Bölüm 7: Umut Işığı

85 18 0
                                    

Tüm umudum tükenmişti. Meydana yürüyorum. Etrafımda insan görünümlü vahşiler var. Psikolojik rahatsızlığı olan herkesi yok ediyorlardı. Vahşi bir şekilde yakılmamı bekliyorlardı. Beni bağlamaya başladılar. Yere bakışlarımı sabitledim. Hayatım boyu hissettiğim büyük acıları düşünerek kendimi acıya hazırlamaya çalıştım.
Yaşlı bir adam eline ince bir dalı aldı. Ucunu yaktı ve önümdeki saman yığınına attı. Samanlar hızlı bir şekilde yanıyordu. Sıcaklığı uzaktan hissediyordum. Ateş yaklaşırken gözlerimi sıkıca kapattım. Ölümü bekliyordum.

Bir, iki, üç... Yaklaşıyordu. Hissediyordum.
Dört,beş, altı sıcaklık hissedemiyordum. Kalabalık bağırmaya başladı. Gözlerimi çok sıktığımdan etrafı bir süre karanlık gördüm. Etraf netleşirken ateşin söndüğünü gördüm. Herkes yukarıya bakıyordu. Ben de yukarıya baktım.
Tepemizde,Afrika'nın ortasında, helikopter vardı. Ateşe su dökmüşlerdi ve ben bu gürültüyü o an ölmeye odaklandığımdan duymamıştım. Kalabalık kaçışıyordu. Hayatlarında helikopterin "H" sini görmemişlerdi. Onlar kaçarken meydanda sadece Noah kaldı. Yukarıya tekrar odaklandım. Beyaz saçlı bir kız vardı. Kim olduğunu helikopter çok yüksekte olduğundan anlayamamıştım. Helikopter alçaldıkça kızın yüzü görünür oldu. Bu kız Jessica'dan başkası değildi. Çok mutlu olmuştum o başarmıştı. Helikopter yere indiğinde Jessica da yere atladı. Noah iplerimi çözerken Jessica bana doğru koşuyordu. Elimdeki ipler de çözülünce ben de Jessicaya koştum. Hemen sarıldık. Arkasına kardeşi Diana da vardı. Jessicayı inceledim. Ten rengi çok hafif koyulaşmıştı. Diana'nın da yüzüne renk gelmişti.
"Tedavi mi oldunuz?"
Jessica parlak gözleri ile onayladı.
"Bu kadar kısa sürede nasıl Amerikaya varıp yardım için döndünüz?"
Diana lafa karıştı:
"Sürekli koşuyorduk. Buralardan çok uzaklaşmışken ablam sıcaktan fenalaştı. Gittiğimiz yerde gri yollar vardı. Oradan o zaman adını bilmediğim araba isminde şeyler geçiyordu. Araba durdu. İçinden ablamın yaşlarında bir erkek indi. Arabasındaki sorunu ararken ben de ona bağırdım:
"Lütfen yardım edin!"
Bize doğru koştu. Ablamı kucağına aldı ve arabasına bindirdi. Ben de bindim. Nihayet arabasını tamir edince yola çıktık.
Ablamı bir hastaneye götürdü ve başımızda bekledi. Ablam uyanınca sohbet ettik. Ne için kaçtığımızı anlattık. O Amerikalıymış. Ülkesine bizi götürebileceğini söyledi. Biz de teklifi reddetmeyip gittik. Şuan ablamla sevgililer. O burada tanışabilirsin. "
Hikayeyi dinlerken kulaklarıma inanamadım. Hemen arkadaşlarıma yardım eden o kişi ile tanıştım. Çok nazik biriydi. Tam Jessicaya göre olduğunu düşündüm.

" Hadi kızlar helikoptere binin. "
Hemen sordum:
" Amerikaya mı gideceğiz? "
Başını salladı. Gidip Noah ile vedalaştım. Ona çok şey borçluydum.
Hemen helikoptere atladık ve yola başladık. Jessica ve Diana ile sohbet ederken o kadar eğlenmilştim ki 9 saatlik yol bana 10 dakika gibi gelmişti.

Amerikaya indim. Havasını güzelce içime çektim. İngilitereye ulaşma ihtimalimin daha da kolaylaşması beni mutlu etmişti. Jessica benim için kaldıkları yerde oda ayarladı. Artık onlarla kalacaktım.

Akşam olduğunda toplandık. Ben hemen hedefimi anlattım:
"Biliyorsunuz ki ben reankarne oldum. Aslında İngilterede yaşıyordum. Hector adında bir şerefs-
"
Jessica kaşı ile Diana yı göstererek beni susturdu.

"Her neyse işte o şahıs beni öldürdü. Ve ben Afrikada birinin vücudunda uyandım. Şuan ise Amerikadayız. Bana intikam almam için yardım eder misiniz?"

Herkes başı ile tek tek onayladı. Çok sevinmiştim. İntikamın ateşi ile yanıp tutuşuyordum adeta. Jessica'nın sevgilisi beni helikopter ile İngiltereye götürebileceğini söyledi. 2 gün sonra İngiltereye gidiyorduk. O gün büyük bir huzurla uyudum.

Ruhsuz İntikam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin