyorum çünkü
1) LGS yılım bu yıl, ve evet 2010'luyum
2) Aklıma gerçekten fikir gelmiyor. Düzgün bir senaryom yok, düzgün bir planlamam yoktu. Başlarken de yoktu aklıma estiği gibi yazıyorum ve bu başlangıçta yaptığım bir hata.
3) Özel okula gidiyorum, ki özel okullar bildiğiniz gibi tam gün. 8'den 16.30' a kadar okuldayım. Eve gelincede ödevlerdir şunlardır bunlardır oyun oynamaya bile vaktim kalmıyor
Peki neden yazın bölüm atmadım?
Çünkü ben çalışmaya Mayısın sonlarında başladım, yani yazında her gün çalışıyordum. Kısacası bu yıl maç 3-4 bölüm atabilirim, ya da hiç atamayabilirim. Lütfen anlayışla karşılayın. BYE BYEEE :3